26 Mart 2014 14:24 tsi
Bu daha bir şey değil, yeni başlıyoruz!..

iyibilgi Ankara

Türk siyasi geleneğinin bir tanımlaması olan “seçim sath-ı maili” ifadesi, ilk kullanıldığından bu yana en geniş ve uzun anlamına kavuşmuş bulunuyor. Türkiye ve seçmen şu anda 2014 Yerel Seçimleri için neler olduğunu anlamaya ve oyunu belirlemeye çalışıyor ama...

Türkiye bu kadar yorucu bir seçim kampanyası döneminden hiç geçmemişti. Herkes için de bu tanım geçerli. Siyasiler, gazeteciler ve özellikle de kamuoyu, yani oy verecek halk!

Bunun bir nedeni, seçim kampanyalarının modern teknolojiler ve imkanlarla destekleniyor olması. Evde oturan biri TV karşısında “kesintisiz” bir programı reklamlar yüzünden zaten izleyemiyordu. Şimdi partilerin ve adayların reklamları da bu yüke eklendi. Çok belirgin, uzun ve iyi hazırlanmış birkaç tanesi dışında ilgi çeken de yok.

Artı klasik seçim dönemi görüntüleri: mitingler, sokağa çıkar çıkmaz göz yoran bayraklar, ilanlar, bilboardlar, bangır bangır bağıran irili ufaklı seçim arabaları ve otobüsleri.

Ah basın sen yok musun?

Aşırılığın bir başka nedeni de, genel seçimler veya referandumlara kıyasla aday sayısının (muhtarlar bile yeter) çok olması. Herkes kendini göstermeye çalıştığından, reklam ve seçmeni çekme tekniği açısından hiçbir anlamı olmayan, ismi görünmez fotoğrafı küçük kocaman muhtar afişlerinin kapılara kadar ülkeyi donatması da ‘seçmeni sersemletiyor’.

Normal şartlar altında “eğlenceli”, birlik halende ve güle oynaya geçirilecek sürecin hani işkenceye dönüşmesi demeyelim ama yorgunluk yapmasının bir nedeni dışarıdan konuların da sürece katılması

Örneğin kasetler ve tapeler. O kadar çok tartışılıyor ve her kafadan bir ses çıkıyor ki, artık seçmen bu bilgilere güvenmiyor. Bir başka sosyal medya üzerinden yaşanan çekişme. Milyonlarca kişinin Facebook ve özellikle de Twitter üzerinden sesini duyurma girişiminde bulunduğundan , yine çoğunun ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğu bilinmeyen bilgiler seçmenin kafasını şişirmiş bulunuyor.

Nihayet Twitter’a erişim engelinin kendisi bile tek başına yorgunluk konusu. Amerika ne dedi, mahkemeler ne dedi, siyasiler ne dedi, kim nasıl Twitter’a giriyor vb.

Ve tabii bizzat basın yayın organlarının kendisi. En sağlam durmaya çalışan gazeteler dahi politik angajmanlarını belli eder durumdalar. “Biz gazeteciyiz, objektifiz, kralını tanımayız” diyenler ya sandık yaklaştıkça “çaktırmadan” taraf haberler yapmaya başladılar veya “tapeler” onları da vurdu!

Dış etkenler!

Tüm bunlar olurken, dünya dursa bir derece. Hem yakın çevremiz hem de uzaklar da seçim oyununa katılmak istiyor. Kendi bölgemiz doğası nedeniyle kaotik olduğundan bir nebzeye kadar alışıldık sayılabilir ama kakafoniye eklendiğinde seçmen artık başka yere bakamaz hale geliyor.

Kaldı ki, “savaş” ihtimalleri, başka ülkelerin savaş ihtimalleri, bizzat yurt dışından müdahil olan yönetimler ve diğerleri de masada bulunduğundan, seçmen akşam erken saatlerde, “ben yatmaya gidiyorum” demeye başlıyor.

Gelelim kötü habere! Pazar gününe kadar dişimizi sıkıp vatandaşlık görevimizi yapsak bile bitmeyecek. Bitmediği gibi kötüleşecek. Çünkü sandık sonuçları her ne olursa olsun yeni hesaplamalar ve planlar üretecek. Hemen ardından Cumhurbaşkanlığı seçimleri gelecek. Üstelik tatilin ortasına! Yani dinlenmek yok.

İşe ve kışa yorgun argın dönüldüğünde ise seçmenin önüne “bütün seçimlerin anası” gelecek. (Erkene alınmazsa tabi!) Genel seçimlerden kim galip çıkar bilinmez ama seçmen yorgunluktan bitmiş çıkacak. Kısaca, eğer şu anda yorgun hissediyorsanız. Bu da bir şey değil. Yeni başlıyoruz!

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,580 defa okundu.