İkiyüzlülüğü bir kenara bırakın

Cevdet Batu’nun yazısı

Basın özgürlüğü üzerine bu sayfada yazmayalı uzun zaman oldu… Ancak değişen pek bir şey yok. Türk basını aynı sakilliği ile yola devam etme kararlılığında. “Böyle yapmayın, doğru ve dürüst olun, yoksa zaman ve toplum sizleri tasfiye edecek” uyarılarına da kulak asmıyor. Yaşananları sadece kendi penceresinden vermeye, sadece kendi gözlüğünden görüneni gerçek sanmaya devam ediyor. Bir o yana bir bu yana savruluyor, dün söylediğini bugün unutuveriyor. Ne yazık ki Türk medyası bu konuda Türk siyasetçisinden daha başarılı…

Konuyla ilgili elde bir sürü örnek var. Ancak biz en sıcağını yazalım…

Konu basın özgürlüğü ile ilgili medyanın duruşu üzerine… Özellikle “bir kısım medyanın.”

Başbakan Erdoğan son zamanlarda gittikçe daha sert bir üslup takınıyor özellikle “bir kısım medyaya” karşı. Evet o medya kimi zaman eleştiri dozunu kaçırıp yazı ve haberlerin hakaret boyutuna taşıyabiliyor. Ancak Erdoğan da yazılı ve görsel medyada olumsuz tek bir haber görmek istemiyor. Kızıyor da kızıyor…

Başbakanınki önemli bir hata… Medyanın editoryal bağımsızlığına karışmak kimsenin özelikle siyasilerin işi değil.

Ancak Erdoğan’ın bazı eleştirileri de yerinde. Örneğin dün Konya’da yaptığı açıklamalar… Erdoğan basına seslenerek “yaşanan sokak olaylarını heryerde oluyormuş gibi vermeyin, abartmayın” diyor. Bu biraz ulusal güvenlik meselesi… Bu tür konularda siyasi erk medyadan yardım istyebilmeli… Medya da kendi iradesiyle doğruluğuna inandığı bir yaklaşımı benimseyebilmeli… ABD’de ve Avrupa’da kritik konularda toplumun yararına olacaksa medya ve siyasi erk eşgüdüm içerisinde hareket edebiliyor.

Ancak konu bu değil… Konu Erdoğan’ın medyayı eleştirdiği her konuşmasından sonra basın özgürlüğünü savunanların bugün ortaya koyduğu farklı tavır.

Erdoğan basını eleştirdiğinde “basın özgürlüğüne karışamazsınız” diyenler Orgeneral Başbuğ’un dün yaptığı açıklamalar sonrasında komutanın arkasında hizaya geçtiler.

Başbuğ gazetecilik mesleği gereği Kafes gibi planlarla ilgili diğer kısım medyada yapılan sorgulamalara kızmış ve dün Trabzon’da sert denebilecek açıklamalar yapmıştı.

Yani o da editoral bağımsızlığa bayrak açmıştı.

Şimdi iki gazetecinin Başbuğ’un bu sözleriyle ilgili yaklaşımını ortaya koyalım, basın özgürlüğü konusundaki ikiyüzlülüğü deşifre edelim.

Oktay Ekşi/Hürriyet
Ciddi bir uyarı: MALUM ağızlarla malum kalemleri bugün, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un Trabzon açığında demirli Oruç Reis Firkateyni’nde basına söyledikleri nedeniyle izleyin bakalım. Eminiz çok eğlenceli satırlar okuyacak, eşsiz komplo teorileri ile yüz yüze geleceksiniz. En azgın ve salyalı saldırganı da “askere askerlik öğretirken” göreceksiniz.

Tufan Türenç/ Hürriyet
Başbuğ’un açıklamaları...: BİR ülke düşünün ki, bu ülkenin silahlı kuvvetlerine sabahtan akşama kadar hakaretler yağdırılıyor. Yandaş medya bunu görev edinmiş, iftiralarla, düzmece haberlerle, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak, çökertmek için her şeyi yapıyor. İşin daha düşündürücü yanı ise bu medyayı savcılar ve polisler besliyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ dün sabah Trabzon’da yaptığı basın toplantısında Silahlı Kuvvetler’de biriken tepkileri dile getirdi.