Medyaya darbe operasyonuna büyük tepki

16 Aralık 2014 15:35 tsi
Medyaya yönelik 14 Aralık darbe operasyonuna yönelik tepkiler peş peşe gelmeye devam ediyor. Antalya başta olmak üzere ellerinde Zaman, Bugün, Taraf ve Sözcü gazeteleri taşıyan binlerce kişi operasyonu protesto etti. Son olarak Hukuk Merkezi de bir açıkla

İşte 14 Aralık operasyonuna yönelik gelen tepkiler:
 
14  Aralık 2014 günü bazı gazete ve TV yöneticileri ile bir dizi film yapımcı, senarist ve çalışanları hakkında yapılan soruşturma ile yoğun bakımda olan ‘Basın Özgürlüğüne’ ağır bir darbe indirilmiştir. Kamuoyunca 17-25 Aralık süreci olarak bilinen yolsuzluk, rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma gibi suçların soruşturulduğu yargılama süreçleri ile ortaya çıkan olağanüstü durum yürütme erkinin , demokrasi ve evrensel hukuk kurallarını askıya almasına neden olmuştur. Avrupa Birliğine uyum çalışmaları çerçevesinde son 10 yılda hukuk mevzuatında yapılan olumlu değişiklikler, çıkarılan torba kanunlarla geri alınmış, kuvvetler ayrılığı ilkesi adeta kuvvetler birliği haline getirilmiştir.

Bir yıldır yürütmeye bağlı hale getirilmeye çalışılan yargı erkinin, önce sulh ceza hakimliklerinin kurulması ve yapılan mevzuat değişiklikleri ile bağımsızlığı ve tarafsızlığı yok edilmiş, devamında kamuoyu havuz medyası tabir edilen bağımlı basın organları tarafından algı operasyonuna tabi tutulmuş, sonuç olarak hükümete karşı sivil darbe yaptığı söylenen  ‘Paralel Yapı’nın soruşturulması kapsamında 22 Temmuzda başlayan hukuki süreçte , hukuk kamuoyunu ikna edecek bir tek somut delil ortaya konulamamıştır. 

Yapılan ‘makul şüphe’ değişikliği ile yürütme ile aynı düşüncede olmayan, farklı düşünceye sahip herkes şüpheli haline getirilmiştir. Öyle ki; muhalefet parti mensupları dışında aykırı bir fikir beyan eden ne kadar aydın, sanatçı, gazeteci    ve vatandaş varsa; bir anda ‘hükümete darbe yapmaktan ve anayasal rejimi değiştirmeye kalkmaktan’ suçlanır hale gelmiştir. Son operasyonda dizi film senaristlerinin, yapımcıların, gazeteci ve televizyoncuların alınması bu durumun ilk uygulaması olarak tarihe geçmiştir.

Türkiye’nin silahlı vesayet ile mücadele süreci olan Ergenekon, Balyoz davalarında yapılan karşıt düşünceyi toptan suçlu kabul etme, soyut suç iddiası dışında somut   delil olmaksızın toptancı zihniyetle yapılan suçlamaların, ülkemizde yargıya güvenin azalmasına ve hukuk ihlallerine neden olduğu unutulmamalıdır. Bugünkü süreçte siyasi iktidar, hakkındaki yolsuzluk iddialarının konuşulmasını ve soruşturulmasını engellemek için, muhalif olan her düşünce, grup, cemaat ve sivil toplum kuruluşu için aynı toptancı anlayışla ‘paralel’ suçlaması yaparak yeniden farklı mağduriyetlerin yaşanmasına neden olmaktadır.

Ülkeyi, insan haklarına saygılı ve evrensel hukuk kurallarının geçerli olduğu, Avrupa Birliği standartlarında bir ülke yapma vaadi ile yola çıkan siyasi iktidardan beklenen; bir an önce demokrasilerin ön koşulu olan kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun davranarak, yargı üzerindeki ağır siyasallaşma baskısına ve görüntüsüne son vermesidir. Aksi halde hızla otokrasiye gittiği izlenimi veren siyasi iktidar, ülkenin ulusal ve uluslararası boyutta içine düşeceği sosyal ve ekonomik sıkıntıların sorumlusu olacaktır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 16.12.2014

Hukuk Merkezi adına
Avukat Metin Özyurt


ANTALYA'DA '14 ARALIK' PROTESTOSU

ANTALYA'da '14 Aralık Operasyonu'nu protesto etmek için Antalya Adliyesi önünde toplanan binlerce kişi, ellerinde Zaman, Bugün, Taraf gazetelerinin yanı sıra Sözcü gazetesi de taşıdı, anneleriyle eyleme gelen bir erkek çocuğunun da asker üniforması giymesi dikkati çekti.
Antalya'da 14 Aralık operasyonunu protesto etmek isteyen kalabalık grup saat 11.00 sıralarında Antalya Adliyesi'nde toplandı. Yoğun güvenlik önlemleri alınan eylem için polis eylemcilerin adliye bahçesine girmesine izin vermedi. Adliyeye giremeyen grup direnç göstermeden adliyenin önündeki kaldırımda toplandı.



İngilizce, Rusça, Arapça yazılı dövizler taşıyan grup attıkları sloganlarla iktidarı protesto etti, gözaltında bulunan Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'ya 'Alimler ve Zalimler' kitabını göstererek destek verdi. '14 Aralık Tiyatrosu', 'Özgür Basın Susmaz', 'İtibar Sarayda Değil Demokrasidedir', 'Hidayete Dumanlı Yoldan Yürünür' 'Zaman'ı Sıfırlayamazsınız' yazılı dövizler taşıyan grup, Zaman, Today's Zaman, Bugün, Taraf gazetelerini de taşırken Sözcü gazetesi de eylemci grubun ellerinde yükseldi. Protestocular arasında bir kadın eyleme asker üniforması giymiş oğluyla katılırken yaklaşık 1.5 saat süren eylem sırasında kadınlar ve erkekler zaman zaman Kuran-ı Kerim okudu. Eylem sırasında açılan büyük boyutlu Türk bayrağını eylemciler Zaman gazetesiyle havaya kaldırdı.



FÜTURSUZ İKTİDAR

Grup adına açıklama yapan Aktif Eğitimciler Sendikası Antalya İl Temsilcisi Erdoğan Polat, 17 - 25 Aralık sürecinden itibaren Türkiye'de bir asra yetecek kadar yanlış yapıldığını savundu. Fakat bu yanlışları yapanların fütursuz bir şekilde yaptığı hataları sorgulamak ve söylemek yerine medya organlarını susturmak ve sindirmek için herşeyi yaptığını iddia eden Polat, “Biz babamızdan ve dedelerimizden hür ve bağımsız bir Türkiye emanet aldık. Evlatlarımıza ve torunlarımıza aynı şekilde hür ve bağımsız bir Türkiye teslim edeceğiz" dedi.

AVUKATLAR DA AÇIKLAMA YAPTI

Eylem adliye dışında devam ederken Antalya Barosu İnsan Hakları Merkezi üyesi avukatlar ise adliye bahçesinde basın açıklaması yaptı. Grup adına Hasan Kemal Elban'ın yaptığı açıklamada Türkiye'de 12 yıldır tek başına iktidarda olan siyasi partinin hukuk dışı uygulamalarını, çoğunlukçu demokrasi anlayışıyla meşrulaştırmaya çalıştığını söyledi. Özellikle son 5 yıl içinde giderek yoğunlaşan insan hakları ihlallerinin yaşandığının belirtildiği açıklamada, Elban şunları söyledi:

"Bu yöndeki uygulamaların geldiği son nokta 14 Aralık günü başlayan ve aslen hükümete yönelik yolsuzluklara yönelik yayınlar yapan bir kısım muhalif yayın organlarını sindirmeye yönelik gözaltı dalgası olmuştur. Bu konuda hükümet çevreleri gözaltına alınanların gazetecilik faaliyeti dışındaki eylemlerini soruşturulduklarına ilişkin iddiaları ciddiyetten ve inandırıcılıktan uzaktır. Daha önce Mustafa Balbay, Nedim Şener ve Ahmet Şık'a karşı yürütülen soruşturmalarda da hükümet çevreleri aynı demeçleri vermişler ve nihayetinde bu kişilerini tutuklanmaları, yıllarca hapislerde çürümeleri toplum vicdanında mahkum edilmiştir."

Antalya'da avukatların açıklaması, "Geçmişte ve bugün çoğunluk iktidarına dayanarak muhalif gruplara karşı yargıyı çekiç gibi kullananlar bu yönetme anlayışını terk etmezse yarın kendilerinin aynı hedef tahtasına konulması kaçınılmazdır. Hukuk ve adalet gün gelir herkese lazım olur" ifadeleriyle sona erdi.


Bu haber 770 defa okundu.