En Sıcak Konular

''30 Mart gösterdi ki Çankaya yolu açık''

4 Nisan 2014 11:59 tsi
''30 Mart gösterdi ki Çankaya yolu açık'' Başbakan Yardımcısı Arınç, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yerel seçim yayınları konusunda Anadolu Ajansı ve Genel Müdür Kemal Öztürk'e dönük iddialara ilişkin olarak, ''(AA Genel Müdürü Kemal Öztürk) Ben çok iyi biliyorum, o akşam, bunun şahitleri ispatları da var, 21 saat işinin başından ayrılmadı, Ajansta bu işi yöneten arkadaşlarla bir arada durdu. Sonra merak saikiyle belki nabız yoklamak için AK Parti Genel Merkezi'ne gitmiş olabilir. Ajansımıza ve Genel Müdüre yönelik bu ithamların, bu suçlamaların asılsız olduğunu söylemek istiyorum'' dedi.
 
Arınç, gazetecilerin özgürlüklerinin kısıtlanmaması gerektiğini vurgulayarak, '''Sadece 'AA muhabiridir' diyerek 'vurun, saldırın' şeklinde bir yönlendirme kesinlikle yapılmamalı. Bütün gazeteci arkadaşlarımızı, bütün medya kuruluşlarımızı da AA'ya ve muhabirlerine yapılan saldırıları kınamaya davet ediyorum" ifadesini kullandı.
 
NTV'de katıldığı programda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arınç, yerel seçimlere ilişkin Anadolu Ajansı'na dönük iddiaların hatırlatılarak,  'Anadolu Ajansı'nın  seçim çalışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz'' şeklindeki soru üzerine, AA'nın  ulusal bir haber ajansı olduğunu, 94 yıllık mazisi, binlerce çalışanı  bulunan, haber toplayan ve servis eden bir kuruluş olduğunu söyledi.
 
Anadolu Ajansı'nın 6 yabancı dilde haber servis ettiğine işaret eden Arınç, ''En son Fransızcaya girdik ve uluslararası bir haber kanalı olarak da Afrika'da, Balkanlar'da , İngiltere'de (Geçenlerde Londra'da ben açmıştım), Kuzey Amerika'da, New York'ta ofisler açmaya başladı. Haber elemanları kullanmaya başladı. Bizim bir iddiamız var 100'üncü yılda yani 2020'de kısmet olursa büyük bir azimle ve gayretle çalışıyoruz, dünyadaki ilk 5 ajans içerisine girebilmek. Şu anda gerilerdeyiz, atak yapıyoruz, çalışıyoruz , bir planlamamız var'' şeklinde konuştu.
 
''Çok garip, gülünç iddialar''
 
Yerel seçimler öncesinde geçtiğimiz yıl bir tekelleşme olduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti::
 
''İsmini de söylemekte gerek yok onlar da saygın bir haber ajansı. Yani hiç bir itirazım yok. Cihan Haber Ajansı bu konuda çok örnek  bir çalışma yapmıştı, ilk duyuran haber ajansıydı. Son zamanlarda biraz devletle, hükümetle kavgalı hale geldi ve belli bir yapıyla da doğrudan organik bir ilişkisi var. Anadolu Ajansı, 'biz bu kez haber servisini biz yapacağız, bunun için 1500 haberci kullanacağız, aynı  zamanda sandık başlarından doğrudan bize haber ulaştıracak sivil şahıslardan kurulu ayrıca bir ağ kuracağız' çok güzel bir plan yaptılar, bize takdim ettiler. Biz de en azından Cihan'la karşı karşıya iki ajansın bu işi yapması konusunu daha faydalı ve daha objektif olabileceğini düşündük. Çalıştılar,  ilk haberler dönmeye başladı, ilk haberler geldi. Fakat  tabi öyle bir kutuplaşma öyle bir şartlanma var ki Anadolu Ajansı sanki hükümetin lehinde haber vermekle yükümlü, diğer ajanslar sanki CHP'yle işbirliği yapan veya MHP ile işbirliği yapan bir yapının, taraflı olarak haber vermesiyle yükümlü bir bir ajans olarak görüldü.Bizim ilk haberlerimiz sonradan teyit edildi. Onlar tersine haber yaptılar yani başarısız gösteren yerlere belki öncelik verdiler veya sandıklar  öyle açılmış oldu. Biz de gelen haberleri doğrudan yansıtmaya başladık. Ama 3 saat sonra en azından haberler birleşti ve aynı noktaya geldi. Fakat özellikle yapılan bu itirazlarda, notlarım da var, CHP'nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin'ler, Haluk Koç'lar ve diğerleri buna  Mansur Yavaş da katıldı, 'işte Anadolu Ajansı taraflı haber verdiği için moral bozukluğuna uğradı seçmenlerimiz dolasıyla bize oy kullanamadı' noktasına da getirdiler.Çok garip çok gülünç iddialar bunlar, bizi yüzde 35 gösteren önceden bir iki gün öncesine kadar anketlerde, 'AK Parti yüzde 35 alacak' diye iddiaya girenler, bunun çok yükseldiğini görünce bir mazeret aramaya başladılar.''
 
''Anadolu Ajansı görevini yaptı, çok başarılı oldu''
 
''Anadolu Ajansı bence görevini yaptı, çok başarılı oldu, çok faydalı oldu, fakat tahrikler bitmedi. Ajansa yönelik tecavüzkar ifadeler sonunda saldırı şeklide meyve vermeye başladı'' diyen Arınç, dün Bayburt'ta bir Anadolu Ajansı muhabirine MHP'lilerin  yönlendirilmesiyle  adeta saldırı yapıldığını, muhabirin darp edildiğini söyledi.
 
Bunun başka yerlerde de devam edeceğinin göründüğünü ifade eden Arınç, '' Dün Ajans bir açıklama yaptı, zannediyorum ki siyasetçiler bundan sonra Anadolu Ajansı'nı hedef almaktan çok daha uzak davranırlar, bunun bir milli ajans olduğunu, eğer hata veya yanlış yapmışsa, bunu objektif ölçütler içerisinde de göstermeleri gerekir.'' şeklinde konuştu.
 
''Anadolu Ajansına ve Genel Müdüre yönelik ithamlar ve suçlamalar asılsız''
 
Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk'e dönük iddialara ilişkin olarak da Arınç, ''İkinci bir iddia da şu oldu genel müdür seçim akşamı bir 15 dakikalığına malum bir gazete bu tür haberleri her zaman yapar, Genel Merkez'e uğramış peki ne yapmış orada belli değil, kimlerle görüşmüş belli değil, gecenin saat 11'inde, 12'sinde böyle bir Genel Merkez ziyaret edilmişse, bundan nasıl bir anlam çıkarılabilir o da belli değil. Ama bununla Anadolu Ajansı'nı AK Partiyle özdeş hale getirme çabası var. Bir defa bizim genel müdürümüz kararnameyle atanmıyor, ne üçlü kararname, ne beşli kararname, devlet memuru değil.'' ifadesini kullandı.
 
 Anadolu Ajansı'nın bir ticari şirket olduğuna dikkati çeken Arınç, burada Hazine'nin payı olduğunu, özel şahısların hisselerin bulunduğunu, ve yönetim kurulunun kendi içerisinden bir genel müdür atadığını söyledi.
 
Arınç şöyle devam etti:
 
'''Yani bir anonim şirkette, bir holdingte genel müdür nasıl atanıyorsa, burada da sayın Kemal Öztürk'ün sıfatı o. Kaldı ki ben çok iyi biliyorum, o akşam, bunun şahitleri ispatları da var, 21 saat işinin başından ayrılmadı, Ajansta bu işi yöneten arkadaşlarla bir arada durdu. Sonra merak saikiyle belki nabız yoklamak için AK Parti Genel Merkezi'ne gitmiş olabilir. Ben biliyorum ki sayın Genel Müdür zaman zaman diğer partilerin genel merkezine de uğrar hatta yine bilgim dahilinde son zamanlardaki  büyük mitinglere de CHP'nin MHP'nin büyük  mitinglerine de bir gazeteci sıfatıyla, 25 yıllık sarı basın kartı sahibi olan, serbest bir gazeteci olan insanın gazetecilik iç güdüsüyle miting takip ettiğini de biliyorum. Ajansımıza ve Genel Müdüre yönelik bu ithamların bu suçlamaların asılsız olduğunu söylemek istiyorum ama gazetecilerin özgürlükleri kısıtlanmamalı ve sadece 'Anadolu Ajansı muhabiridir' diyerek 'vurun, saldırın' şeklinde bir yönlendirme kesinlikle yapılmamalı. Bütün gazeteci arkadaşlarımızı, bütün medya kuruluşlarımızı da Anadolu Ajansı'na ve muhabirlerine yapılan saldırıları kınamaya davet ediyorum."
 
Twitter

Twitter'a erişimin engellenmesinin kaldırılmasına ilişkin kararı değerlendiren Arınç, başka ülkelerin mahkeme kararlarını uygulayan Twitter'ın Türkiye'ninkileri uygulamadığını söyledi.

Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurular üzerine 2010'dan bu yana yaptığı uygulamaları takip ettiğini belirten Arınç, "Uzun tutukluluk süreleri ve hak ihlalleriyle ilgili olarak verdi. En son Başbuğ ile ilgili karar vermişti. Bunların hepsini ben şahsen uygun buldum. Kararla ilgili Sayın Başbakan 'saygı duymuyorum ama uygulamak zorundayız' dedi. Biz de elbette uygulamak zorundayız. Herkesin bireysel olarak tek tek dava açması, karar almasına da gerek yok. Bence bu emsal karar, tek başına uygulanabilecek durumda. Hayırlı olsun" şeklinde konuştu.

Arınç, insanları suça teşvik eden, insanların özel hayatına ilişkin saldırıda bulunan, gizli kalması gereken konuları deşifre eden ve bunu Twitter yoluyla yapanların bir şekilde engellenmesi gerektiğini anlattı.
 
Cumhurbaşkanlığı seçimi
 

"Cumhurbaşkanlığı seçimi artık ufukta belirdi. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili sözlerini nasıl okumak lazım?" sorusu üzerine Arınç, bu konunun zamanı gelince görüşüleceğini ve karar alınacağını vurguladı.
 
Hiçbir zaman gerginlik olmayacağını, konunun kendi içlerinde çok rahat şekilde çözüleceğine işaret eden Arınç, seçimlerin hemen ardından cumhurbaşkanlığı tartışmasına girilmesinin muhalefetin bir taktiği olabileceğini anlattı.
 
Arınç, AK Parti'nin yerel seçimlerde başarılı, muhalefetin tümünün ise başarısız olduğunu ifade ederek, "Muhalefetle birlikte hareket eden şu anda bir siyasi yapılanma içerisinde olabileceğini varsaydığımız bir grup da bir olgu da onlar da bu seçimi kaybettiler. Koydukları yerde kazanmadılar, kaybettiler. Dolayısıyla dikkatleri cumhurbaşkanlığı seçimine vermek suretiyle kendi başarısızlıklarının konuşulmasını, tartışılmasını perdeleyebilirler. Bence halen 30 Mart'ı konuşmalıyız" değerlendirmesinde bulundu.
 
"Üçüncü ihtimali hiç kimse konuşmuyor"
 

Recep Tayyip Erdoğan ya da Abdullah Gül'ün dışında üçüncü bir ihtimali hiç kimsenin konuşmadığına dikkati çeken Arınç, "Yıllardan beri arkadaşlığımız ve parti içerisindeki hem hukukumuz hem de iki arkadaş olarak, dost olarak birbirlerine duydukları saygıdan ve nezaketten dolayı böyle olacaktır. Birbirlerine soracaklardır... İkisi baş başa kaldıklarında eminim bu nezaket içerisinde birisi 'sen cumhurbaşkanı adayısın' diyecektir. O günü bekleyelim" dedi.

AK Parti yıprandıkça veya yıpratıldıkça birilerinin "Artık Tayyip Erdoğan'a cumhurbaşkanlığı yolu kapalı. Çankaya'ya çıkamaz, nefesi yetmez" demeye başladığını belirten Arınç, CHP ve MHP'nin genel başkanlarının da bunu söylediğini bildirdi.

Arınç, çoğu yazarın "Çankaya yolunun kapalı olduğuna dair" 30 Mart'a kadar bir kesin düşünce ortaya attıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"30 Mart gösterdi ki Çankaya yolu açık. Tayyip Erdoğan şu anda yüzde 46'larda. Mahalli seçim şartında almışsa bu rahatlıkla yüzde 50'nin üzerinde bir oy demektir. Bugün bir genel seçime gitseydik bana göre yüzde 50'den aşağı almazdık... Bugünkü çizgi devam ettiği taktirde yüzde 51'i birinci turda rahatlıkla bulabileceğimizi düşünüyorum. Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Başbakanımız, 3 ay sonra 5 ay sonra, cumhurbaşkanı adayı olmak isterse Sayın Cumhurbaşkanımız buna karşı çıkmaz. Geçmişteki bütün hukukumuza bakarak söylüyorum. Aday olursa da elbette ittifak içerisinde yüzde 51'i birinci turda rahatlıkla bulabilir."
 
"Gül, örnek bir cumhurbaşkanlığı yaptı"
 
Abdullah Gül'ün başbakan olma olasılığının sorulması üzerine Arınç, Gül'ün 7 yıldan bu yana Türkiye'de örnek bir cumhurbaşkanlığı yaptığını anımsattı.

Gül'ün halkın sevdiği, çok başarılı gördüğü ve takdir ettiği bir insan olarak tarihe geçtiğini dile getiren Arınç, "Dolayısıyla tekrar siyasete bu en tecrübeli çağında dönmesi ve kendi kurduğu partisini tekrar başarılara götürmesi ve eğer inşallah 2015 seçimlerinde de AK Parti iktidar olursa tekrar başbakanlık noktasında görev yapmasını kalben arzu ederim. Ama bu onun tamamen siyasi öngörüsüne bağlı, geleceğe ait siyasi projelerine bağlı. Bunları da eğer bizlerle paylaşırsa ben kanaatimi böyle ifade ederim" şeklinde yanıtladı.

Bir soru üzerine Arınç, "Benim adım da geçiyor, başka arkadaşlarımız da var. Ben prensip itibariyle böyle bir teklif yapılsa ben şahsen 10 arkadaşımın ismini veririm, onlar çok daha başarılı olurlar diye. Ama karar bizim üzerimizde olur, bir başka arkadaşın üzerinde olur, görevimizi yaparız" diye konuştu.
 
AK Parti'nin üç dönem kuralı
 
Üç dönem kuralıyla ilgili soru üzerine Başbakan Erdoğan'ın "Bu bir prensiptir, bozulmasını istemem" dediğini anımsatan Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Allah'ın emri de değil, bu konuda bir ayet yok. Bu bir tüzük kuralıdır. Yani bir kanuna, bir Anayasa emrine de dayanmıyor. Tüzükte bir değişiklik, MKYK kararıyla olağan ve olağanüstü kongreye götürülür, orada iptali yönünde bir karar da alınabilir. Kaldı ki Sayın Başbakanımız, ben ve bazı arkadaşlarımız dışında 'bu kural kalsın' diyenler çok azınlıkta, 'bu kural kaldırılsın' diyenler daha çoğunlukta. Anadolu'ya çıktığımızda, hiç tanımadığımız insanlarla görüştüğümüzde bile 'bırakın bu kuralı filan, siz yolunuza devam edin', 'yani eğer şunlar şunlar olmazsa bu parti nasıl başarılı olur veyahutta bu parti nasıl güçlenir' diye endişelerini ifade edenler de var. 'Biz güçlü bir siyasi partiyiz, arkadan gelenler bizi ileri götürecek' dememize rağmen bazı simge olmuş isimler üzerinde, halkın 'aman siz devam edin' şeklinde talebi var. Bunların hepsini genel başkanımızla istişare eder ve gereken yapılır."
 
"Seçimler 'güven' mesajı verdi"
 
"Seçmen, bu seçimde bir tercihle karşı karşıya kaldı mı? Neyi tercih etti?" şeklindeki soru üzerine Arınç, vatandaşların seçimlerde "Ben Başbakandan memnunun, ona güveniyorum" mesajı verdiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan'a yapılan iftiraları hiçbir zaman doğru kabul etmediğini vurgulayan Arınç, "Yargıda olanlar ayrı yargı bu konuda gereğini yapar ama kasetlere, tapelere dayanarak, hakkında iddianame bile tanzim edilmemiş, yargılama yapılmamış fezlekesi olmayan ve sadece gizlice dinlenilmiş ve bir kısmıda montajla suç haline getirilmiş bir takım konuşmalar kesinlikle inandırıcı değil. Biz bunları geçmişte de gördük. Bugün Sayın Başbakan'a yöneltiliyor, biz onu daha iyi tanıyoruz, ona güveniyoruz, o halkı için çalışıyor. Ona verilen bir güven oyu. Bu güven oyu Başbakanın şahsında da hükümete verilmiştir" yorumunda bulundu.

Mahalli seçimlerde önemli bir değişiklik yaparak 30 ili büyükşehir yaptıklarını anımsatan Arınç, seçimlerle AK Parti'ye 'bu yaptığın işi de beğeniyoruz' denildiğini söyledi.
 
"İlker Başbuğ'un 'Ciddiye almıyorum' demesinin, bir gram bile değeri yok"
 
Ergenekon davasının gerekçeli kararında, eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral İlker Başbuğ'un "terör suçlusu" olarak değerlendirilmesinin ve Başbuğ'un da buna ilişkin "Ciddiye almıyorum" şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Arınç, "Şimdi İlker Başbuğ'un 'Ciddiye almıyorum' demesinin, bir gram bile değeri yok. Bu bir mahkeme kararı. Beğenelim, beğenmeyelim. Yani bu mahkeme kararı esas olacak, bu karar üzerinden Yargıtay'a gidilecek, Yargıtay'ın ilgili dairesi de bu gerekçeli karara göre bozacak veya onayacak" dedi.
 
"Siyaseti bırakma konusundaki planlarının değişip değişmediği" şeklindeki soru üzerine ise Arınç, uzun bir siyasi hayattan geldiğini ve artık bir süre ara vermek gerektiğini düşündüğünü belirterek, "Ben şahsen böyle bir kararın benim için çok doğru olduğunu düşünüyorum" ifadesini kullandı.

Arınç, "Yani askerler için söylenir bu 'şafak sayma' veya 'çentik atma' şu kadar gün kaldı diye. Allah kısmet ederse biz bu dönemi bitirebilirsek, sağlıkla, mutlulukla, artık bir ara vermek gerektiğini en azından düşünüyorum" dedi.

aa

Bu haber 991 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,832 µs