CHP'li Koç'tan ses kaydıyla ilgili 3 kritik soru

26 Şubat 2014 17:38 tsi
CHP'li Haluk Koç, Başbakan Erdoğan ile Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili konuştu. Koç, iddialarla ilgili 3 noktaya işaret etti.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. MYK devam ederken parti sözcüsü Haluk Koç, bir basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki konuları değerlendirdi.

Başbakan’ın ‘son sözü millet söyleyecek’ sözüne tepki gösteren Koç, Başbakan’ın yaralı ve şaibeli olduğunu savundu. Koç, iddialarla ilgili olarak şu 3 noktaya işaret etti:

“17 Aralık ve 18 Aralık günlerinde Başbakan ve oğlunun arasında hangi saatlerde, hangi dakikalarda telefon görüşmeleri olmuştur? Bu görüşmelerdeki resmi kayıtların mutlaka TİB tarafından açıklanması gerekmektedir.

İkinci olarak, Başbakan oğlu ile konuşmasında bazı isimleri sayıyor bu isimlerin tüm mal varlığı kamuoyuna açıklanmalıdır.

Üç, akşam saatlerinde henüz sıfırlayamadıkları para miktarının 30 milyon Avro olduğu kayıtlarda var. O telaş içerisinde evden kaçırmaya çalıştığınız toplam para miktarı ne kadardır? Bu paranın kaynağı nedir?”

"SON SÖZ YÜCE DİVAN'IN OLACAKTIR"

Bu durumun içinden, ‘Şantaj-montaj-komplo’ komikliğiyle çıkılamayacağını kaydeden Koç, "Son söz Yüce Divan'ın olacaktır, eğer kaçmazsa... Gidiş bu gidiştir. Gün neler gösterecek hep birlikte göreceğiz. Türkiye bu kirle, bu yükle yoluna devam etmeyecektir. Türkiye yeni bir başlangıç yapacak kadrolara da sahiptir, temiz siyaset erbabına da sahiptir." diye konuştu.

"MUHABERAT DEVLETİ DÖNÜP YAPANI TESLİM

Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Koç, ‘MİT Yasası'nın devreye girmesiyle nasıl bir manzara bekliyorsunuz?’ sorusu üzerine, “MİT’in Başbakan’ın özel ihtiyaçlarını gözetecek bir istihbarat kuruluşu şeklinde yapılanması bekleniyor. Bir istihbarat devleti son derece tehlikelidir. Bu telefon dinlemeleri konusunda vakti zamanında yaptığımız bütün uyarılara kulak tıkadılar. O zaman ki beraber yürüdükleri paralellerle, kesişen çizgilerle ne derseniz deyin, bu ülkenin yurtseverleri üzerinde terör estirirken son derece mutluydular. Ne oldu? Beraber gittikleri paralel oldu, geldi bunları aynı yöntemle sıkıntıya soktu. Şimdi oluşturmaya çalıştıkları muhaberat devleti, istihbarat devleti kendi patronajlığı içerisinde gün gelir tekrar başlarına bela olur. Demokrasilerde kurallar, şeffaflık, hesap verilebilirlik bellidir. Bu kurallara uyulmada o günün koşullarına göre yapılan her türlü yasal düzenleme dönüp o düzenlemeyi yapanı zayıf günüde teslim alır, rehin alır ve ya yok eder. Öyle bir tehlikenin içindeler, hem Türkiye hem kendileri."

(CİHAN)

Bu haber 559 defa okundu.