KCK asayiş neyin nesi?
24 Temmuz 2013 10:04 tsi
''PKK'nın 'yerel unsurlar' ya da ' birkaç gencin işi' dediği ÖSB'ler planlı programlı bir proje...''
Bugün yazarı Adem Yavuz Arslan'ın köşe yazısından ilgili bölüm:
Bugüne ışık tutacak diğer ayrıntı ise 'Öz Savunma Birlikleri.'
Yani, son günlerde yüzleri poşulu, tek tip kıyafetli, telsizli ve yol kontrolü yaparken görmeye başladığımız 'oluşum.'
Her ne kadar örgüt kamuoyundan tepki gelince 'yaramaz çocuklar yapmış' söylemiyle olayı savuşturmaya çalışsa da kazın ayağı öyle değil. PKK'nın uzun yıllardır 'ÖSB' hedefi var.
Asker polis çekilsin PKK'lılar gelsin
Tam tanımı da bizzat Öcalan'ın ağzından şöyle: (18 Mart 2009'da kardeşi Fatma Öcalan ve avukatları ile yaptığı görüşme notlarında yer aldığı şekliyle.)
"İlerleyen dönemde bölge genelinde köy korucuları, asker ve polis çekilerek onların yerine 'halk milisleri' tarzı yeni bir 'iç güvenlik örgütü' kurulabilir. Eski PKK'lılar bu kadro altında işe alınabilir."
Öcalan o görüşmede ÖSB'nin tarifini gayet basit yapmış. Dikkat edilirse söz konusu tarihten sonra ÖSB yapılanmasında hızlanma yaşandı.
Tabii siyasal sistemler açısından 'bir bölgenin kendi ayrı silahlı gücünün olması' ne anlama geliyor ayrı bir tartışma konusu.
Çünkü bu durum federasyondan da öte bir yönetime işaret eder.
ÖSB ile ilgili son bir not daha. Başkente ulaşan bilgilere göre söz konusu yapılanma sadece Diyarbakır, Şırnak ve Hakkâri ile sınırlı değil. Türkiye'yi terk etmesi gereken bazı PKK'lılar bu yapılanma içerisine girdi.
Bu ÖSB'lerin de sokakları hareketlendirmek için hazırlık yaptığı sır değil.
Özetle, PKK'nın 'yerel unsurlar' ya da ' birkaç gencin işi' dediği ÖSB'ler planlı programlı bir proje. Son günlerde dağa çıkışların artmasında bu yapılanmanın etkili olduğu da konuşuluyor.
Çünkü bugün dağa çıkanların yarın bu yapıda yerel polis olacakları söylemi yaygın.
Üstelik bu projeden vazgeçildiği/geçileceği yönünde bir işaret de yok.
Peki ben bunu yazdığım için çözüm sürecine karşı mı olmuş oldum? Çünkü son dönemde tuhaf bir durum ortaya çıktı.
Çözüm sürecine desteğinizi baştan ve yüksek sesle deklare edip, bunu sık sık tekrar etseniz de 'bazı yanlışlara' dikkat çekerseniz savaş lobiciliği yapmakla itham ediliyorsunuz.
Gelinen noktada şöyle bir tuhaflık var.
Örgüt her türlü pervasızlığı yapacak ama eleştirmeyeceksiniz. Buna karşın tüm eleştiri okları devletin/hükümetin üzerine yönelecek?
Böyle bir düzenden sağlıklı sonuç çıkar mı?
Bu haber 643 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle