En Sıcak Konular

“Anayasa devletle değil toplumla uzlaşarak yapılır”

3 Ocak 2008 18:55 tsi
“Anayasa devletle değil toplumla uzlaşarak yapılır” Sivil anayasa tartışmaları üzerine görüşlerine başvurduğumuz Emekli askeri hakim Dr. Ümit Kardaş, AKP’nin sivil anayasa çalışmalarını yöntem bakımından sivil olmamakla eleştiriyor. Kardaş’a göre, AKP orduyla uzlaşarak değil, toplumsal katılımı

2008’de bir Sivil Anayasa’mız olacak mı? Sivil bir anayasa yazmanın koşulları gelişmiş durumda mı?

Yazılabilir tabi. Ama AKP’nin bu konuda benimsediği yöntem uygun değil bence. Bu konuda sivil mi, ben kuşkuluyum. AKP gerçekten sivil koşulları yaratsaydı, Sivil Toplum Örgütleriyle ve partilerle, tüm toplumsal kesimlerle konuşulsaydı, tartışılsaydı, süreç aşağıdan yukarıya doğru işletilseydi, gerçek anlamda sivil bir anayasa olacaktı. Ama yukarıda Bilim Kurulu’na yazdırılmış taslağı AKP şuanda dayatmış oluyor. Yani yapılış biçimi ve yöntemi açısından pek sivil değil, her ne kadar bir siyasi parti yazıyor olsa da.

Peki bu anayasanın ilk defa bir darbe ürünü olmaması, asker tarafından yazılmayacak olmasının bir önemi var ama değil mi?

Tabi siyasi önemi var. Bir siyasi parti yazıyor neticede. Fakat önümüzde böyle bir fırsat varken bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekiyor. Kürt sorunuyla meşgul olurken bu açılımı yapmak gerekiyor.

Bir görüşe göre, her 10 yılda bir darbe olmasının nedenlerinden biri sivil bir anayasanın olmaması. Eğer siviller, siyasi bir parti anayasa yazarsa, darbe yapmanın da önü tıkanmış olur. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Demokrasi sadece anayasa ile hallolmuyor tabi. Tabiî ki sivil anayasa önemli fakat artık darbe yapılmasına gerek yok. Askeri vesayet devam ediyor. Dolayısıyla sivil anayasanın gerçekten sivil olması için, toplumun yapması, azınlıkta olanların kabul edilmese de fikirlerini beyan etmeleri ve sahiplenmeleri gerekiyor.

Yani aslolan sürece katılım…

Evet evet. Bu sahiplenme, katılma psikolojisinin sağlanması lazım. Bir de mevzuat sütunları olarak diğer yasaların da elden geçmesi gerekiyor. Zihniyet ve tüm kurumların değişmesi gerekiyor. Yani yeni anayasayla birlikte diğer yapılar da bütünlüklü olarak değişmeli. Yoka anayasanın tek başına çatı olarak değişmiş olması yeterli değil.

Anayasa için temel değil, çatı diyorsunuz o zaman?

Evet çatıdır, üst yapıdır bence.

Türkiye’de hem devlet içerisinde hem de toplumun bir kesimi sivil anayasaya karşılar. Bunlar sizce kimler ve neden karşı çıkıyorlar?

Mevcut sistemden rant sağlayanlar kesinlikle karşılar tabi. Bunlar arasında bazı siyasi partiler de var, askeri ve sivil bürokrasi de. Bunlar şuandaki güçlerini kaybetmek istemiyorlar. Ancak sivil anayasa yazılmasını engelleyemeseler, bu anayasanın daha demokratik, farklılıklarla birlikte barış içerisinde yaşanmasını sağlayacak bir anayasa olmasını engellemeye çalışacaklardır. Burada toplumun desteğini almak önemli. Abant Platformunda konuştuğumuz AKP’liler mümkün olanı yapmaya çalıştıklarını söylediler. Bu AKP’nin işi devletle, askerle uzlaşmaya çalışarak yapmaya çalıştığını gösteriyor. Ama bu iş uzlaşmayla olmaz. Uzlaşırsan onların hakimiyetini artırmış veya en azından devam ettirmiş olursun. Onlarla değil, toplumla uzlaşmak zorundasın. Liberallerin, demokratların, toplumun farklı kesimlerinin katkısını arkana alırsan daha rahat edersin.

O zaman AKP, anayasa çalışmalarından toplumun uzlaştığı bir metnin değil, kendisinin devletle uzlaştığı bir metinin peşinde diyebilir miyiz?

Kesinlikle öyle. Aynen öyle. Kendi alanlarını açmak niyetindeler çünkü. Oysa dediğim gibi anayasa toplumsal mutabakat metnidir.

Bir de anayasada en önemli tartışma konusu vatandaşlık tanımı. Kürt sorunu da burada düğümleniyor. Bu noktada vatandaşlık tanımı nasıl olmalıdır sizce?

Vatandaşlık tanımı yapılmasının çok gerekli olmadığını düşünüyorum. Ama illa da gerekiyorsa, “Herkes dil, din, ırk, cinsiyet farkı gözetilmeksizin Türkiye Cumhuriyeti Devleti yurttaşıdır.” denebilir. Vatandaşlık tanımı bir etnisiteye dayandırılmamalıdır. Herkesin eşit yurttaş olduğu vurgulanmalıdır.

Irki, cinsi, dini her türlü ayrımcılığın da anayasal suç konuma getirilmesi gerekiyor mu sizce de?

Tabi. Farklılıklarımızla birlikte barış içinde yaşamak için bir takım ilkelerin koyulması gerekiyor. Bunun için yerel özerkliklerin de sağlanması gerekiyor bence. Bu üniter yapıya aykırı bir şey değil. Birlikte yaşam için gerekli.

Önemli bir diğer husus, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler. Bu aslında anayasayı yazan askeri otoritenin Meclis’e ve dolayısıyla topluma güven duymadığını da göstermiyor mu?

Elbette. Her şeyin özgürce tartışılması lazım oysa. Ne demek teklif dahi edilemez? Tartışma ve fikir özgürlüğünün önünde hiçbir engelin olmaması lazım.

iyibilgi özel



Bu haber 326 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,479 µs