En Sıcak Konular

Türköne: Bu telaş niye?

3 Ocak 2014 17:38 tsi
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası Başbakan Erdoğan'ın stratejisini analiz eden Mümtaz'er Türköne o soruyu gündeme getirdi: Bu Telaş Niye

17 Aralık'ta yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası Başbakan Erdoğan'ın "Milli İrade" stratejisini analiz eden Zaman Yazarı Mümtaz'er Türköne, "Başbakan savunma hattını, halk desteğini arkasına alabilmek için çok geniş bir alana yayıyor. Soruşturma ile sınırlı bir savunma stratejisi yerine, soruşturma yetkisine sahip olanların içinde yer aldığı genel yargıya yönelik cephe taarruzu yürütüyor. Sahip olduğu yürütme ve kısmî yasama yetkisini bütün cesameti ile yargı erkinin üzerine sürüyor" ifadelerini kullandı.

Savcıların ve Hakimlerin Millet adına hareket ettiklerine ve egemenlik kaynaklarının "Milli İrade" olduğuna dikkat çeken Türköne, "Her savcının kamu adına iddiada bulunma yetkisi, her yargıcın hüküm verme yetkisi millî iradeden gelir. Şayet ortada ciddi bir suç iddiası varsa, yargı erki duruma el koyar ve egemenliği kullanma yetkisinin tamamı onun uhdesine geçer. Yürütme, yargının kendi işini yapmasını engelleyecek en küçük bir tasarrufta bulunamaz" dedi.

Türköne, eğer Yürütme kenara çekilmiyor ve Yargıya toptan savaş ilan ediyorsa, o zaman Yargının şu soruyu sorma hakkı doğar diyerek sordu: BU TELEŞ NİYE

İşte Mümtaz'er Türköne'nin bugünkü analizi;

Başbakan savunma hattını, halk desteğini arkasına alabilmek için çok geniş bir alana yayıyor.

Soruşturma ile sınırlı bir savunma stratejisi yerine, soruşturma yetkisine sahip olanların içinde yer aldığı genel yargıya yönelik cephe taarruzu yürütüyor. Sahip olduğu yürütme ve kısmî yasama yetkisini bütün cesameti ile yargı erkinin üzerine sürüyor.

YOLSUZLUĞU HALKIN GÖRÜŞ MESAFESİNDEN ÇIKARMAK MI İSTİYOR

Bu genel taarruz ile, kendisine yönelik bir soruşturmayı yoğun bir toz-duman bulutu altına bırakmak ve böylece halkın görüş mesafesinden çıkartmak istiyor. Hukuken ve ahlaken bu stratejiyi yargılayabiliriz; ama siyasî olarak iç çelişkilerine odaklanmak ve aksamaları göstermek daha öncelikli.

"YARGI BAĞIMSIZLIĞINI TANIMIYOR"

Başbakan, "Yargı egemenlik hakkını milletten alamaz" sözünü çok sık tekrarlıyor. Egemenliğe sadece kendisinin sahip olduğuna, sadece kendisinin millî iradeyi temsil ettiğine inanıyor. Bu inancını her vesile ile öne sürüyor. En önemlisi, doğrudan hükümetini hedef alan yargı soruşturmasına bu inancını öne sürerek karşı çıkıyor. Yargı bağımsızlığını tanımıyor. Yargıya "bana niye haber vermediniz?" diye itiraz ediyor, Adlî Kolluk Yönetmeliği'ni değiştirerek yargı üzerinde denetim kurmaya çalışıyor. Bu denetime, yargı bağımsızlığı adına karşı çıkan HSYK'ya çok ağır suçlamalarda bulunuyor. Bu minval üzere son kullandığı cümlelerden biri: "Yargı içinde, örgütlü olarak hareket eden bazıları, egemenliği milletten alıp yargıya devretmek için bu kirli tuzakta piyon olmuş, adeta bir yargı darbesi gerçekleştirmek için sorumsuzca ve militanca hareket etmişlerdir." Bu ısrarda sadece tartıştığımız kriz adına değil, ülkemizin sahip olduğu demokratik-hukuk devleti birikimi adına çok ciddi bir tehdit ve tehlike mevcut. Bu yüzden bu yanlış mutlaka düzeltilmeli.

YARGI, EGEMENLİĞİ KULLANAN 3 ERK'TEN BİRİSİ

Başbakan, Yargı'nın, egemenliği kullanan üç erkten biri olduğunu fark etmediği sürece, söylediği hiçbir söze, yürüttüğü hiçbir muhakemeye itimat edemeyiz. "Egemenliği milletten alıp yargıya devretmek" ne demek? Bunun nesine itiraz ediyorsunuz? "Egemenliği, milletten alıp yürütmeye veya yasamaya devretmek"ten ne farkı var? Başbakan tekrarladıkça, bizim de tekrarlamaktan bıkmamamız gerekiyor. Yargı erki, tıpkı yürütme ve yasama erki gibi, egemenliği kullanan bir "millî irade" organıdır. Mahkemeler "Türk milleti adına" karar verir. Kullandıkları yetki "millî irade"dir. Yürütme ve yasama bu yetkiyi sandıktan, yargı ise yasalarla oluşan hukuk düzeninden alır. Yasama kanun koyar, yargı bu yasalara göre yargılar, yürütme de kararı icra eder.  Her savcının kamu adına iddiada bulunma yetkisi, her yargıcın hüküm verme yetkisi millî iradeden gelir. Şayet ortada ciddi bir suç iddiası varsa, yargı erki duruma el koyar ve egemenliği kullanma yetkisinin tamamı onun uhdesine geçer. Yürütme, yargının kendi işini yapmasını engelleyecek en küçük bir tasarrufta bulunamaz. Duruma el koyan millî iradenin hükmünü özgürce vermesi için edeple kenara çekilip bekler.

"BU TELAŞ NİYE"

Kenara çekilmiyorsa, edeple beklemek yerine yargıya toptan bir savaş ilan etmişse ve akla zarar komplo tezleri ile yargıyı töhmet altında bırakıyorsa? O zaman yargı halkın önünde polemiğe girmek yerine, hep yaptığı gibi sakin ve soğukkanlı bir şekilde işini yapar ve belki içinden bizimle birlikte  şu soruyu sorar: "Bu telaş niye?"

"Kuvvetler ayrılığı" denen ve Hukuk Devleti'ni var eden en temel ve en basit hukuk prensibinin tam tersini Başbakan ısrarla tekrarlıyorsa ve bu ısrarı ile Türkiye'yi zorlu bir krizin içine sürükleyen bir suç soruşturmasını engellemeye çalışıyorsa, göreceğimiz zararın çok büyük olacağını kestirmemiz gerekir. Yargının egemenliği ve tabii millî iradeyi kullanan bağımsız bir erk olduğunu kabul etmeyen bir Başbakan'ın taht-ı idaresi ne demokrasiye ne de hukuka uyar.

Başbakan'ın pervasızca ve ısrarla tekrarladığı bu yanlışı dinlerken, etrafınızdaki hiçbir şeyden ve sahip olduklarınızdan emin olamazsınız.

Bu haber 729 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,630 µs