Doğru bildiğimiz yanlışlar! | " /> Doğru bildiğimiz yanlışlar! | "/>

En Sıcak Konular

Doğru bildiğimiz yanlışlar!

6 Ocak 2008 13:27 tsi
Doğru bildiğimiz yanlışlar!
Beslenme üzerine uzun yıllar süren araştırmalar yapan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Beslenme ve Metabolizma Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Aydın beslenme ile ilgili doğru bildiğimiz yanlışlara dikkat çekti.

 Aydın son yıllarda zararları sık sık gündeme getirilen kırmızı et, tereyağı gibi gıdaların sağlık kaynağı olduğunu, asıl light ürünlerin kalp ve damar sağlığını bozup kansere zemin hazırladığını söylüyor.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Beslenme ve Metabolizma Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Aydın beslenme üzerine araştırmalar yapıyor. Aydın’ın söyledikleri aslında hepimizi şaşırtacak ölçüde aykırı çünkü ilaç ve gıda sektörünün bütün şişirme reklamlarına, hileli oyunlarına rağmen bambaşka bilgiler aktarıyor. Kolesterol, obezite, diyet, kanserojen gibi sözcüklerin havada uçuştuğu, herkesin ağzına sakız olduğu bir devirde neyin ne zararı olduğunu çözemez olduk. Dün Türk mutfağının temeli olan gıdalar, bugün birer canavar kabul ediliyor. Peki, işin aslı gerçekten öyle mi?

Prof. Dr. Ahmet Aydın bu noktada meslektaşlarından ayrılıyor. Aydın’a göre zararlı damgası yiyene de en masum ve faydalı görünene de dikkat etmek lazım. Çünkü bu işin şakası yok. Aydın ‘Genler değişmezmiş gibi düşünüyoruz. Halbuki genler çok değişken, ayrıca çevresel etkenlerle şekillenebiliyor. Yani bugün yedikleriniz gelecek nesillerde kalıcı bozukluklara yol açabiliyor’ diyerek bu ciddi tehlikeye dikkat çekiyor. Taş Devri Diyeti’nin de yaratıcısı olan Aydın kendi araştırmalarına dayanarak şunları anlatıyor: ‘Beslenme biçimimizdeki olumsuz değişiklikler son yıllarda karşımıza hiç rastlamadığımız tablolar çıkarır oldu. Çocuklarda yetişkinlere özgü hastalıklar görülmeye başlandı. Tip iki diyabet, kalp hastalıkları hatta kalp krizi, yüksek tansiyon, depresyon artık çocukların da hastalığı haline geldi.’ www.beslenmebulteni.com sitesinde gıdalara dair pek çok doğru bilgi aktaran Aydın bu site aracılığıyla halktan gelen soruları da yanıtlıyor.

‘Doğru beslenmenin esası düşük şekerli, düşük karbonhidratlı beslenmedir’ diyen Aydın şeker veya hızla şekere dönüşen karbonhidratlı gıda aldığımızda bunun kan düzeyini ayarlamak için vücutta insülin üretimini yol açtığını söylüyor: ‘Fazla şekerli yiyen kişilerde zamanla insülin direnci gelişiyor ve daha fazla insülin üretiliyor. Eğer kanınızda düşük düzeyde insülin varsa alınan şeker enerjiye dönüşüyor, hatta depolanmış eski yağlarınız da yakılıyor. Eğer insülin düzeyiniz yüksekse aldığınız şeker yağa dönüşüyor, depolanıyor. Yani şekeri kısıtladıkça bedeniniz yağ yakan bir makineye dönüşüyor. Aksine şeker, karbonhidrat aldıkça istediğiniz kadar yağ kısıtlayın, şişmanlama eğilimi gösteriyorsunuz.’

KOLESTEROL ASLINDA YARARLI

Prof. Dr. Aydın kolesterolle ilgili de büyük bir yanılgı içinde olduğumuzu anlatıyor: ‘Yağ yiyoruz ve damarlarımız tıkanıyor. Bu çok saçma. Kolesterol tamir edici bir ajandır. Damarda tahribat oluşunca kolesterol oraya gider ve yarayı tamir eder. Kolesterol olmasa kısa zamanda ölürüz. Ama bunu yaparken damar da kalınlaşır, sertleşir. O zaman damar tahribatını önleyeceğiz demek ki, insülin düzeyini aşağıya çekeceğiz, omega-3 alımını artıracağız. Kolesterol düşürücü ilaçlar faydasızdır demekle kalmıyorum, kesinlikle zararlıdır diyorum.’ Son 40-50 yıllık beslenme sistemi ve yaşam biçimimizin genetik-bedensel yapımıza uymadığını söyleyen Prof. Dr. Aydın asla tüketmememiz gerekenler listesinin başına yapay şekeri yerleştiriyor. Yani her türlü tatlı, şekerleme, kola, meşrubat, bisküvi yasak. Karbonhidratlar ise ekmek, unlu mamuller, patates, makarna, pilavla kısıtlı.

Muhalif tavrımdan korkanlar var

Light ürünler, gazlı içecekler, pastörize süt ve şekerle ilgili bildiklerimizin son derece yanlış olduğunu söyleyen Prof. Ahmet Aydın savunduğu bilgilerin gıda sektörünü son derece rahatsız ettiğini anlatıyor: ‘Şimdi birisi sağlık programı yapıyor televizyonda. Sponsoru margarin firması. O yüzden ‘Margarin sağlığa çok zararlıdır’ diyemez bu uzman, zaten demiyor. ‘Şeker zararlıdır yemeyin, kola içmeyin’ demezler, diyemezler! O zaman gıda sektörü baskı yapar, en azından reklamı keser diye korkarlar. Bu baskı o kadar yoğun ki, bazen umutsuzluğa kapılıyorum. Dengeli beslenme sözünü edince konuşmanıza bilimsel bir hava veriyorsunuz. Onu da yiyin, bunu da yiyin, ölçülü olun gibi... Bunu söylemek aslında hiçbir şey söylememek demektir. Dengeli beslenin sözü asla bilimsel bir söz değil. ABD’de beslenme piramidi diye bir şey çıkardılar on yıllar önce; ‘Yağları azaltın, light ürünler tüketin, bir denge içinde her şeyi yiyin’ dediler. Yağları kısıtlamaya dayanan bu dengeli beslenmenin etkisiyle ABD’de şişmanlık oranı yüzde 100 arttı. Tehlike etten, yağlardan değil şekerden geliyor. Benim bu muhalif tavrım bazen çevremdekileri bile korkutuyor. ‘Bir gün bir süt kamyonunun altında kalacaksın. Başına her an bir şey gelebilir’ diye uyarıyorlar beni. Ama bildiklerimi herkese anlatmak bir bilimadamı olarak benim görevim.’

Tereyağı, kırmızı et ve yumurta zararlı değil

Prof Dr. Aydın balıkyağının bilinenin aksine şişmanlatmadığını ve bebeklerin, hamilelerin, gençlerin kısacası herkesin günde en az 1-2 kapsül balıkyağı alması gerektiğini söylüyor. Keten tohumu da balıkyağı kadar önemli. Hayvansal doğal yağlarda ise kısıtlama yok. Örneğin tereyağı oldukça faydalı ama margarinler kesinlikle yasak. Sıvı yağlardan zeytin ve fındık yağı özel olarak tercih edilmeli. Tohumlu sıvıyağlar (ayçiçeği, pamuk, mısırözü) kullanılmamalı ya da çok az kullanılmalı. Kuyruk ve içyağı, tereyağı gibi yararlı yağlardan. Süt ve süt ürünleri içinse şunları söylüyor Aydın: ‘Köy ya da mandıra sütü tercih edilmeli. İmkan yoksa pastörize ama günlük şişe sütü kullanılabilir. Sütten daha çok mayalanmış süt ürünleri (tam yağlı yoğurt, tam yağlı peynir) tüketilmeli.’ Kırmızı et ise tamamen serbest. Hatta sucuk, kavurma, pastırma da yasak değil ama salam ve sosis içeriğindeki katkı maddelerinden dolayı yasaklı yiyecekler arasında. Karaciğer, böbrek, yürek, kokoreç, işkembe, uykuluk kırmızı etten daha faydalı ama onlarda da hastalık tehlikesi mevcut. Balıklarda ise ağır metal zehirlenmesi riskini azaltmak için küçük olanları ve çiftlikte üretilmeyenleri tercih etmek gerekiyor. Sebzelerin ise her çeşidi yenebiliyor ama yüksek şeker içerdiği için patatesi bu listenin dışında bırakmak gerekiyor. Meyvelerden de yüksek şekerli olanları az tüketmek önemli.’

star



Bu haber 823 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,031 µs