ABD'nin Suriye politikasına ülke içi eleştiriler artıyor

13 Şubat 2014 12:25 tsi
Kongre'deki etkin senatörlerden John McCain'in, Suriye'deki katliam fotoğraflarını da göstererek yaptığı ve Obama'nın Suriye politikasını sert eleştirdiği konuşma oldukça ses getirdi. Hükümet ise eleştiriler karşısında adeta "savunma" pozisyonuna geçmiş d

ABD'de Başkan Barack Obama yönetiminin Suriye politikasına Kongre başta olmak üzere ülke içinden gelen eleştirilerde giderek bir artış olduğu gözlenirken, özellikle Senatör John McCain'in bugün Senato Genel Kurulu'nda AA'nın yayımladığı Suriye'deki katliam fotoğraflarını da göstererek yaptığı ve yönetimin Suriye politikasına sert eleştiriler yönelttiği konuşma oldukça ses getirdi. Obama yönetimi ise bu eleştiriler karşısında adeta "savunma" pozisyonuna geçmiş durumda.

Hem Beyaz Saray hem de Dışişleri Bakanlığı sözcülerinin bugünkü basın brifinglerinde McCain'in sözleri üzerinde ısrarlı sorular gelirken, Beyaz Saray'daki brifingde bir gazeteci, "Başkanın Suriye politikasının tam bir başarısızlık olduğunu artık kabul etmenin zamanı değil mi?" şeklindeki sorusuyla sözcüyü adeta "terletti".

Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney'ye brifingde bir gazeteci, "Suriye'ye yönelik politikayı başarısız olarak görme dışında bir seçenek var mı?" sorusunu yöneltti.

Carney'nin, "Suriye'ye dünyadaki diğer tüm ülkelerden daha fazla insani yardım sağlıyoruz" dediği sırada tekrar araya giren gazeteci, "Bu takdire şayan, ancak benim söylediğim şey, Suriye'deki krizin sona erdirilmesi hakkında. Kriz daha da kötüleşti. Esed'in iktidara tutunması, son bir yılda hiç de zayıflamış değil. Ve bizim kendi istihbarat yöneticimiz (Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper), bunu (Suriye'de sahadaki durumu) kıyametsel felaket olarak niteliyor. Bu başarısızlık değil de nedir" sorusunu sordu.

Sözcü Carney, soruyu şöyle cevapladı:

"Suriye'deki kriz bir krizdir. Sahadaki koşullar korkunç. Bu nedenle de tarafları biraraya getirerek, onları müzakere edilmiş bir siyasi çözüme zorlamamız lazım, çünkü burada askeri bir seçenek yok. Esed rejimi askeri olarak kazanmayacak. Muhalefet, Suriye halkı, Esed'in yönetimde olacağı bir geleceğe rıza göstermeyecek.

Bu bir ikilem yaratıyor, bu nedenle de müzakere edilmeli. Cenevre prensiplerini temel alan müzakere edilmiş bir siyasi çözüm olmalı. Sahadaki koşulların korkunç olduğuna şüphe yok ve bu koşullar, sahadaki insani durumun ilerletilmesine katkı sağlayabilecek ülkelerin BM Güvenlik Konseyi üzerinden bunu yapmak için adım atmamasıyla daha da kızışıyor. O nedenle bu tip adımlar atılması noktasında baskı yapmaya, muhalefete destek sağlamaya ve Suriye halkına insani yardım sağlamada lider olmaya devam edeceğiz".

Carney, Senatör McCain'in eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, "McCain'in sözlerini görmedim. Tam olarak neyi savunduğundan emin değilim, ABD'nin Suriye'yi işgal etmesini mi savunuyor? Bilmiyorum. Bombalama kampanyasını mı savunuyor? Başkan (Obama), bu konularda görüşlerini net olarak ortaya koydu. Dün de dediği gibi, Başkan olarak masadan hiçbir seçeneği kaldırmıyor, ancak Suriye konusunda izlediğimiz hareket yolunun kesinlikle doğru yol olduğunu düşünüyor" diye konuştu.

BM Güvenlik Konseyi'nde görüşülen Suriye'ye insani yardım karar tasarısı üzerinde bastırmaya devam edeceklerini belirten Carney, bu noktada Rusya'ya tasarının geçmesini engellemeye son verme çağrısında bulunmayı da sürdürdüklerini ifade etti. Carney, "Çünkü bir yandan Suriye halkının refahını düşündüğünüzü söylerken, diğer yandan Suriyelilerin açlıktan ölmesini engelleyecek bir tasarının geçmesini engellemeye akıl erdirmek mümkün değil" dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf da McCain’in Suriye’deki vahşetin durdurulması noktasında anlamlı birşeyler yapılmadığına dair sözlerine katılmadığını belirterek, anlamlı şeyler yaptıklarını ve ABD’nin tüm diplomatik ağırlığını Suriye’de siyasi ve diplomatik bir dönüşüme ulaşmak için ortaya koyduğunu, insani kanatta da ABD’nin en büyük insani yardım donörü olduğunu kaydetti.

Suriye konusunda BM’yi, Rusya’yı birşeyler yapmaya zorladıklarını ifade eden Harf, Suriye’deki kimyasal silahların yok edilmesi noktasında da müzakere edilmiş bir anlaşmaya vardıklarını hatırlattı.

Harf, McCain’in ABD’nin ahlaki sorumlulukları yönündeki eleştirisine de karşı çıkarak, bunun doğru olmadığı görüşünü dile getirdi.

Kaynak: AA



Bu haber 469 defa okundu.