En Sıcak Konular

Çakar: Türk spor basını terbiyesizdir!

23 Eylül 2007 22:02 tsi
Çakar: Türk spor basını terbiyesizdir! Uzun yıllar federasyona bağlı hakemlik yapmış,ünlü futbol yorumcusu Ahmet çakar, Türk futbolu, Kulüp başkanları ve son dönemde 'o hareket'le gündeme gelen Emre Belözoğlu'nun davranışları hakkında neler dedi?

Şirin Sever röportajı/ Sabah
'Ben Kandilli Kız Lisesi'nde ahlak dersi vermiyorum!'
Çakar'la futbolu, camiadaki tartışmaları ve spor basınını masaya yatırdık. Her zamanki gibi keskin, her zamanki gibi sert konuştu. "Türk spor basını terbiyesizdir, ben de onlardan biriyim," dedi ve ekledi: "Tabii ki bu övünç kaynağı değil ama ben de Kandilli Kız Lisesi'nde ahlak dersi vermiyorum!"..
- Serdar Turgut geçen gün şöyle yazdı: "Spor basınının üyeleri Emre'den (Belözoğlu) daha fazla davranış anomalisine sahip!" TV'de, tribünlerde, köşe yazılarında harcanan kelimeleri ve atışmaları göz önünde bulundurursak Turgut haklı mı?
- Serdar Turgut denen arkadaşımız az bile tespit yapmış. Spor basınında, özellikle görsel basında, ki bu grubun içine ben de dahilim, zaman zaman yaptığımız hareketler, saygısızlıklar, asosyal tavır, laf ve yaklaşımların yanında, hareket çeken Emre zemzem suyuyla yıkanmış gibi kalır!

- Günah mı çıkarıyorsunuz Hocam?
- Hayır günah çıkarma değil, realite bu! Basına yansımıştır, yansımamıştır bilmem ama pek çok kalem "Emre'nin yaptıkları, bizim yaptıklarımızın yanında ufacık bir şey," diyor. İçimizde öyle insanlar var ki, öyle zamanlarda öyle rezillikler yaptık ki, Emre'nin hareketi hiçbir şey değil.

- Tam da bunu anlamaya çalışıyorum; spor basınındaki bu fütursuzluğun nedeni nedir?
- Hepimiz insanız, tıpkı Emre gibi... Baskılar, stres, o andaki durum; bizleri, Emre'yi sonradan çok pişman olacağımız davranışlar yapmaya iter. Bu insanın tabiatında vardır. Bakın tarihe, yüz binlerce katil işlediği cinayetten pişmandır ama sinirlenmiştir o an...

GESTAPO LAFI

- Pişman oluyorsunuz ama yine de yapıyorsunuz öyle mi?
- Ama ben eski Ahmet Çakar değilim. Beş sene önceki gibi son derece saygısız, son derece küstah, son derece fütursuz davranmıyorum. Kendimi törpülemeye çalışıyorum.

- İyi de nedir sizi bu kadar küstahlaştıran, saygısız davranmaya iten?
- Herkesin kırmızı çizgisi vardır, o çizgi aşıldığı an "Az bile yapmışım," diyorum. "Haklıyım," demiyorum.

- Affedersiniz nedir sizin kırmızı çizginiz?
- Bugün kediye bile sürekli vursanız kedi üstünüze atlar. Her canlının bir dayanma raddesi var...

- Sizin üzerinizden konuşalım o zaman. Carlos'a "Dede," diyorsunuz, "Zico kalp krizinden öldü diyelim," diye bir cümle kurabiliyorsunuz; Feldkamp için 'gestapo' benzetmesi yapıyorsunuz, . Bu hakkı nereden buluyorsunuz?
- Çok basit, bu hakkı bize halk verdi...

- Önünüze gelene hakaret etmeniz için mi verdi?
- Hayır, şöyle açıklayayım: Bugün bir gazete, bir televizyon bana köşe, ekran veriyorsa, bunu benim kara kaşım, kara gözüm için vermez. Ses getirmiyorsan, gündem belirlemiyorsan, reyting almıyorsan ikinci gün çıkamazsın oraya. Ha, her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır, o ayrı. Az önce vermiş olduğunuz örneklerin hiçbirinde hakaret yoktur. Kalli'ye gestapo demem, 1940'ın Nazi Almanya'sında insanları öldüren, işkence yapan gestapo şeflerini kastetmek için değil tabii ki! Kalli'nin son derece disiplinli, son derece acımasız, en sert kuralları uygulayan biri olduğunu belirtmek içindi.

'EN KÜSTAH BENİM'

- Gestapo benzetmenize yazar Oray Eğin şiddetle karşı çıktı, sizi SABAH yöneticilerine şikâyet etti; cehaletle, yeterli donanıma sahip olmadan ve hak etmeden bu yere geldiğinizi ileri sürdü...
- Oray Eğin kim? Hiç tanımam. Anlamamış demek ki! Gestapo bir dönemin gizli polisi. Ben bunu kastederken insanlara işkence yapıyor, onlara zehir veriyor demedim ki! Oray Eğin'in yerinde olsam beni başka yerden eleştirirdim, gestapodan eleştirilmez Ahmet Çakar...

- Nereden eleştirilir?
- Çok basit! Zaman zaman hakemlere, federasyona çok ağır hakaretler ettiğim oluyor. Bundan eleştirsin... Türk spor yazarlığı tarihinin gelmiş geçmiş en sivri, zaman zaman en küstah, zaman zaman en terbiyesiz, zaman zaman en saygısız olabilen spor yorumcusuyum.

- Methiyeler düzülmeli gibi söylüyorsunuz!
- Asla! Ben bir realiteyi ortaya koyuyorum. Özel hayatımda herhangi birine sokaktaki adama ya da sokaktaki köpeğe bile kötü davrandığım görülmemiştir. İnsan ilişkilerim çok medenidir. "Yaptıklarım övünülecek şeyler," demiyorum, bir durum tespiti yapıyorum. "Ben buyum, eskiden kötüydüm, şimdi daha az kötüyüm, iyi olmak için çaba sarf ediyorum ama belli sınırı da geçmeyeceğim," diyorum. Kimse de benden TRT kurallarına uyan, kibar, 'aman efendim, canım efendim' diyen bir Ahmet Çakar olmamı beklemesin. Ben Kandilli Kız Lisesi'nde ahlak dersi vermiyorum!

- Niye spor yazarlarının üslubu bu kadar sert olmalı?
- Bu ülkede başbakana hakaret eden köşe yazarı yok mu hiç?

- Bu sizi mazur mu gösteriyor?
- Türk spor basını terbiyesizdir; bunu mu duymak istiyorsun? Ben de bunlardan biriyim; yaptığımız iş değildir, yenilecek yutulacak cinsten değildir. Bundan da övünç filan duymuyoruz.
Kulüpler zengin adamların oyuncağı!
"Spor kulüpleri gayet tabii zengin birtakım adamların oyuncağıdır! İngiltere'nin en köklü kulübü Chelsea, geçmişi belli olmayan Rus milyarder Abromoviç'in; Mancester United bir Amerikan milyarderinin; koskoca Milan Berlusconi'nin oyuncağı... Oralarda oyuncak da, Türkiye'de niye olmasın? Eşyanın tabiatına uygun. Çünkü parayı veren düdüğü çalar, bu kadar basit!"
'Oğlum Emre madem yaptın bir hareket, geri vitese atma'
- Siz futbol yorumlarınıza, tespitlerinize ne kadar güvenirsiniz?
- Güvenirim. Hem teknik, hem taktik, hem psikolojik tespitlerimi başarılı bulurum.

- Geçen yıl "Karanlık güçler Fenerbahçe'yi şampiyon yapmayacak," dediniz ama Fener şampiyon oldu. Şimdi de "Galatasaray'ın şampiyonluğuna iddiaya girerim," diyorsunuz. Niye sizi ciddiye alsınlar?
- Hayır ben "Fenerbahçe'nin önünü kesmeye çalışıyorlar," dedim, örnekleri de koydum, oyunu bozdum. Bu kadar basit. Oyunu bozduğum nasıl ispatlandı? Haluk Ulusoy cevap versin Merkez Hakem Komitesi niye değişti? Şimdi de evet, Galatasaray'ın şampiyonluğuna bahse girerim. Ben futbol bilgimle, Galatasaray'ın kadro yapısı, oyuncu kalitesi, Fenerbahçe'nin, Beşiktaş'ın, Trabzonspor'un sorunlarına baktığımda, hem de 9-10 puan farkla şampiyon olacağını söylüyorum. Ayrıca istemeyen inanmasın bana, söylediklerim Kuran-ı Kerim'in ayeti değil ki, dinlemesinler!

- Yaptığınız yorumlardan sorumlu hissetmiyor musunuz kendinizi?
- Gayet tabii. Önce Allah'a, sonra vicdanına, sonra topluma karşı yanlış yapmayacaksın yorum yaparken, gerisi hikâye. 'Galatasaray camiası alınırmış, Fenerbahçe Başkanı kızarmış, Beşiktaş ne dermiş, Fatih Terim hırlar mı' diye düşündün mü yandın.

- Emre'nin yumruğunu kime kaldırdığı çok tartışıldı, sizin yorumunuz?
- Umurumda bile değil kime yaptığı! Bana yapılmadığını biliyorum sadece...

- Nereden biliyorsunuz?
- Emre'nın kankası Hakan Ünsal'a sordum. Bana yapsaydı da problem değil. Emre'nin yaptığı terbiye dışı bir harekettir ama vatanını satmamıştır, dünyanın sonu da değildir. Tek bir eleştirim var; oğlum Emre, bir hareketi yaptın madem, dedin ki "Bir kişiye yaptım," çık o zaman "O kişi de Ali'dir, Veli'dir," diye açıkla, geri vitese atma.

- Merak edip Emre'yle konuşmadınız mı?
- Ben futbolcuyla muhatap olmam!
Fatih Terim'e az bile yapıldı'
-Teknik direktörler genelde maçtan önce kadrolarını açıklıyor ama basında kimseden itiraz sesleri yükselmiyor. Ne zaman yenilgi olursa vurun abalıya durumu! Neden kimse testi kırılmadan yol göstermiyor?
- Bu, gazetecilerin kişilik zafiyetleri olduğunu gösterir. Maçaları sıkmıyor diyelim! Onların eleştirdiği kadro başarılı olursa; "Ali'yi niye oynatıyorsunuz kardeşim," dediği halde Ali başarılı olursa korkusu bu! Bu eyyamcılık yerleşmiştir ve dünyanın her yerinde böyledir.

- Milli Takım Malta'yla berabere kaldı diye Fatih Terim yerden yere vuruldu. Ama sonraki Macaristan maçını kazandı. E n'oldu şimdi?
- Ne demek ne oldu?

- Neden "Terim gitsin," diye bas bas bağırıyor herkes, kaybettiği kadar kazanıyor da demek ki!
- Kaybederseniz, hele hele Malta gibi bir köy takımına karşı kaybederseniz, adamın anasını ağlatırlar. Fatih Terim'e az bile yapıldı! Terim, basınla arası en iyi, basında birçok kaleyi psikolojik olarak, dostça elinde tutan adamların başında gelir. Eğer bu kaybı Terim değil de, bir Mustafa Denizli, bir Şenol Güneş yaşamış olsaydı ipe çekerlerdi. Yenilmeyeceksin kardeşim Malta'ya!

- Ağır eleştirilere Terim küstü tabii; Macaristan maçı sonrası demeç yasağı getirdi. Futbolda küslük olur mu?
- Olur da, daima küsen kaybeder! Bakın bir şey söyleyeyim, bizler hancıyız, Fatih Terim, futbolcular, diğer antrenörler, hakemlerin hepsi yolcu. Hancılar daima kazanır, yolcular kaybeder.
'Ulusoy'a yan gözle bakamaz'
-Golü sayılmayan Beşiktaş'ın başkanı, "Biz büyük bir camiayız, yumruğu vurduk mu altından kimse kalkamaz," deyip federasyonu tehdit etti. Nedir bu?
- Ne tehdidi ya? O değil mi kupayı alır almaz federasyon başkanının babasını ziyaret eden? O değil mi futbol federasyonu başkanıyla akraba? O değil mi futbol federasyonundan adamlarla lüks lokantalarda enteresan konuşmalar yapan? Demirören; Haluk Ulusoy'a yan gözle bile bakamaz! Bırak yumruğunu masaya vurmayı, burnunu oynatamaz!

- Neden?
- Oy-na-ta-maz! Nankör derler adama! Haluk Ulusoy da, Yıldırım Demirören'li Beşiktaş'a en ufak bir yanlış yapamaz, yapmaz. Sadece 15-20 milyon Beşiktaşlı'ya diyor ki, "Bak biz de bir şeyler yapıyoruz kardeşim."

- 'Bu yumruk Türk futboluna' yorumları yapılıyor ama...
- Bunlar ciddiye alınacak laflar değil! Bugün büyük bir kulüp başkanı ağır bir demeç veriyorsa, sonunu da getirecek. "Haluk Ulusoy gidecek," diyorsan ve Haluk Ulusoy gitmiyorsa, sen gideceksin!

- İşler böyle mi yürümeli? Bu camiada hak, hukuk, kural işlemez mi?
- Bakın, "Bütün insanlar eşittir," denir, 500 yıldır kandırılır insanlar. Eşitlik falan yoktur çünkü bazı insanlar daha eşittir. Futbolda da yoktur eşitlik; kural, hak, hukuk kitaplarda yazar; Hülya Koçyiğit-Ediz Hun filmlerinde olur ancak...

- Futboldaki şiddet biraz da imamcemaat meselesi mi?
- Tabii ki. İmam yellenirse cemaat de büyük abdestini yapar, aynen budur!


Bu haber 360 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,198 µs