Başbakan, PKK konusunda netice mi alıyor?
0 0 0000 00:00 tsi
HÜKÜMETİN dış politika konusunda çok başlı bir görüntü vermesini hepimiz yadırgıyoruz. Hükümetin ilgili kanatları da birbirlerinin ne yaptığını zaman zaman bilemediklerini açıkça ifade ediyorlar.
Ancak, ortada başka bir gerçek daha var.
Geçen pazar günü aynen şöyle yazmıştım:
"Bence:
a) Ortada bir kakofoni olsa da hem Başbakanın çıkışları, hem de Prof. Dr. Ahmet Davutoğlunun Ortadoğudaki gayretleri, ABDde çok dikkatli okunmaya çalışılıyor.
b) Yöneticileri sevseler de sevmeseler de ABD ve İsrailin Ortadoğuda Türkiyeye büyük ihtiyaçları var, Türkiyeyi İran-Suriye ittifakına kaptırmaktan fena halde çekiniyorlar.
Bu çekince hem ABDyi, hem İsraili, Türkiyeyi "PKK meselesi"nde memnun etmek için her zamankinden fazla zorluyor. (Hürriyet- "Türkiye, Ortadoğuda Yeni Bir Fırsat Yakalayabilir"-23.07.2006)
* * *
Irak Başbakanı Nuri el Malikinin Washington ziyareti nedeniyle yapılan açıklamada da deniyor ki:
"...ABD Başkanı George Bushun Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley, terör örgütü PKK ile mücadelenin, Bush ile Irak Başbakanı Nuri el Maliki arasında Beyaz Sarayda yapılan görüşmede ele alındığını ve üçlü mekanizma çerçevesinde bazı önlemler belirlendiğini söyledi.
Bush-el Maliki görüşmesi konusunda brifing veren Hadley, Bushun hafta sonunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğanı telefonla aradığını hatırlatarak, ABD Başkanının, Başbakan Erdoğana PKK konusunda güvence verdiğini ve şimdi bu sözün yerine getirilmesi gerektiğini belirtti. Hadley, Bu konuda daha agresif olarak çalışmamız gerekli dedi." (Sabah Web-26.07.2006)
Bu açıklama katiyen "sınır ötesi operasyona" cevaz veren sözleri kapsamıyor.
Beyaz Saray samimi de olmayabilir. Kastedilen önlemler, eften püften önlemler çıkabilir.
Eminim, aramızda ağzımıza yeniden bir parmak bal çalındığını söyleyecekler çıkacaktır.
Irak Başbakanının Kuzeydeki Kürtlere laf anlatamayacağını, Talabani ve Barzaninin, PKK dahil, Kuzey Iraktaki dengeleri bozacak herhangi bir eyleme sıcak bakmayacaklarını iddia edecekler, tespitlerini kolaylıkla doğrulayacak bir sürü örnek bulabilirler.
Ama ben yine de umutluyum.
Neden?
Kozların Türkiyenin elinde olduğunu düşünüyorum da ondan!
Ortada bir kakofoni olsa da, bazı yetkililerin bu kozları doğru değerlendirdiğini de hissediyorum.
* * *
Ne demek istiyorum?
Eğer, görünürdeki "İsrail-Hizbullah Savaşı"na "ABD-İran Savaşı" olarak bakmayı becerebilirsek, benim meramım daha rahat anlaşılır.
"PKK meselesi"ni Türkiyenin önünde sarkaç gibi tutmak isteyenler veya bugüne dek enerjilerini PKK üzerinde harcamak istemeyenler, Ortadoğuda oynanan "21. yüzyılda bölgeyi kim yönetecek" oyununda Türkiyenin terazide ne kadar hassas bir noktada durduğunu görmek durumundalar. ABD, oyununu Türkiyesiz oynayamaz.
Ancak, şimdi yaptığı gibi Türkiyenin de hassasiyetlerini her ortamda yüksek sesle duyurması şart.
Ben son dönemde Türkiyeyi aktif dış politika içinde görüyor ve buna bel bağlıyorum!
Bu haber 275 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle