En Sıcak Konular

32 bin ABD işsizi piyasaları çökertti!

6 Ocak 2008 10:36 tsi
32 bin ABD işsizi piyasaları çökertti! Global dünyada artık kimse tek başına değil. Kendi ülkemde işsizlik sorununu hallettim diyebilirsiniz ama bu yeterli olmuyor. Başkasının üç beş işsizi bizde milyarlarca dolarlık tahribata yol açabiliyor. İşte globalizmin bir çıkmazı!.. İbrahim Kahveci yaz

İbrahim Kahveci / Yeni Şafak

Global dünyada artık kimse tek başına değil. Kendi ülkemde işsizlik sorununu hallettim diyebilirsiniz ama bu yeterli olmuyor. Başkasının üç beş işsizi bizde milyarlarca dolarlık tahribata yol açabiliyor. İşte globalizmin bir çıkmazı!

Geçen haftaya damga vuran iki önemli gelişme vardı. Amerikan imalat sanayi endeksi ISM Aralık ayı verisi 47,7 olarak açıklandığında ilk resesyon korkusu alevlendi. Ardından gelen fabrika siparişlerindeki artış bir günlük kısmi iyimserlik yarattı. Oysa Cuma günü açıklanan işsizlik verileri ile adeta çöküşe giden bir yol da açılmış oldu. Amerika'nın işsizleri bütün dünya ile beraber anında Türkiye piyasalarını salladı.

Amerika'da Aralık ayında tarım dışı istihdam artışı 50 bin kişi beklenirken 18 bin kişide kaldı. Bir önceki istihdam artışı 94 bin kişiydi. İmalat sanayi endeksinin (ISM) düşük çıkması ile resesyon korkusu daha da alevlendi.

Amerikan rüyasını kâbusa çeviren korku senaryosu sanki vizyona girmeye başladı. Bir tarafta resesyon yani ekonomik durgunluk, diğer tarafta ise enflasyondaki artış eğilimi var. İktisatçılar buna "Stagflasyon" diyor ama biz Amerikan kâbusu diyoruz.

SİLAH TERS TEPERSE

Amerikan rüyasının kâbusa ilk dönüşü 1929 ekonomik buhranında yaşandı. Oysa bugün yaşananların henüz bir kriz olup olmadığı dahi belli değil. Hatta bırakınız krizi büyüme hızının sadece yavaşlaması dahi korkulara yol açıyor.

Varlık fiyatlarının şişmesi sonucu oluşan servet artışında "ya çökerse" korkusu çok fazla ilerledi. Daha Ağustos ayında patlak veren gayrimenkul piyasası krizi bu kez bütün ekonomik alanı etkiler ise önü alınamaz bir sorun sürecinin yolu açılabilir. Bu nedenle en küçük resesyon işareti derhal olumsuz piyasa koşullarına yansıyor.

ABD açısından en kötü senaryonun stagflasyon olmasının önemli nedeni tabiri caiz ise tedavisinin çok zor olmasından kaynaklanıyor. Gelişmiş ülkelerin gelişmiş kredi piyasası nedeniyle faiz silahı çok basit kullanılabiliyor. Mesela durgunluk oluşmaya başladığında faizlerin düşürülmesi ile tüketim ve orandan üretim artırılabiliyor. Tersi bir durumda da faizler artırılarak tüketim kısılıyor ve büyümeye bağlı enflasyon kontrol altına alınabiliyor.

Stagflasyon da ise durgunluk ve enflasyonun aynı anda oluşması adeta silahın ters tepmesine benziyor. Enflasyonu düşürmek için faizi artırsanız durgunluk derinleşiyor; durgunluğu aşmak için faizleri düşürseniz bu sefer de enflasyon kontrolden çıkıyor.

PETROLÜN ATEŞİ YAKIYOR

Global dünyada likidite bolluğu olarak tanımlanan dönemin Ağustos ayında çoktan bittiği merkez bankalarının para musluklarını açmaları ile teyit edilmişti. Amerikan Merkez Bankası yanı sıra Avrupa ve Japonya merkez bankaları dahi piyasalara milyarlarca dolar enjekte etmek zorunda kalmıştı.

Küresel ekonomiler artık eskisi gibi parlak değildi. Ağustos ayından beri uygulanan faiz politikasının geçici pansuman olduğunu çok kez aktarmıştık. Ana tez noktamız şuydu: Geçici önlemler ekonomilerde kalıcı canlılığa yol açamıyor ama petrol fiyatlarının yükselişini sağlıyor. Oysa ekonomilerde sıkıntılar yaşanırken petrol fiyatlarının 80 doların üzerine çıkarak 100 dolara dayanması artık herkesi derinden etkilemeye başlamıştır.

Hatırlanacağı üzere 2002-2007 arasındaki temel dayanak hızlı ekonomik büyümeydi. Büyüme ise petrol fiyatını tetikliyordu. Oysa büyüme hız keserken petrol fiyatındaki artış kaldırılması çok daha güç sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Türkiye örneğini ele aldığımızda karşımıza çıkan ve çıkacak faturaya kısaca bakabiliriz. Sadece petrol ve petrole dayalı doğalgaz alımına ödediğimiz fatura yıllık 30 milyar doları aşıyor. Oysa son fiyat yükselişlerinin kalıcı olması halinde 2008 yılında faturayı 40 milyar dolara dayandırması içten bile değil.

Geçen yıl dış ticaret açığının 50 milyar dolar civarında oluştuğu düşünülürse petrol ve doğalgaz faturasının ithalat maliyeti rahat ölçülebilir.


Krizleri piyasalar çıkarır reel ekonomiler çöker

28 Eylül 2007'de petrol fiyatına dikkat çekmiş ve sonraki günlerde de petrole bağlı çıkmazları aktarmıştık. Akaryakıta getirilen yeni vergi yükünü "zaten petrol fiyatı artıyor" diyerek gereksiz bulmuştuk. Henüz 85 dolarken 105 dolara koşan petrol fiyatı ve doların değeri üzerine kurulu piyasa dengelerini detaylı şekilde irdeledik.

İki ayı aşan süreden beri sorun bakışlı analizlerimiz bugünlerde yaşamaya başladığımız sıkıntılı sürece giden yola dikkat çekmek içindi. Çünkü bizim dışımızda dünyada önemli risk birikimi yaşanıyor ve bir an önce önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyorduk.

Geçmişte yaşanılan krizler hep sermaye piyasalarında başlamış ve kamu kesimi ile bankacılık sektörünün zaaflarından beslenmişti. Bugün kamu ve bankacılık sektörünün güçlendirilmiş olmasına karşılık sermaye piyasalarımız yabancı riski açısından geçmiş krizlerden daha olumsuz duruma gelmiştir. Bu piyasalardan Türkler çoktan kaçmış veya kaçırtılmıştır.

Ekonomiye bakış açısında bir değişim göremiyoruz. Adeta reel ekonomide sağlanan başarıların piyasaları rahatlatacağı izlenimi ediniyoruz. Örneğin kamu kesimi borç sorunu, sosyal güvenlik sorunu gibi makro ve mikro önlemler ile sorunların aşılacağı düşünülüyor olabilir.

Fakat unutmamalıyız ki 2006 yılında hem kamu bütçesi en başarılıydı hem de enflasyon Mayıs 2006'ya kadar çok düşüktü. Ama dünyada yaşanan dalgalanmadan yine de en fazla Türkiye etkilenmişti. Faizimiz yüzde 13,5'tan yüzde 23,0'e çıkarken doların 1,27'den 1,70'in üzerine sadece birkaç ayda çıktığını unutmamalıyız.

Finansal kesimin temeli tabii ki reel ekonomik yapıdır. Ama piyasa kavramının çok geliştiği bir dünyada üst yapıdaki bir sarsıntı temelde derin hasarlar bırakabilir. Reel ekonomi yönetimine çok ağırlık veriyoruz, lâkin "piyasa yönetimi" diye bir kavramımız ve anlayışımız maalesef piyasaya bırakılmış durumda.



Bu haber 878 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,957 µs