En Sıcak Konular

Kazanandan yana: AKP'den milletvekili olmak isterim!

28 Temmuz 2007 10:55 tsi
Kazanandan yana: AKP'den milletvekili olmak isterim! CHP'li manken Tuğba Özay'dan ilginç açıklamalar... Özay bu kez kazanandan yana... Bir sonraki dönemde milletvekili olmak istediğini söyleyen Özay "AKP'yi kendime yakın buluyorum" dedi. İşte o röportaj...

“Abdullah Gül’ü sempatik buluyorum. Bilgili, tecrübeli. Güleryüzlü olması benim hoşuma gidiyor; güleryüzlü olmak çok iyi bir cumhurbaşkanı olacağı anlamına tabii ki gelmiyor; ancak Abdullah Gül’ün Çankaya’ya yakışacağını düşünüyorum.”

Podyumların gözde mankeni Tuğba Özay, AK Parti’ye göz kırpıyor. CHP üyesi olan ve Deniz Baykal’a yakınlığıyla tanınan Özay, Abdullah Gül’ü sempatik ve başarılı buluyor. Gül’ün cumhurbaşkanı olmasına karşı çıkmayan Özay, başörtülü kızların inançları nedeniyle üniversitede okuyamamasını haksızlık olarak görüyor. CHP’nin derdini halka anlatamadığını, bu yüzden de CHP ile halk arasında mesafe oluştuğunu söyleyen Özay, Başbakan Tayyip Erdoğan’a hayranlık duyuyor. Ünlü manken, “Ülkeye faydam dokunacağına inanırsam AK Parti’de siyaset yapabilirim.” diyor.


***

Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığına tekrar aday olacağının sinyalini verdi. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Ben asla türbana karşı değilim. Neticede örtünmek dinimizin bir gereği. Bir sürü başörtülü arkadaşım var. Ama Türkiye’de maalesef türban ideolojik bir simge haline geldi, getirildi. Bu da bir krize sebep oluyor. Birtakım çevreler bundan rahatsız oluyor. Abdullah Gül’ü sempatik buluyorum. Bilgili, tecrübeli. Güleryüzlü olması benim hoşuma gidiyor; güleryüzlü olmak çok iyi bir cumhurbaşkanı olacağı anlamına tabii ki gelmiyor; ancak Abdullah Gül’ün Çankaya’ya yakışacağını düşünüyorum.

Yani eşinin türbanlı olması sizin için sorun değil öyle mi?

Siyasi simge haline getirilmedikçe evet. Başörtüsü bu topraklarda yüzyıllardır var. Atatürk’ün eşi bir dönem örtülüydü. Anadolu’ya gittiğiniz zaman pek çok insanın türbanlı olduğunu görürsünüz. Türkiye’de, bir kavram kargaşası da yaşanıyor. Bu laiklik, demokrasi, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması gibi konularda herkes bir şeyler söylüyor. Dinin devlet yönetiminde egemen olmasını istemiyorum. Ama dindar insanların devlet yönetiminde bulunması farklı.

Peki türbanlı kızların üniversitelerde okumasına ne diyorsunuz?

Yine aynı noktaya geliyoruz. Bu kavram karmaşası yaşandığından o da çok büyük bir sorun olarak karşımızda duruyor. Türbanlı öğrencilerin üniversitelerde okuması tabiî ki çok normal… İnsanların şekline değil, kafasının içine bakılmalı. Her parti bu problemleri çözmek için uğraşmalı. Zaten türbanla ilgili diğer partilerin de yaklaşımı ılımlı. Türban mutlaka siyasetin dışına çıkmalı, siyasetin, partilerin simgesi olmamalı…

CHP seçimlerden 1 hafta 10 gün önce Yozgat’ta türban dağıttı insanlara…

Bana göre hiç doğru bir davranış değil bu. Türban dağıtmanın bir faydası olduğunu düşünmüyorum. O insanlara kucak açmak, şefkatle yaklaşmak, bu söylemlerinizi tavırlarınızda da dile getirmenin daha faydalı olacağını düşünüyorum.

CHP, bunun normalleşmesi adına bir adım atar mı sizce? Atmalı mı?

Çağdaş, laik, demokratik ve insanları özgürce yaşayan bir Türkiye Cumhuriyeti arzu ediyorum. TC çatısı altında Alevi’si de Sünni’si de, Laz’ı da Ermeni’si de, laiki de dindarı da herkes kardeşçe yaşayabilmelidir. Çünkü bu topraklarda insanlar yüzyıllardır böyle yaşamışlar. Ama bunları söylerken İran gibi bir ülke de istemem. CHP, ülkenin normalleşmesi için elinden geleni yapmalı.

Sizin türbanla bir sorununuz yok zaten. Tesettür defilelerine de çıkıyorsunuz.

Bir tek firmanın defilesine çıkıyorum. O da Tekbir… Bu defileye çıktığım için eleştiriler de aldım. Sonuçta bu insanların gerçekliğini yok edemezsiniz. Nasıl ki o insanlar bizim gerçekliğimizi yok edemezse biz de onların gerçekliğini yok edemeyiz. Yok etmeye çalıştığınız zaman zaten kriz çıkar.

Ya da tahammül edememe durumu…

Ben BBC televizyonuna iki defa belgesel çektim. Ve Türkiye’nin Batı’ya dönük modern yüzünü temsil ettim. Orada bir Müslüman olarak dualarımı okudum. Sayın Başbakan da vardı, Sayın Abdullah Gül de vardı. O belgesellerde 5 büyük İslam ülkesi vardı ki bu ülkenin liderleri ve kendi sektöründe öne çıkan isimleri de vardı. Ben orada motosiklet de kullanıyordum, en frapan halimle de görüntü veriyordum, halkın içinde de röportajlar yapıp İstanbul’u tanıtıyordum. Aynı zamanda da çıktığım bir tesettür defilesini de yayımladılar.

O belgeselde dua okuduğunuz için de eleştirildiniz. Bunları göstermelik olarak yaptığınız iddia edildi.

Kendime göre ibadetimi de yapıyorum. Kandil geceleri ya da arınmak istediğim zaman türbelere gidiyorum. Gecenin 03.00’ünde 05.00’inde Hz. Yuşa’ya gittiğim çok zaman olmuştur. Kim bilebilir ki benim içimi?

İnsanların bunları yadırgaması gayet doğal. Çünkü, karşılarında manken Tuğba Özay var...

Bu benim kendi inancım. Ortaokulda din dersim çok çok iyiydi. Din dersi öğretmeniz sevdirdi bana dinimizi. Bütün duaları ezbere bilirim. Allah ve kul arasına kimsenin giremeyeceği düşüncesindeyim. Bugün insanlar suya tapıyor, güneşe tapıyor, file tapıyor. Şeytana tapanlar var yani… Ama benim için bir tek Allah var ve ben dua ettiğim zaman kendimi çok iyi hissediyorum. İyi bir Müslüman olmak iyi bir insan olmaktan geçer, bana göre en büyük ibadet de iyi bir insan olabilmektir. Ben Allah’a inanıyorum, söylenenler ise beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor.

22 Temmuz’daki seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İstikrar sağlandı.

Bu kadar mı? Memnun musunuz?

AK Parti’nin başta olmasından mı?

Evet, samimi olarak ne düşünüyorsunuz?

Ben CHP’nin bazı tutumlarından memnun değilim. Yani örneğin gençlik ve kadın kollarının daha aktif çalışması gerektiğine inanıyorum. Her şeyden önce halka inmesini, halkın problemlerini bilmesini, onlara çözüm önerileri getirmesini istiyorum. Ama CHP halka çok yakın durmuyor. Ya da öyle görünüyor. Halkın anlayacağı dilden konuşması gerekiyor.

CHP’nin halktan kopuk olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Burada da zaten CHP’nin halka biraz daha yakın olması gerektiğine, daha çok kitlelere ulaşabilmesi gerektiğine inanıyorum. Ama AK Parti ile ilgili olarak da yani sadece AK Parti olarak da görmüyorum olayı. Siyasetimiz dış güdümlü, sonuçlarda dış dünyanın da etkisi var.

***

Lisedeyken ülkü ocaklarına takıldım

Solcu manken olarak anılıyorsunuz; ama görüşleriniz liberal, demokrat; insan haklarından yanasınız, din ve vicdan özgürlüğünü savunuyorsunuz… ‘Solcu’ olarak anılmaktan rahatsız olmuyor musunuz?

Ben CHP üyesi olalı 7-8 yıl oldu; ama çocukluğumdan beri hep o ortamın içinde yetiştim. Tabiî ki ailemin çok büyük bir etkisi var. Benim annem babam eğitimci insanlar… Sağ mı sol mu dediğin zaman ben sola yatkın bir insanım… Belki biraz çocukça konuşuyorum bu konularda; ama solcu gençliğin o dönemlerde nasıl katledildiğini okuduk, gördük, birtakım şeylere de şahit olduk… Çok suçsuz masum insanların…

Ama her iki taraftan da o dönemde insanlar öldü…

Evet, kardeşi kardeşe vurdurttular…

O dönem çok karanlık bir dönem…

Çok karanlık bir dönem; ama o zaman çok solcu gencin katledildiğini, işkence gördüğünü biliyoruz.

Liseli yıllarınızda Küçükyalı’da Ülkü Ocakları’na gidip geldiniz. Madem solcusunuz ne işiniz vardı orada?

Bunu nereden biliyorsunuz?

Ortak arkadaşlarımızdan öğrendim…

(Gülüyor…) Küçükyalı’da değil, Erenköy’de… Öğrenciyken, evet gittim. Doğma büyüme Bağdat Caddeli’yim… Zaten bu tip şeyler çocukluktan itibaren başlıyor. 1991-92’li yıllarda etrafımda çok arkadaşım vardı; sağı da benimseyen, solu da benimseyen… Sağcılar bana yakın duruyordu o zamanlar.

Siz de sağcılara yakın duruyordunuz ama…

İdeolojik anlamda asla yakın durmadım… Ama çok arkadaşım vardı. Ve işte bunların hepsi bende bir çelişki yaratıyordu. Yani ideoloji ne demek ki diyordum. Yani sağ, sol bunlara ne gerek var ki hepimiz kardeşçe bir çatı altında yaşayamıyor muyuz? Şimdi bir fikre sahip olabilmeniz için diğer fikirleri de bilmeniz lazım. Sonuçta bir bayrak, bir vatan, devlet var diye düşünüyordum…

AK Parti’nin seçim sloganına dönüştü bu...

Allah, öyle mi? Anam, değiştirelim o zaman bu sözleri (gülüyor)…

CHP iyice uca yaklaştı galiba.

Ben demokrat bir insanım…

Peki demokrasiye, insan haklarına daha çok vurgu yapan bir partide neden siyaset yapmıyorsunuz?

Zaten farkındaysanız AKP’nin ilk baştaki söylemleriyle şimdiki söylemleri farklı. Herkes demokrasiyi kendine simge yaptı ve onu sunmaya başladılar.

CHP’nin birinci çıkacağına inanıyor muydunuz?

Yok, ben yine AKP diye düşünüyordum. AKP birinci olur diye düşünüyordum.

CHP nerede yanlış yaptı peki?

Başta söylemiştim hepsini. Yani o halka verdiğiniz mesajlar, kitlelerle buluşabilmek falan…

Ne olacak bu CHP’nin? Ne düşünüyorsunuz bir üye olarak?

Muhalefete devam! Halk CHP’ye muhalefet görevi verdi, muhalefete devam! Ya Deniz Bey bana göre Türkiye’de gerçekten çok dürüst bir siyasi lider. Şimdi onu da o kadar yıpratmanın ben hiçbir manası olmadığını düşünüyorum. Ben Deniz Baykal’ın çok kaliteli, çok kalifiye bir lider olduğunu düşünüyorum.

Ama bence dürüstlükle kaliteli lider arasında çok fark var!

Siz şimdi iyi bir lider diyorsunuz, iyi bir lider dediğiniz partisini bir kez olsun iktidar yapar. Kaç yıldır bu partinin başında…

Ooo siyaset bu, politika bu…

Sizin bir ara temiz podyum çalışmanız vardı…

Evet, ben bir dönem temiz podyum kampanyası başlatmak istiyordum. Ama ben bir dernek kurmak istiyorum. Madem yeni hükümet de geldi; buradan Sayın Başbakan’ımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum.

AK Partili gibisiniz!

Kesinlikle bu alanda destek görmek istiyorum. Modellerin sosyal haklarını koruyabileceği ve sosyal bir kimlik kazanacağı bir derneğin olması gerekir diye düşünüyorum. Sendika bugün kuramazsınız; çünkü sendikalaştığınız zaman size iş de gelmez. Ama bugün Fransa’da bu mesleğin sendikası var. Ben MODER adı altında bir dernek kurmak için çok mücadele ettim. Ama bütün işlemleri yapmama rağmen bir türlü bir birlik oluşturamadık. Ben istedim ki kimsenin tekelinde olmayalım. Bugün her şehrin, neredeyse her köyün bir derneği var. Şimdi bu kadar göz önünde olan bir mesleğin… Mesela biz emekli olamıyoruz. Bizim sosyal bir kimliğimiz oluşmamış durumda… Biz bugün Türkiye’yi yurtdışında temsil eden insanlarız. Bizim mesleğimiz alanında ciddi bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum ben. Uluslararası arenada ülkemizi temsil ediyoruz. Biz de kültür elçisiyiz.

Sizin camianızda da acayip insanlar var, kültür elçisi demek doğru olur mu bunlara?..

Ama bir dakika, sanatçıların arasında yok mu?

Var; ama onlar devlet sanatçısı olmuyor.

E işte bizlerin de ayrılması lazım. Ben de onu söylemeye çalışıyorum.

Son olarak bir sorum daha var. Bodrum’daki sandıklarda sonuçlar şöyle: CHP yüzde 47, MHP yüzde 27, AK Parti yüzde 20. Bu size neyi hatırlatıyor? Yani Bodrum’da CHP’nin, Türkiye’de AK Parti’nin birinci çıkmasını neye bağlıyorsunuz?

Bodruuuuum… Bodrum…. Ahhh… Neye bağlıyorum? Haaa buldum orman yangınlarına…

Sorudan kaçmayın lütfen!

Ama yok, o yangınlarda Orman Bakanlığı’nın iyi çalışmadığını düşüyorum. (Kahkahalar!)

 


 

Erdoğan, Baykal’dan daha karizmatik

Recep Tayyip Erdoğan’ı kıskanmıyor musunuz?

Sayın Başbakan karizmatik biri. Oylar AKP’ye değil, Başbakan’a verildi, onun karizmasına gitti. CHP’de ise tam tersi… Oylar Sayın Baykal’a gitmedi, partiye gitti.

Siz Başbakan’a da bayağı bir sempati duyuyorsunuz bildiğim kadarıyla. Hatta rüyanızda bile görmüşsünüz…

Gerçekten de Tayyip Bey’e sempati duyuyorum…

Bir teklif gelse düşünür müsünüz?

Bunu da düşünmedim değil. Benim çevremden de çok kişi bunu söyledi bana… Cumhuriyetçi, Atatürkçü bir aileden geliyorum. Partimle çalışmaya devam etmek isterdim. Ama kendi kimliğimi, kişiliğimi, tavrımızı koruduktan sonra, duruşumu belli ettikten sonra ülkem için yapabileceğim ne varsa yapmalısınız diye düşünüyorum.

Ertuğrul Günay bir dönem CHP’nin hatta solun çok sembolik isimlerinden birisiydi. Şimdi AK Parti’de… Tuğba Özay neden AK Parti’ye geçmesin?

Bunlar derin mevzular; ama AK Parti bana uzak değil. Milletvekili olmayı isterim, siyaseti seviyorum. Bu seçimde yaşım tutmadı; ama önümüzdeki seçimlerde muhakkak girmek istiyorum.

AK Parti’den girer misiniz?

Benim Başbakan’a karşı her zaman bir sempatim var zaten… Memleketin hayrına olacaksa düşünürüm, neden olmasın, hayırlı neyse o olsun, onu isterim. (Kahkahalar!) 

Zaman



Bu haber 443 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,639 µs