'Şeker de sigara gibi yasaklanacak'
9 Temmuz 2012 12:11 tsi
‘Tadı damağında kalacak’ lezzetleri bulmak için yurdun dört bir yanını karış karış gezen Vedat Milor, "Yeşil Menü"nün yolculuğunu anlatıyor.
Doğal ürün avına Ege Bölgesi’nden başlayan Vedat Milor, izlenimlerini şöyle anlatıyor:
"Beni lokantada izleyenler, eleştirilerimin ve dikkatimin ürün kalitesine ve malzeme kalitesine yoğunlaştığını görür.
Malzeme kalitesi derken iki şeyden bahsediyorum: doğal ve lezzetli. NTV Yeşil Ekran kapsamında bu kez ürünlerin peşinde koşuyoruz, kaynaklarını bulmaya çalışıyoruz.
Tadı Damağımda Yeşil Menü’de Ege’den başladık. Seferihisar’a, Urla’ya, Tire’ye ve Karaburun’a gittik. Şimdi Rize, Trabzon, Ardıhan, Kars, Artvin... Gökçeada ve Antalya’da da ilginç şeyler var.
“50 YIL SONRA ŞEKER YASAKLANACAK”
Çoğu lokantada kötü, endüstriyel ve sıradan malzeme kullanılıyor. İşlenmiş, doymuş yağ kullanılıyor, yanınca kanserojene dönüşüyor. Ayrıca mısırdan yapılan şeker kullanılıyor. Bence bugün nasıl sigara yasaklandıysa, 50 sene sonra şeker de yasaklanacak dünyada.
Hemen hemen yediğimiz her şey fabrikasyon, margarin ve kötü ihtiva ediyor, doymuş yağlarla yapılıyor. Etler çok ciddi bir konu, özellikle ineklerin genetiğiyle oynanıyor. Etlerin rengi bazen mor oluyor, çünkü su veriyor etlere. Büyüme hormonları vuruluyor. Doğal süt bulmak çok zor. Doğal süt için bile hayvanlar makineyle sağılıyor. O yüzden antibiyotik veriliyor. Yediğimiz birçok sebzede pestisit kullanılıyor. Mesela patateste çok ciddi bir sorun bu. Balıklarda çok ciddi cıva var özellikle Türkiye’de. Yetiştirme balıklarının nasıl beslendiği malum.
“GIDA SEKTÖRÜ BİR ŞARLATAN PANAYIRI”
Ülkemizde hakikatten özellikle gıda ve sağlıkla ilgili devamlı entrikalar dönüyor. Bir şarlatan panayırı adeta. Şarlatanlar devamlı bu tarlada geziniyor. Gazetelerde balon haberler uçuşuyor. Halkı aldatmaya yönelik... Yurt dışında bunu yapamazsınız. Çünkü mesela “Pancar suyu kansere iyi gelir” dersem, hükümet benden hesap sorar. Çünkü bir ilaç değil bu, ancak ilaç olması lazım böyle bir şey diyebilmeniz için.
Biz de Tadı Damağımda Yeşil Menü’de biraz bunu anlamaya, anlatmaya çalışıyoruz. Evet doktor değilim, fakat damak lezzetim var. Geçmişte hatalar yaptığımın da bilincindeyim. Eminim şu andaki bilincim 30 sene önce olsaydı, belki daha uzun yaşar daha sağlıklı olurdum. Ama gençler için geç değil.
“‘YEŞİL MENÜ'DE AMACIM BİR ENVANTER ÇIKARMAK”
İyi, lezzetli ve doğal yemek yemek mümkün. Ben de öğreniyorum. Amacım bu programda bir envanter çıkartmak, yani ülkemizde neler var, neler kaldı. Ondan sonra da bana palavra atan lokantacılara cevabını vermek. İtalyan mutfağında tarladan sofraya geleneği vardır. Bizde öyle bir şey yok. Çünkü fazla endüstrileşme var. En acıklısı 2006 senesinde yerli tohum üretimi yasaklandı, yasaklandı. Halk cahil. Halkı uyarması gereken basın, bence en büyük sorumlu. Kamuoyu bilinci oluşturulması lazım. Bu partiler üstü, ideolojiler üstü bir şey. Çünkü çocukların sağlığı söz konusu. İtalya bir modeldir. Bize Avrupa Birliği diye bir çok şey empoze ettiler. Oysa İtalya’da, Fransa’da bilirler ki küçük üreticinin, hayvancılığın yok olması demek, sağlıksız yemek demektir. Bence gereken köylüyü, küçük üreticiyi desteklemek. Sadece maddi değil, yol göstermek, sağlıklı kullanım, üretim yolları göstermek, pazarlamasında kolaylık sağlamak. İtalya bunu yapıyor, o yüzden İtalyan Mutfağı çok yöreseldir ve taklit edilmesi zordur. Hem lezzetli hem de sağlıklı yersiniz.
Bu haber 902 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle