En Sıcak Konular

Düşen bir uçaktan kurtulan tek kişi olmak...

2 Aralık 2007 16:54 tsi
Düşen bir uçaktan kurtulan tek kişi olmak... İstanbul-Isparta seferini yaparken iniş sırasında düşen uçağın düşüş sebepleri, dört yıl önce, 8 Ocak 2003’te İstanbul-Diyarbakır seferini yaparken düşen uçakla çok benzer. 4 yıl önce düşen o uçakta bulunan Aliye İl, yalnız kendisinin sağ çıktığı o

Soner Yalçın / Hürriyet

THY uçağı, Diyarbakır Havaalanı’na inişe geçerken düşmüştü. 75 kişinin yaşamını kaybettiği bu kazada Aliye İl kurtulmuştu. İl o anı anlattı...

İstanbul-Isparta seferini yaparken iniş sırasında düşen uçağın düşüş sebepleri, dört yıl önce, 8 Ocak 2003’te İstanbul-Diyarbakır seferini yaparken düşen uçakla çok benzer.

"Konya" adlı THY uçağı, Diyarbakır Havaalanı’na inişe geçerken düşmüştü. 75 kişinin yaşamını kaybettiği bu kazada Aliye İl kurtulmuştu. İşte Aliye İl’in yaşadığı korku dolu o anlar...

TARİH 8 Ocak 2003. Yer İstanbul. "Sabah kötü uyandım. Yani, kendimi iyi hissetmiyordum. Oğlumla ben beraberdik. Murat Ağabeyim aradı, o da İstanbul’da oturuyor. Ama o saatte hiç aramazdı beni, uyurdu.

’Ne oldu’ dedim, ’Sen bu saatte hiç aramazdın?’

’İsmet Yenge vefat etmiş’ dedi.

Yıkıldım. Gerçekten çok sevdiğim bir insandı, hastaydı biliyordum ama ölümünü hiç beklemiyordum. Kötü oldum, ne diyeceğimi bilemedim.

Telefonu kapattım, çöktüm koltuğa, ağlamak istedim biraz rahatlayayım diye. Ağladım.

GİŞEYİ DEĞİŞTİRDİM

Kendime gelince hemen havaalanını aradım. Yarım saat sonra uçak var, deseler; hemen binip gideceğim. İsmet Yenge, Urfa’da yaşıyordu. Ben önce uçakla Diyarbakır’a gideceğim, oradan karayoluyla Urfa’ya geçeceğim.

’Saat 17.00’de gelip biletinizi alın’ dediler. Yerimi ayırttım. Sonra havaalanına gittim biletimi aldım.

Bilet alırken bir şey dikkatimi çekti; yani acaba tesadüf mü, kader mi ben de ona bir anlam veremedim. İki gişede bilet satılıyordu. Gişenin birinde uzun kuyruk vardı; ben ilk defa bilet aldığım için orada sıraya girdim.

Diğer gişede 23 kişi vardı. Tereddüt ettim acaba oraya mı gitsem diye. Benden önce biri girdi o düşündüğüm gişeye ve biletini alıp çıktı. Ben de kuyruğumdan çıkıp oraya geçtim ve biletimi oradan aldım.

Yani şimdi düşünüyorum da, eğer orada kalsaydım, acaba aynı koltuk numarasına denk gelir miydim? Kader.

YABANCILAR VARDI

Biletimi aldım, gittim bekleme salonuna oturdum.

İlk kez uçağa bindiğim için heyecanlıyım. Üzüntüm ve heyecanım birbirine karıştı. Bir Hacı Amca geldi yanıma, ’Kızım’ dedi, ’Burası Diyarbakır uçağı kapısı mı?’ ’Evet’ dedim. "Yalnızsan git Hacı Nine’nin yanına otur" dedi. Kırılmasın diye gidip eşinin yanına oturdum.

Oturdum işte, insanlara bakıyorum.

Bizim Güneydoğu insanları bellidir, yani seçebiliyorsun ya da ben aynı topraktan olduğum için hissediyorum, tanıyorum onları.

Yabancılar da vardı; Amerikalı vardı; bir de Alman gördüm, onu da hiç unutamıyorum. Ayrıca çok iriyarı biri vardı, çok uzun boylu ve çok şişman, saçları da upuzundu.

Bir hanım vardı da öyle çok şık, çok bakımlı küt saçlı hoş bir hanımdı.

UÇAĞA BİNDİK

Saat 18.30 gibiydi.

Anons yapıldı. Uçağa gittik. Yerlerimize oturduk. Hostesler uçak düşerse neler yapılacağını gösterdi. Biraz korktum.

Uçak hemen hemen doluydu. Yani çok az bir boşluk vardı. Ben cam kenarındaydım ve benim yanım boştu. Arkada oturanlar bizim o yörenin insanlarıydı. Dinlerken konuşmaları hoşuma gitti, ikisi orada heyecanlı ve mutlu konuşuyordu. Onları hep merak ederim mesela, kimdi acaba arkamda oturanlar. Hálá onların mutlu sesleri kulağımdadır.

Yan koltukta adı Helin olan güzel bir küçük kız çocuğu vardı; annesinin kucağındaydı. Helin bana şirinlikler yapıyor, göz kırpıyor bana. Benim de mecalim yok, üzgünüm; ama yine de çocuğa gülümsedim; çok güzeldi.

Kimseyle sohbet etmedim. İçimde anlatılması çok zor bir duygu vardı, daralıyordum. Bir an önce gideyim ve memleketimde iyice ağlayayım, kendime geleyim diyordum. Hostes geldi, ’Ne içersin’ diye sordu. ’Kahve’ dedim.

İNİŞ ANONSU YAPILDI VE...

Saat 20.00’ye geliyordu.

Her şey yolundaydı, hiçbir aksilik yoktu. ’İniyoruz’ diye anons edildi. ’Kemerlerinizi çözmeyiniz’ dendi.

İniyoruz. Koltukta biraz doğruldum.

Beklemeye başladım.

Tam iniyoruz...

Heyecanlandım. Sıkıntı bastı beni. ’Acaba kemerimi açsam mı’ diye geçirdim içimden. Vazgeçtim.

Birden...

Ben kemerimi açayım mı açmayayım mı diye düşünürken büyük bir gürültü koptu.

Ne olduğunu anlayamadım.

Çığlıklar duydum.

Bir de valizler uçuyordu havada sanki.

Sinyaller yanıp sönüyordu. Dua etmeye başladım.

Sonra...

Sonra ne oldu, hatırlamıyorum...

Kendimi yerde buldum.

Büyük bir acı var gövdemde.

Elmacık kemiğimi vurmuşum bir yerlere.

’İmdat! Kurtarın’ diye bağırmak istiyordum, sesim çıkmıyor.

Birden yangın çıktı. Kocaman bir yangın. Depo patladı sanki.

Dedim ki ’Ne oluyoruz?’ ’Ben nerdeyim?’ ’Ne oldu?’

Önce rüya diye düşündüm. Hayır uçaktaydım. Evet, hatırladım Diyarbakır’a gidiyorduk. Fakat ne oldu, niye yerdeyim?

Karanlıktı.

Hálá koltuğa kemerle bağlıydım. Kemeri çıkarmaya çalıştım. Açamadım.

Bağırmayı denedim yine.

Yangın o kadar şiddetliydi ki sesimi kimse duymuyor. Dua etmeye başladım.

Bir yandan da kemeri açmaya çalışıyorum, açarsam kurtulurum diye düşünüyorum. Ellerim titriyor. Alevler yaklaşıyor. Ne yapacağımı bilemiyorum. Sonunda kemeri açtım.

Açınca, sırtımdaki koltuktan kurtuldum. Emekleye emekleye uçaktan uzaklaşmaya çalıştım.

Yine bir patlama oldu. Bu çok büyüktü. Hani filmlerde olur ya aynen öyle. Çevreye alevler fırlıyordu. Alevlerin bazıları üzerime geliyordu. Kemerimi açmasaydım diri diri yanacaktım.

BENİ BULDULAR

Ne kadar zaman geçti anımsamıyorum.

Ben zannediyorum herkes benim gibi çıktı ve kurtuldu. Bir ben kaldım, beni bulamadılar.

Ambulanslar, itfaiyeler geldi. Ama uzaktalar, beni görmüyorlar.

’Herhalde diğerlerini kurtarıyorlar, sıra bana da gelecek’ diye düşünüyorum.

Birini görmüştüm kazadan sonra, ayaktaydı, alevler her yanını sarmıştı, aklıma o geldi; ’Tabii önce onu kurtaracaklar’ dedim.

Tekrar sürünmeye başladım. Ama nereye gidiyorum bilmiyorum.

Karanlıktı hálá. Üstümde koyu renk elbise yoktu, bej çok açık kazak vardı. Beni rahat görürler diye düşünüyordum. İnsan o durumda çok acayip şeyler düşünüyor, işte böyle.

Sonra bir ses duydum. Beyaz gömlekli biri ’Kimse yok mu’ diye bağırıyordu.

Sonunda beni gördü. Birilerine bağırdı. Ne dedi bilmiyorum.

Tek bildiğim kurtulmuştum.

Sonra ne olduysa, yine ’rüyadayım’ demeye başladım.

Canım çok yanıyordu. Başıma insanlar birikti, ’Savaş mı çıktı’ diye sordum. Çünkü askerler geldi yanımıza.

’Çabuk olun’ diyorlardı. Sedye geldi, beni taşımaya başladılar. ’Nereye götürüyorsunuz’ dedim. Yola götürüyorlarmış, uçak beni çok uzağa fırlatmış.

Devlet hastanesine götürdüler.

Duydum ki 75 kişi hayatını kaybetmiş.

Küçük Helin de ölmüş..."

(Bu röportaj CNN TÜRK’te yayımlanan "Oradaydım" belgeselinden alınmıştır.)



Bu haber 865 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,610 µs