En Sıcak Konular

Engizisyonun son mahkûmu: Nur Vergin

6 Ocak 2008 18:41 tsi
Engizisyonun son mahkûmu: Nur Vergin Gelileo, 'Dünya yuvarlaktır' dediğinde, aslında yüzlerce yıldır bilinen bir gerçeği dile getiriyordu. Fakat Engizisyon, Kilise'nin itibarının sarsılmasına göz yumamazdı. Zaman yazarı Mümtaz'er Türköne, son dönem verdiği röportajlarla Türkiye'de yeni

Mümtaz'er Türköne/ Zaman

Engizisyonun son mahkûmu: Nur Vergin

Galileo "dünya dönüyor" derken aslında bilinen yalın bir gerçeği tekrarlamıştı. Biliniyordu; çünkü İslâm alimleri dünyanın dönmesinden öteye, güneş sisteminin nasıl işlediğini bile birkaç asır önce açıklamışlardı.
 
Kilise patronları ise engizisyon mahkemesini topladılar ve bu basit gerçeği söyleyen adamı mahkûm ettiler. Neden? Çünkü bu gerçeği söylemek, kilisenin otoritesine meydan okumak demekti. Kilise, Aristo'dan alınan yedi aşamalı "kainat hiyerarşisi"ni benimsiyordu. Kilise'nin kabul ettiği sisteme göre dünyanın değil, güneşin dönmesi lâzımdı. Bu sistemi reddetmek kilisenin iktidarına meydan okumaktı.

Nur Vergin'in söylediği "Türkiye dönüşüyor" sözü de herkesin bildiği yalın bir gerçek. Bu dönüşümü de yine hepimizin bildiği nedenlere dayanarak açıklıyor: "Bunun sebebi, on yılların birikimi" diyor Nur Hanım; "Halkın sisteme ve siyasî elitlere, hatta genişletelim, halktan biraz kopuk kalmış aydınlara, bürokratlara öfkesi..."nin birikimi. Bu öfkenin önünde kilise patronları da duruyor. Nur Vergin'in sözleri Kilise'nin kurduğu düzene açık bir meydan okuma. Engizisyon hemen toplanıyor ve Kilise'nin otoritesini iade etmeye girişiyor.

Nur Vergin'i sadece siyasal bilimler alanında yer alanlar değil, Türkiye ve dünya hakkında kalem oynatan herkes yakından tanımakla mükelleftir. Batı bilimine hakkıyla vakıftır ve birikimini namusluca Türkiye'yi anlamak için kullanmıştır. Atatürk'ün meşhur sofrasının en itibarlı müdavimlerinden Nuri Conker'in torunudur. Laikliğin anavatanı olan Fransa'da yedi yaşından 30 yaşına kadar eğitim görmüş bir "cumhuriyet kadını"dır. Ne kimliği ve kişiliğinin, ne de bilimsel birikiminin tartışmaya açık bir tarafı yoktur.

Bu hafta Vatan Gazetesi'ne verdiği mülakat, Nur Vergin'in sosyolojik vukufuna dair birkaç misalden ibaret. Sistem dönüşümünü (yani demokratikleşmesini) sosyolojik arka planı ile anlatıyor. Bu dönüşümün doğal mecrası içinde kendi mimarlarının önünü açtığını, böylece kansız ve kavgasız bir şekilde gerçekleştiğini belirtiyor. AK Parti'yi bu dönüşümün "emniyet kemeri" olarak tanımlıyor. Sonra da bu dönüşümden rahatsız olanlara tersinden bir okuma yaptırıyor: "Cumhurbaşkanının eşi türbanlı olmasın demek, çoğunluğu başörtülü olan bu halka bir hakaret değil miydi?" diye soruyor. Engizisyon, bu sorunun cevabını vermek yerine işkenceye girişiyor.

Biri Vergin'e "Neden Marksist değil?" diye soruyor. Soğuk savaş döneminden kalma ilkel Marksizm'in araçlarını bile doğru dürüst kullanamayan bu "hoca"nın, marjinal sol dergilerde bile kendisine yer bulamayacak "not"unu Yalçın Bayer olduğu gibi köşesine taşıyor. Ne için, herhalde bu saçmalıkları okutup Nur Hanım'a işkence yapmak için. Bir başkası, "2,5 dönümlük arazisine imar izni alabilmek için bu mülakatı verdi" işkencesine giriyor. Nur Vergin'in kaleminden çıkan didaktik makalelerden birini bu iddia sahibinin önüne koysanız, her cümlesini on defa okutsanız acaba bir ilerleme kaydedebilir misiniz? Sanmıyorum. Düşünce açıklamayı, bel hizasının altına vurmanın bahanesi olarak gören bu ilkelliğin etki gücü de artık kalmadı.

Ertuğrul Özkök'ünki ise "Laik hayat tarzı" işkencesi. Vergin'in verdiği bir "toplum baskısı" örneğini, "laik hayat tarzı"nı benimsemiş insanlara atılmış "öylesine ağır bir iftira" olarak niteliyor ki, bize sadece bu "öfkeli itiraz"ın o "hayat tarzı" içindeki yerini düşünmek kalıyor. Nur Vergin, Batılı ölçülerde laikliğin icmalini eksiksiz yapan bir entelektüel. Onun laikliğin kavramsal dünyasını özetlediği ve sınıflandırdığı makalelerinden birini bile okuyan "laik hayat tarzı"nın neden olamayacağını anlar. Bir "hayat tarzı"nın laiklikle ilişkisi nasıl kurulabilir? Laiklik nasıl bir "hayat tarzı" olabilir? Bu engizisyon işkencelerinin sebebinin, "halkın kiliseye duyduğu öfkeyi" Türkiye'nin dönüşümünün nedenleri arasında zikretmesi olduğunu Nur Vergin, eminim ki biliyordur. Tasa etmesin, ortada iktidarı falan kalmadı; engizisyon işkencesi dediğimize de biraz "ironi" ile yaklaşmak lâzım.



Bu haber 3,801 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,048 µs