En Sıcak Konular

Türk futbolunun ırkçılıktaki sicili temiz mi?

0 0 0000 00:00 tsi
Türk futbolunun ırkçılıktaki sicili temiz mi? Fenerbahçe'nin yeni transferi Kezman'la birlikte futboldaki ırkçılık tartışılmaya başlandı. Yakından bakıldığında Türk futbolunun ırkçılık konusundaki sicilinin pek de temiz olmadığı ortaya çıkıyor... İşte örnekler...

Fenerbahçe'nin yeni transferi Mateja Kezman hakkında başlayan Çetnik tartışması, futboldaki ırkçılık sorununu tekrar gündeme taşıdı. Gazeteci Haşmet Babaoğlu'nun, Kezman'ın gol sonrası yaptığı Çetnik selamına dikkat çekmesi, hararetli bir tartışmayı başlattı. Tartışma bir hafta içinde, büyük takım taraftarlarının birbirlerini ırkçılıkla suçlamalarına kadar ulaştı.
Peki, gözler ırkçılığı tartışılan oyunculardan taraftar ve yöneticilere çevrildiğinde nasıl bir durum ortaya çıkıyor? Yıllardır ırkçılık gibi bir sorunun olmamasıyla övünülen Türk futbolunun sicili bu kadar temiz mi?

 Geçen yıl İspanya ve İngiltere liglerinde ırkçı tezahürat ayyuka çıkmıştı. Bu gösterilerden payını fazlasıyla alan Barcelonalı Samuel Eto'o ise Türkiye'ye yılın futbolcusu olarak davet edilmiş ve bir anlamda Türkiye'nin ırkçılık konusunda sicilinin temiz olduğu kanıtlanmıştı. Ama futbol yorumcuları ırkçılık konusunda sicilimizin o kadar da temiz olduğu görüşünde değil. Türk futbolunda fanatizm gibi ırkçılık da kendine has farklı tezahürler gösteriyor.
Kezman tartışmasını gündeme getiren gazeteci Haşmet Babaoğlu, Türkiye'de bir hınç kültürü oluşmaya başladığı görüşünde. Temel sorunun bu hıncın boşaltılamaması olduğunu söyleyen Babaoğlu, "Son yıllarda Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki rekabet futbolun dışına çıktı. İnsanlar takımları yüzünden birbirlerine öfkeleniyor. Örneğin Roma ve Lazio taraftarı arasında da böyle bir durum olduğu söyleniyor. Ama oralardaki fanatizm, bizdekinden farklı kodlanmıştır. Taraflar birbirine neden öfke duyduğunu bilir. Türkiye'de 60 yaşında bir insan karşısındaki Fenerbahçeli diye futbolla hiç ilgisi olmadan da öfke duyabiliyor" diyor.
     
Futbol, gerçeği silmemeli

Babaoğlu, Türk futbolundaki ırkçı tutumu benzer bir şekilde değerlendiriyor: "Bir konuda kendimizi kandırıyoruz. 'Türkiye'de ırkçılık yok' diyoruz. Zencilere ya da Yahudilere karşı bir ırkçılık olmadığı için bunu söylüyoruz. Ama hızla kendimize doğru bir ırkçılık içine gidiyoruz. Bir süre sonra tam anlamıyla düşman kamplar haline gelecekler. Fenerbahçe taraftarının bir kısmı Kezman konusunda Saraybosna'da neler olup bittiğini unutacak kadar kendinden geçmiştir." Son zamanlarda Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinin geldiği noktanın ırkçılıktan daha önemli olduğunu vurgulayan Babaoğlu, taraftarın tuttuğu takımı bir ırk gibi algıladığı görüşünde.
Bu durumun üst düzey eğitimli taraftarlarda daha sık göründüğünü söyleyen Babaoğlu, "Futbolla ilişkili her rekabet hakikati silmemeli" diyor.
Ancak futbol yorumcuları Türkiye'deki yaklaşımın son yıllarda özellikle Avrupa'da görülen ırkçı yaklaşımlardan farklılık taşıdığı görüşünde de birleşiyor. Yani "Türkiye liglerinde ırkçılık yok" demek de "Avrupa'daki ırkçılık Türkiye'de görülüyor" demek de aynı derecede anlamsız kalabiliyor.
     
Kültürel ırkçılık yapılıyor / TANIL BORA

Türkiye'de tribünlerde "biyolojik" anlamda ırkçılığın görülmemesi, "bizim ırkçılıktan ırak olduğumuz'' biçimde yorumlanabiliyor. Oysa vaziyet o kadar temiz değil.
Biyolojik anlamda ırkçılık, Avrupa'ya, Batı'ya kıyasla gerçekten hayli mahdut. Fakat hiç olmadığı anlamına da gelmiyor. Mehmet Ali Yılmaz'ın Campbell'i "yamyam'' diye anışı hatırlarda.
Ama ırkçılık sadece biyolojik ırkçılık değildir ki. Kültürel ırkçılık da var. Ayrıca, etno-kültürel bir kimliği yüceltip ayrıştırır ve diğer bütün kimlikleri dışlayan, onlara şüpheyle bakan bir algı geliştirirseniz, bu da ırkçılıktır. Örneğin bir Yunan takımıyla oynanan maçta gerek tribünlerde yapılan tezahürata gerekse maçı anlatan spikerlerin anlatımlarına kulak verin bakalım neler duyacaksınız! Keza özellikle geçen sezonun son haftalarında Diyarbakırspor'a yönelik, -sadece onun maçlarında değil, "gıyabında'' da- kötü tezahürat, birçok örnekte, ırkçı dışlayıcılık tepkilerini yansıtıyordu. Diyarbakırspor, tabii her örnekte değil ama kimi yerlerde, sadece PKK ile değil, "Kürtler''le özdeşleştiriliyor ve onlara yönelik bir nefretin nesnesi oluyordu.
"Yerli'' futbol ortamının "arındırılması'' da dikkate değerdir. Birçok yorumcu -örneğin Milliyet'te Umur Talu- değindiler; 1970'lerin başlarına kadar Türkiye'de 1. Lig düzeyinde birkaç Rum, Ermeni futbolcu vardı. Ayrıca birçok Türk oyuncusuyla beraber Rumların ağırlıklı olduğu Taksim ve Ermenilerin ağırlıklı olduğu Beyoğluspor kulüpleri, 2. Lig'de mücadele ediyorlardı. Bugün profesyonel futbol ortamında tek bir Rum veya Ermeni oyuncunun kalmaması, kuşkusuz nüfusun azalmasıyla ilgilidir. Ama birincisi, nüfusun neden azaldığını düşünüyorsunuz; ikincisi, Müslüman ve Türk olmayan gençlerin sporda (özellikle futbolda) ilerlemesini "teşvik etmeyen'' bir ortam söz konusu değil mi sizce?
     
İnamoto'nun Japonluğunu gündeme getirmek ayrımcılık /İbrahim Altınsay

Irkçılık olayına iki taraftan bakılmalı. Birincisi, dar anlamda siyahlara karşı olmaya indirgememeli. Batı Avrupa da daha çok bu bağlamda çünkü nüfuslarının önemli bir bölümü siyahlardan oluşuyor. Hayatın her alanını onlarla paylaştıkları için bir iktidar savaşında oluyorlar.
Türkiye'de siyahlara karşı bir ayrım yok ama çoğu zaman Diyarbakırspor sahaya çıktığında, "PKK dışarı" şeklinde kendini gösteren Kürt vatandaşlara karşı bir ayrımcılık var. Özellikle kadınlara ve eşçinsellere karşı bir ayrımcılık var. Kadınlar ciddi şekilde aşağılanıyor.
Siyahlara karşı bir aşağılanma pek yok ama son zamanlarda görüldüğü gibi insanların milliyetleri üzerinden bir aşağılama söz konusu. Galatasaraylı İnamoto'nun Japonluğunu alay edercesine gündeme getirmek de bir tür ayrımcılıktır.
İkinci tarafı ise şu: Özellikle kendi takımlarındaki siyahlara hoşgörülü ama ezeli rekabet içinde olduğu takımlardakilere karşı hoşgörüsüz. Eto'o'ya muz atanların takımlarında da siyahlar var ama kendi oyuncusunu bağrını basar. Siyasal ırkçılıktan farklı, rekabette koz olarak kullanma amaçlı bir ayrımcılık.
     
Sağlam Türk ırkı oluşturmak / Yiğit Akın

1930-40'larda futbol faydasız sporlar arasında sayılmıştır. Gençleri dejenere eden, vatan için yararlı işlerden uzak tutan bir spor olarak görülmüştür. Futbolun yerine atıcılık, yüzme gibi daha faydalı olarak addedilen sporlar önerilmiştir. Irkçılık izlerine sporda çok rastlamıyoruz ama cumhuriyetin ilk dönemlerinde spor yapan Türk, spor yaparak güçlenmiş Türk imajı o dönemlerde yaygınlaştırılmaya çalışılan bir imajdır. Özellikle de güreşte. Türk spor politikası da pozitif öjenik (eugenic-kusursuz) ırk oluşturmak üzerine kurulmuştur. Kuvvetli bir ırktan ziyade nesil yaratmak amacı güdülmüştür.
Dünya statlarında tezahürat yerine "maymun sesi" çıkaranlar artıyor Dünyada, özellikle de Avrupa futbolunda ırkçı hareketler artıyor. Tribünlerde siyahi oyunculara yönelik çıkarılan maymun sesi ve sahaya atılan muzlar, başlıca taciz unsurları.
     
İşte bu ırkçı hareketlerden bazıları:

*Uruguay, 1916'daki ilk Güney Amerika Şampiyonası'nda Şili'yi 4-0 yendi. Ama Şili, Uruguay'ın kadrosunda 2 siyahi oyuncuya yer verdiği için maçın iptalini istedi.
* 1970'lerde İngiltere'de siyah oyuncular, futbol sahasına fıstık ve muz atılarak aşağılanıyordu. Yakın dönemde de Ashley Cole ve Viera gibi siyahi oyuncular maymun işaretleri ve sahaya fıstık atılarak aşağılandı.
*İspanya Teknik Direktörü Luis Aragones, oyuncusu Jose Antonio Reyes'i motive ederken Arsenalli Fransız oyuncu Thierry Henry'i kastederek "O siyah pisliğe, senin ondan daha iyi olduğunu söyle'' dedi.
*İspanya ile İngiltere oynadı, Ashley Cole'a ve Shaun Wright-Phillips'e İspanyol taraftarlar aynı şeyleri yaptılar. Atletico Madrid taraftarları da Real Madrid'li Roberto Carlos'a maymun sesi çıkararak tacizde bulundu.
*Avrupa'nın gördüğü ilk siyahi futbolcu Uruguaylı Jose Leandro Andrade'ydi ama o Avrupa'da yeşil sahalara çıkamadı. Hünerlerini sadece kabarelerde gösterdi.
*Fransız ırkçı lider Le Pen, Fransa'ya ilk ve tek Dünya Kupası'nı kazandıran ve farklı kökenlerden oluşan kadro için ''Bu takım 5 para etmez" diyerek karalamaya çalıştı.
*Fransa'nın Paris Saint Germain taraftarları açtıkları "Sadece beyazlara ait" pankartıyla ırkçı hareketlerde başı çekenlerden.
*Athletic Bilbao Teknik Direktörü Javier Clemente, oyuncusu Unai'ye tüküren Barcelona'nın yıldızı Eto'o'yu eleştirirken "Düne kadar ağaçta oynayanlar şimdi yere inip insanlara tükürüyor'' dedi.
*Avusturya'da, Sturm Graz kulübünün Başkanı Hannes Kortnig, takımı Manchester United'a yenilince "Biz Manchester'a karşı kaybettik. Sıradan bir zenci sürüsüne değil" dedi.
*1990 Dünya Kupası'ndaki Almanya-Hollanda maçında Alman Rudi Völler, Hollandalı siyahi oyuncu Frank Rijhkaard'ın yüzüne tükürüp "Pis zenci" ifadesini kullandı.
*Lazio'lu Di Canio, Roma ile oynadıkları bir maçta Neo-Nazi selamı verdi.
*Leeds United'lı Lee Bowyer ve Jonathan Woodgate, Asyalı öğrenci Sarfraz Najeib'in öldüresiye dövüldüğü ırkçı bir saldırıya karışmıştı.
* Real Zaragoza'nın maçlarında maymun sesi çıkarılıyor. Saha kenarındaki top toplayıcılar da rakip oyuncuları taciz ediyor.
*Avusturya'da Yahudi veya Afrikalı oyunculara "Zigeunerpark" yani "Çingene sürüsü" diye bağırılıyor. Polonyalı veya Yahudi oyuncular ise zaman zaman "Sizi Auschwitz'e sürükleyeceğiz" sloganına maruz kalıyor.
     
Türkiye'de vaziyet nispeten olumlu

Türkiye'de Avrupa'ya göre tablo daha iyi. Ama yine de bizim yeşil sahalarımızda da tatsız olaylar yaşanmıyor değil.
* Altay'ın kurucularından siyahi oyuncu Vahap Özaltay başarılı bir futbolcu olmasına karşın sadece bir kez milli oldu. Bunu teninin rengine bağlayanlar çoğunlukta.
*Fenerbahçe ve daha sonra Galatasaray forması giyen İsrailli Haim Revivo, bazı ırkçı hareketlere maruz kaldığını söylemişti. Benzeri hareketlere halen Türkiye'de top koşturan İsrailli Pini Balili de muhatap oldu.
*Eski hakemlerden Ali Aydın ise bir maç sonrası Beşiktaşlı Pascal Nouma'ya "zenci oyuncu'' dediği için yadırganmıştı.
*Eski Trabzonspor Başkanı (halen de Onursal Başkanı) Mehmet Ali Yılmaz, transfer ettiği İngiliz Kevin Champell için "yamyam'' ifadesini kullanmıştı.
*Son Dünya Kupası'nı yayımlayan Kanal 1'in programcısı Ümit Aktan, İtalya-Gana maçına bağlanırken "Yakışıklı İtalyanlar, çirkin Afrikalılar" ifadesini kullandı.
* Bir Sakaryaspor-Kocaelispor maçında Kocaelispor taraftarları Sakaryalı siyahi oyuncu Mbayo'ya muz attı.
     
FIFA'nın ırkçılık ve ayrımcılık için aldığı önlemler

*Federasyonlara ırkçılığa karşı mücadele için ek bütçe ayrıldı.
*Kombine bilet sahiplerine, ırkçılık ve ayrımcılık yaparlarsa kartlarının iptal edileceği söylenecek.
*Stat etrafında veya içinde, ırkçılık ve ayrımcılık propagandası yapan yayınların satılması yasak.
*Kulüpler, kendi futbolcularını, ırkçı ve ayrımcı tutumlar sergilemeleri durumunda en ağır şekilde cezalandıracak.
*Stat özel güvenlik birimleri bu konularda polise yardımcı olacak.
*Statlarda ırkçı-ayrımcı pano asılmasına izin verilmeyecek.
*Kulüp içindeki görevlendirmelerde ırkçılık yapılmayacak.



Bu haber 506 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,075 µs