En Sıcak Konular

Hem Türk hem Kürt bir parti olur mu?

2 Ocak 2008 13:32 tsi
Hem Türk hem Kürt bir parti olur mu? Genç Kürt Siviller Hareketi üyesi İdris Kardaş, bir Eşbaşkanının Türk diğerinin Kürt olduğu bir partinin kurulmasının barış ve demokratikleşmeye katkı sunacağı kanaatinde.

İdris Kardaş/Yeni Şafak

Yeni bir siyasi parti gerekli

Kürt meselesi ile ilgili ilginç gelişmeler yaşamaya başladık. En başta şu tespiti yapmak yanlış olmayacaktır. Beyaz Saray görüşmesinden sonra gerek asker gerekse de hükümet Kürt meselesi ve dolayısıyla Kuzey Irak konusunda yeni bir paradigma üzerinden hareket etmeye karar vermiş görünüyorlar. Başbakan Erdoğan'ın dağdan indirmeye yönelik söylemleri, daha insani bir yaklaşım çerçevesinde olumlu gelişmeler olarak karşımıza çıkıyor. Genel olarak bir kafa karışıklığı da var. İnsani bir çerçeveden yaklaşıp dağdaki gençlerin evlerine dönmeleri için anne babaları ile bir araya gelmeleri ile dağları bombalayarak oradaki gençlerin yok edilerek sorunun çözüleceği inancı bir arada gidiyor. Yani bir yanda yaşatmak, bir yanda öldürmek.

Türkiye'nin en büyük Kürt partisi ve tabanı en geniş parti olması hasebiyle meclise giren DTP, bugüne kadar mecliste yeterince etkili olamadı. Hem askerin hem de hükümetin hem de diğer muhalefet partilerinin baskıları arasında sıkışan DTP, kendine bir alan açma konusunda sıkıntılar yaşıyor. Bu durumun sonucu olarak Kürtlerin talepleri ve hissettikleri sivil siyaset alanına yansıyamıyor. Ayrıca Kürtler artık DTP'ye eskisi gibi kayıtsız şartsız destek de vermiyorlar. Son seçimler de bunun kanıtı zaten. Seçimlerde AKP'nin bölgeden aldığı oy, Kürtlerin farklı siyasetlere, söylemlere ve en önemlisi sorunların çözümüne yönelik çabalara verdiği önemi gösteriyor. Burada kesin olan bir şey var ki, o da Kürtlerin tek bir parti ile temsil edilemeyecek kadar farklı görüşleri, inançları ve hayat tercihlerinin olduğudur. Bütün Kürtlerin sadece Kürtlük üzerine kurulmuş dünyaları yoktur ki, DTP tüm Kürtleri temsil etmeyi başarabilsin veya Kürt milliyetçisi bir siyaset başarılı olsun. Her insanın uğraştığı gibi bir Kürt de birbirinden farklı siyasi, sosyal yada sınıf temelli sorunlar yumağı ile uğraşmaktadır. Mesela başörtülü bir Kürt kızı üniversiteye giremiyorsa bunun Kürt kimliğinden kaynaklanmadığı oldukça aşikârdır. Elbette Kürtlerin kimlik sorunu bütün bu mağduriyetlerin en başında gelenidir. Kürtler sadece Kürt olmaktan kaynaklanan birçok sorunla karşılaşmışlardır ve mağdur edilmişlerdir.

KÜRT SİYASETİNDE ÇOĞULLAŞMA

Kürt meselesinde alternatif bir dile, Kürt toplumundaki çoğulluğu siyasetine taşıyacak bir duruşa bu ülkede yaşayan herkesin çok ihtiyacı var. DTP artık sadece Kürtlerin değil aynı zamanda toplumun geri kalanının da bu konudaki isteklerini taşımakta aciz kalmıştır. Türkiye'de yaşanan birçok sorun devlet birey eksenli sorunlar olmakla birlikte Cumhuriyetin kuruluşunda dayatılan zihniyetin yarattığı yan etkilerden kaynaklanmaktadır. Sürekli darbeler ve muhtıralar ile demokrasinin ertelenmesi de bu yan etkileri derinleştirici bir rol oynamıştır. Bugün toplumun yaşadığı kimliksel, kültürel, siyasi ve sınıfsal birçok sorunun arkasında bu tek tip yaratma projesi yatmaktadır. Başörtüsü meselesinden Kürt meselesine, Ermeni meselesine, kadın haklarından diğer kolektif ve bireysel haklara kadar birçok sorunu kuşatan demokrasisizlik ana probleminden toplumun çok büyük bir kesimi muzdariptir.

Bu mağduriyetleri ortadan kaldıracak demokrat zihniyete sahip bir oluşum, sadece Kürt meselesini çözmekle kalmayacak; aynı zamanda diğer birçok meselenin üstesinden gelebilecektir. Türkiye'nin en yakıcı sorunu olan Kürt meselesinin çözüldüğü bir ortamda diğer meselelerin çözümü de kolaylaşacaktır. Kısacası Kürt meselesi çözüme kavuşmadan bu ülkede sadece Kürtler değil, toplumun büyük bir bölümü hep mağduriyet yaşayacaktır. Bu zihniyet dönüşümünü sağlayacak olan yapının Kürt meselesinden hareketle diğer sorunlara yaklaşması gerekecektir. Ancak burada sadece Kürtlerin partisi olma özelliğinde olan bir partinin bu dönüşümü sağlaması her şeyden önce gerçekçi değildir. Bütün bu mağduriyetleri ve sorunları çözebilecek yeni bir dil kurmak gerekiyor. Ancak bu dil, ne sadece Kürtlere seslenen ne de Kürtleri dışlayan bir dil olmalı. Örneğin bir Kürt ile bir Türk eşbaşkanın birlikte yöneteceği bir parti Türkiye için yeni bir deneyim olabilir.

TÜRK-KÜRT EŞBAŞKANLAR

Bir Türk ile bir Kürt eşbaşkanın ilk gündem maddeleri şunlar olabilir: Yeni anayasa yazımında eşit hak ve özgürlüklere sahip, ayrımcılığı dışlayan yeni bir yurttaşlık tanımı, altı doldurulmuş daha insani bir af yasası, Kuzey Irak'ta yaşayan insanların bu ülkedeki Kürtlerin akrabaları olduklarından ve bu ülkenin komşumuz olduğundan hareketle daha iyi ve samimi ilişkiler. Dolayısıyla daha yapıcı ve barışa katkı sunan uluslar arası siyaset anlayışı. Her şeyin ama her şeyin konuşulabilmesi, sebebi ne olursa olsun özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması. İnanç ve ibadetin önündeki engellerin kaldırılması. Gayrimüslimlerin yaşadıkları sıkıntıların çözümü. Toplumda yaşanan her türlü cinsiyet ayrımcılığın engellenmesi. Bir arada yaşamanın neden gerekli ve önemli olduğu konusunda birbirini ikna edecek eşbaşkanlar toplumsal uzlaşı adına önemli adımlar atabilecek, bu ülkenin demokratikleşmesine değerli katkılar sunabileceklerdir. Toplumun büyük çoğunluğunun mağdur olduğu bu ülkede her sorunun konuşarak aşılabileceğini gösteren bu türden bir siyaset anlayışına büyük ihtiyaç var. Ve böyle bir siyaset anlayışını sadece Kürt siyasetçilerinden ya da sadece Türk siyasetçilerinden değil, her iki cenahtan da beklemek daha makul bir davranış olacaktır.

Bir partiyi birlikte yönetebilen Türkler ile Kürtler bir arada nasıl siyaset yapılabileceğini, farklı hassasiyetlerin nasıl çözümlenebileceğini, kavgasız gürültüsüz iki halkın ne istediğini daha farklı bir yöntem ile ortaya koyabilir ve çözüm için farklı alternatifler ortaya koyabilirler. Kürtler ile Türklerin bu ülkede yaşadıkları ortak sorunlar üzerinden hareket edilebilir örneğin. Bu sorunların merkezine de daha demokratik ve özgür bir ülkede yaşamıyor olmanın getirdiği sorunlar konulabilir pekâlâ. Kürtlerin karşı karşıya kaldığı sorunlar ile birlikte demokratik olmayan bir ülkede yaşamanın sıkıntılarını çeken Türkler de var kuşkusuz. Birçok Türk de tıpkı Kürtler gibi ifade ve düşünce, inanç ve ibadet özgürlüklerinden, yaşama veya adil yargılanma hakkından yararlanamıyor. Dolayısıyla birçok ortak sorunun çözümü daha çok demokratikleşmeden geçtiğinden, Kürtler ile Türklerin bir arada hareket etmesi ve işbirliğini daha görünür kılmaları oldukça önemlidir. Fakat bu noktada, bu bilincin her iki toplumsal tarafa aynı anda aksettirilmesi gerekmektedir. Nitekim taraflardan biri, geleceğini böyle bir birliktelikte görmez ise, diğer taraf da tekrar kendi içine kapanmaya başlar.

Eğer bu birliktelik her iki toplumsal tabanı arkasına almayı başarırsa, Kürtler kendi kimlikleri ile siyaset yaparken ama sadece Kürtler ile birlikte siyaset yapmayarak, bu ülkenin gerçeklerini ve bu toplumun hassasiyetlerini daha rahat görebilir ve buradan yola çıkarak daha gerçekçi politikalar üretebilirler. Bir partinin yönetiminde eşit haklara ve eşit yetkilere sahip olan Kürt ile Türk eşbaşkanlar sayesinde hala bu ülkede ikinci sınıf yurttaş olan Kürtlerin, Kürt olarak devlet karşısında da eşit hak ve yetkilere sahip olabileceklerini, bunun zamanının geldiğini gösterebilecektir. Böylece gündelik yaşamın kültürel, siyasi, sosyal her alanında eşit haklara, eşit şartlara sahip olan Kürtler demokrat bir zihniyet içerisinden konuşabilen oluşumlara daha sıcak bakarak tek parti mecburiyetinden sıyrılabileceklerdir. Bu da pek tabii ki Türkleri ahlaken daha demokrat olmak zorunda bırakacaktır.

* Genç Kürt Siviller Hareketi Üyesi



Bu haber 380 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,760 µs