En Sıcak Konular

Devletin arka bahçesi

0 0 0000 00:00 tsi


Rahşan Ecevit’in “sağlı-sollu ittifak” turları vesilesiyle belirginleşen ve bugünlere tarihlenecek detaylı fotoğrafın içinde, MHP lideri Devlet Bahçeli de belirleyici bir konumda bulunduğunu gösterdi.

MHP’ye ve temsil ettiği kitlelere dair derinlemesine bir kesit sunan bu duruş, sadece siyasetin değil topyekün Türkiye’nin geleceğine dair tayin edici işaretler taşıyor. Rahşan Hanım’ın, “laik-demokratik cumhuriyet” eksenine yerleştirdiği ittifak arayışına, MHP lideri Devlet Bahçeli randevu bile vermemiş ve bu teşebbüsü sert ifadelerle karşılamıştı. İtirazı iki esaslı gerekçeye dayanıyordu: Birincisi, cephe gayretlerinin “gerginlik ortamından beslenen AKP’nin değirmenine su taşımak” anlamına geldiği idi. İkinci itiraz da, konuyla ilgili Bahçeli’nin yazılı açıklamasında şu veciz cümlede ifadesini buluyor: “Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel ilkelerinin ve Türk milletinin ortak değerlerinin bir cepheleşmenin bayrağı ve adresi olamayacağına, bu değer ve ilkelerin bu amaçla kullanılmaması gerektiğine samimiyetle inanmaktadır.” Bahçeli, tıpkı Ağar gibi, cepheleşme türü gerginliklerin AK Parti’ye yaradığını ve rejim tartışmaları etrafında şekillenen siyasî kutuplaşmanın doğru olmadığını düşünüyor. Bahçeli’nin, ittifak arayışlarının gündemde olmadığı, bir hafta öncesine tekabül eden beyanatının, tam tersi düşünceleri içerdiğini birileri iddia edebilir. Gerçekten, 21 Haziran tarihli beyanında Bahçeli, AK Parti’yi “Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri ve devletin temelleriyle sorunlu”, “devletin kuruluş ilkelerini” zayıflatmayı amaç edinmiş bir parti olarak eleştirirken, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel ilkeleri” ekseninde muhalefet yürütüyordu. Bu değişimi, siyasetin dikotomik verimliliğine hamletmek doğru olacak. Demokratik siyasî rekabet de zaten bu verimliliği sağlamak için var. Sonuç olarak, Rahşan Ecevit’in “sağlı-sollu ittifak arayışı” vesilesiyle çekilen fotoğrafın içinde yer alan MHP lideri Bahçeli, gerginliklerden uzak duran ve istikrarı gözeten; ayrıca rejim tartışmalarını siyasî kutuplaşmaların malzemesi olmaktan çıkartmaya niyetli bir aktör olarak ön plana çıkıyor.

Devlet Bahçeli, partisinin siyasetini kuyumcu titizliği ile işleyen bir lider. Yazılı metinlere bağlı kalması, çok az konuşması bu titizliğin işareti. Hatırlayalım, 1999 seçimlerinde, % 18 oyla, Türkiye’nin ikinci büyük partisi olan MHP’nin tabanı dolayısıyla kendisi, devletin resmî belgesi olan Millî Askerî Stratejik Konsept’e göre “iç tehdit”ler arasında yer alıyordu. Bugün ise tersine birileri tarafından derinlerdeki “devletin arka bahçesi” olarak görülüyor. Dün, sabırlı ve uzlaşmacı politikalarla, partisini tabanıyla birlikte legal zemine taşıyan ve “iç tehdit” olmaktan çıkartan Bahçeli, bugün de ülkücüleri sokağın dışında tutarak “gayr-ı nizamî savaş” çığırtkanlığı yapanlara kapıları sıkı sıkı kapatıyor. Siyasî mensubiyetlerin ötesine geçerek herkesin, Türkiye’nin ateşten sorunu olan etnik sorunu konusunda MHP liderliğinin yerine getirdiği yapıcı-onarıcı rolü teslim etmesi gerekir. Toplumda hâlâ Kürt-Türk ayrımına dayalı düşmanlıklar ortaya çıkmadıysa, bu tabloda MHP’nin üstlendiği olumlu rol göz ardı edilemez. Ulusalcılığın kışkırttığı düşmanlıklar ve gerginlikler MHP lideri tarafından bastırılıyor ve dengeleniyor. “Etnisite cini”ni lambanın içinde tutan kişi Devlet Bahçeli.

MHP’nin durduğu yeri anlamak için parti örgütünden önce parti tabanına bakmak gerekir. MHP’lilik diğer parti kimlikleri gibi amorf bir kimlik değildir. Bu kimliğin en önemli unsuru, devlete yönelmiş, devlete sahiplenme ile temellenmiş bir kimlik olmasıdır. Tersinden bakıp, devlet adını verdiğimiz gerçek varlığın durduğu yer MHP’lilerin anlam dünyasından çıkartılabilir. Çünkü, devlet içinde çeteleşmeye özenen resmî görevliler, MHP’lilerin anlam dünyasını ödünç alıyorlar. MHP liderinin, kan üzerinden siyaset yapmakla suçladığı “ara rejimciler” de herhalde bu “resmî görevliler” oluyorlar. Bu durumda MHP, basit bir siyasî parti olmanın ötesinde devleti meşrû zemin içinde tutacak temel denge unsurlarından biri haline geliyor. O zaman, devleti hukuk içinde, meşrû zeminde tutacak olan en temel aktörlerden biri MHP liderliğidir.

MHP lideri Devlet Bahçeli, siyasî istikrara katkıda bulunan, rejim tartışmalarına itibar etmeyeceğini haber veren duruşun yanında; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin meşrûiyetini yok eden “resmî” sapkınlıkları da durduracak bir çizgi takip ediyor.

Demokratik siyasetin devleti biçimlendirmesi denilen şey, işte böyle bir şey olmalı.



Bu haber 242 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,014 µs