En Sıcak Konular

''Erdoğan'a küfür pazarından besleniyorlar''

7 Şubat 2014 09:22 tsi
''Erdoğan'a küfür pazarından besleniyorlar''
Mustafa Karaalioğlu, gündeme ilişkin soruları cevapladı.

Dünün ve günün gündemi, yarına yönelik çarpıcı tespitler, Türkiye'nin merak ettiği sorular Mustafa Karaalioğlu ve Murat Çiçek ile 'Yeni Türkiye'de cevap arandı.

24 TV'de 'Yeni Türkiye' programında Murat Çiçek gündeme ilişkin sorular sordu, Mustafa Karaalioğlu cevapladı.

Türkiye'de medya olgusunun demokratik ülkelerden çok farklı geliştiğini, bazı gazetelerin Erdoğan'a küfür pazarı oluşturarak bundan beslendiklerini, medyanın bir gazete değil, siyasi bir hasım gibi davrandığını, kendi kesimlerin dışında olan medyayı istemediklerini söyleyen Mustafa Karaalioğlu şunları aktardı:

TÜRKİYE'DEKİ MEDYAYI AVRUPALILARA ANLATMAK HİÇ KOLAY DEĞİL

Türkiye'de medya olgusu alışılagemiş şekliyle, bir demokraside olması gerektiği pozisyonda hemen hemen hiç olmadı. Medya güçlü bir siyasal faktör, güçlü bir piyasa yapıcı, kendi gücü yetki ve sorumluluk daha doğrusu bir kamu görevi fonksiyonu açısından da bütün bu alanın da dışında kalmayı seven bir kurum, bir meslek alanı olarak gelişti. Dolayısıyla medyayı bahsederken Türkiye'yi dünyaya anlatmak o kadar zor ki. Türkiye'yi kavramlar üzerinden Türkiye'yi dünyaya anlatmak o kadar zor ki, Avrupalıların, Amerikalıların Türkiye'yi zaman zaman kritik etmelerini de anlayışla karşılıyorum.

ERDOĞAN VE SEÇMENİNE HİÇBİR ZAMAN BU DENLİ HAKARET OLMADI

Türkiye'de 35 tane günlük gazete var. Spor gazeteleri hariç. Bu dünya standartlarına vurduğunuzda iyi bir rakamdır. Şimdi 35 gazetenin 5-6'sı hariç tamamı hükümete kaşı. Karşıtlık belirli bir tondan, belirli bir sertlikten küfür ve hakarete varacak bir skala içerisinde. Türkiye tarihinde hiçbir zaman bir hükümetin, sadece AK Parti için söylemiyorum, tabanının da dahil ağır eleştiri, ağır hakaret, hatta küfre varan bir saldırı hiçbir dönem olmadı. Bu bir mübalağaa değil. Türkiye tarihinde, hiçbir dönemde bu denli ağıor, hakaretvari bir medya taarruzu altında hiç olmadı. Rahmetli Menderes, rahmetli Özal, Süleyman Bey, rahmetli Erbakan onlar da medya tarafından eleştirilere maruz kaldılar ama bugün olduğu kadar muazzam ve kural tanımaz bir medya eleştirisi hiçbir zaman olmadı.

BAZI GAZETELER ERDOĞAN'A KÜFÜR PAZARINDAN BESLENİYOR


Ak Parti iktidarı döneminde, son 10 yılda kurulan veya daha önce kurulduğu halde varlığı hissedilmeyen, kendilerini yeniden formatlayarak tanımlayan 8-10 tane gazete var. Daha önce yoktu böyle gazeteler. Tamamı bir anlamda; 'Erdoğan'a küfür ve hakaret pazarı' diye bir pazar oluşturdular ve ordan besleniyorlar. Ulanlı manşetler mi istersin, senli benli ağır hakaretler mi istersin, akle hayale gelmeyen benzetmeler mi istersin ve de bunlar manşetlerde yer alıyor, köşe yazılarını saymıyorum bile. Böyle bir medya özgürlüğü hiçbir dönemde olmadı. Bu sadece Erdoğan'a değil, Erdoğan gibi düşünen, daha demokrat, daha vesayetsiz, Kürt çözümünü isteyen, eşitsizlikle on yıllardır bu topluma baskı altında kalan insanların eşit olmasını isteyen herkesi hedef alan bir hakaret düzeni var.

HER KESİMİN GAZETESİ OLACAK AMA…

Bu ülkede vesayetçilerin, Ergenekoncuların televizyonu, gazeteleri olacak, bu ülkede ulusalcu bütün marjinal fikirlerin gazete ve televizyonları olacak ve olmalı, bu ülkede paralel yapının gazete ve televizyonları olacak, olsun, bu ülkede aklına esen her türlü sol franksyonun gazetesi olacak ve aklına estiğini söyleyecek olmalı olsun, herkesin gazetesi olacak Türkiye'nin çoğunluğunu temsil eden, bu ülkenin ana rengini veren yüzde 50 gibi bir çoğunluğun televizyonu ve gazetesi olmayacak. Onların oldu mu yandaş olacaklar. Böyle bir şey olmaz. Temel mücadele aynı zaman budur. Türkiye'de çoğunluğun, Anadolu'nun, mütedeyyin insanların, demokratların, herkesin bir arada eşit şekilde kendisini göstermesi hakkını savunanların medyası da olmasın mı?

BU İNSANLARIN MEDYASI OLMASIN Kİ ONLARI BOĞARKEN KİMSE DUYMASIN

Herkesin medyası olsun ama bu insanların medyası olmasın ki biz bu insanları boğarken, bu insanların siyasetini, bu insanların liderlerini, kurumlarını boğarken, gırtlarklarken kimse bunu duymasın. Yapmak istedikleri bu. İşimizi görelim ve kimse ses çıkarmasın. Bir anlamada 28 Şubat'ta bir parça ve Menderes döneminde olduğunu gibi.

MEDYA ERDOĞAN'A SİYASİ HASIM GİBİ DAVRANIYOR

Erdoğan'ın medya ile konuşması bugüne kadar yeterince anlaşılabilmiş bir durum değil. Başbakan karşısında medya görmüyor. Başbakan karşısında siyasi muarız görüyor. 'Muhtar bile olamazsın'dan başlayan 'Vay Tayyip vay'dan başlayan yani kendisine medya gibi davranan değil, siyasi hasım gibi davranan, bazen CHP gibi, bazen asker gibi, bazen Ergenekon gibi, bazen paralel yapı gibi davranan bir güç görüyor. Nitekim medya da ona bir siyasi lider gibi eleştirmiyor, yok etmeye, tümden varlığını ortadan kaldırmaya, siyasi hayatını bitirmeye yönelik bir mekanizma olarak davrandı.

30 MART SEÇİMLERİ GENEL SEÇİM HAVASINA GİRDİ

Yerel seçimlerde seçmen iktidar partisini her zaman cezalandırır. İldeki adayı kimse onu seçer. Genel seçimlerde lidere oy verilir ama yerelde Ali vardır, Veli vardır, Ayşe vardır, Fatma vardır. Bu seçim bu kez son darbe girişimi vesilesiyle bir genel seçim, bir siyasi tavrı yerelin üzerinde belirleme dürtüsünü kazandırdı topluma. Bir genel seçim atmosferine girdik.

MÜMTAZER TÜRKÖNE GİBİ SAVRULAN BİR YAZAR YOKTUR

Murat Çiçek Türköne'nin demokrasi adına kara bir leke olarak geçebilecek olan cümleyi eleştirerek şunları söyledi: Daha önce 'adalet gelecek, demokrasinin kılıcı kesecek o zaman birçok başlar öne düşecek' cümlesini kullanan Mümtazer Türköne, geçtiğimiz gün 'AK Parti kapatılmalı' cümlesini çok rahatlıkla kullanabildi. Mümtazer Türköne'nin geçmişine baktığımızda, bugünle kıyasladığımızda bu da benim yorumum olsun çünkü o kendi yorumunu 'bu bir öngörüdür' diyor. Bu da benim öngörüm olsun; herhalde bu kadar savrulan bir köşe yazarı yoktur. Çiçek; 'Bir sivilin bir parti kapatılmalıdır, AK Parti, CHP, MHP, BDP ne olursa olsun cümlesini kurabilmesi de özgürlükler kapsamına giriyor mu? sorusunu Karaalioğlu'na yöneltti.

TÜRKÖNE, BÖYLE BİR DRAMI YAŞIYOR

Medya önünde olan insanlar; gazeteciler, yorumcular, yazarlar bazen bir laf söylerler ve ondan sonra söylediklerine bakmanıza da gerek kalmaz. Öyle bir talihsizlik noktasında şuanda Mümtazer Türköne. O cümleyi bir bağlam içerisinde mi söyledi tam dinlemedim ben. Ama öyle olduğunu da söylemedi o zamandan beri. Dünyanın hiçbir medyasında böyle bir cümle meşru, ana akım ve ortak kabulü hitap eden bir kanalda, bir gazetede duyulmaz, mümkün değil. Bu tamamen tasnif dışı bir davranıştır. Savrulmalar böyle şeydir. Ait olmadığınız bir pozisyonda kalmaya çabalarsanız, aslında kendinizin de benimsemediği, kendisinin de kabullenmediği bir duruşu kendinizi yapıştırmaya çabalarsanız mutlaka bir yerde teğeller atar, o yafta üzerinizde durmaz ve bambaşka bir şey ortaya çıkar. Şuanda böyle bir travmayı, böyle bir dramı yaşıyor.

EN SORUMSUZ ALANA DÜZENLEME GELİYOR

En sorumsuz, en karanlık, en saldırgan, insanların en çok zarar gördükleri alana bir düzenleme bile sayılmaz, bu biraz alarm durumu. Yani kalıcı ve yaygın bir düzenlemeyi temsil etmiyor. Geliyor ve buna insanlar karşı çıkıyor. Buna karşı çıkanlar da kimler biliyor musun? Dün Ergenekon'da, Balyoz'da internete düşen bilgilerin özel hayata haksızlık olduğunu, soruşturmanın gizliliğine haksızlık olduğunu söyleyip yaygara çıkaran insanlar. Yani bu çifte standardı, bu çelişkiyi anlıyorum da ben ifade etmekte zorlanıyorum. Tabi ki anlıyorum; o çelişki her alanda yaşanıyor.

CESARETİN VARSA GAZETENDE YAYINLA

Kaldı ki site kapatılmıyor, o adres, o url kapatılıyor. O özel hayata yapılan saygısızlık kapatılıyor. Buna nasıl karşı çıkılabilir anlaşılabilir, izah edilebilir bir durum yok. Buradan nasıl bir Türkiye tasarlanacak diye zannediliyor. Gazetende yayınla. Karşı çıkıyorsan gazetende yayınla. Gazetede yayınlamaya mani bir yasa yok. Ne TİB var, ne RTÜK var. Gazete serbest, istediğin fotoğrafı yayınla. Topluma karşı böyle bir cesaretin varsa. O haberin arkasında durabiliyorsan yayınla. Özel hayatın gizliliğine ilişkin bir düzenleme yapılmasına karşı çıkmanın ahlakiliğini ciddi bir şekilde sorguluyorum.
 

Yirmidorthaber.com



Bu haber 956 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,246 µs