En Sıcak Konular

PKK da DTP de tasfiye olacak!

9 Ocak 2008 10:57 tsi
PKK da DTP de tasfiye olacak! Eski Adalet Partisi milletvekili ve Bayındırlık bakanı Şerafettin Elçi’ye göre terör örgütü PKK ve Demokratik Toplum Partisi Soğuk Savaş döneminin anlayışına sahipler. Bu sebeple her iki oluşum da miadını doldurdu ve tasfiye olacak. Peki yerlerine n

Şerafettin Elçi, Cizreli bir Kürt ailenin çocuğu. Adalet Partisi eski milletvekili Elçi, Bülent Ecevit hükümetinde (1979) bayındırlık bakanlığı da yaptı. O dönem, “Ben Kürt’üm, bu ülkede Kürtler de var” dediği için günah keçisi ilan edilen, 12 Eylül İhtilali’nden sonra 30 ay hapis yatan bir siyasi. Kürt Kültür ve Araştırma Vakfı, ardından Demokratik Kitle Partisi (DKP), onun kapatılmasından sonra Katılımcı Demokrasi Partisi’ni (KADEP) kuran Kürt muhalif. Mayıs 2001’de PKK tehditlerine rağmen IKDP Başkanı Mesut Barzani ile Ankara’da bir araya gelip Türkiye’de PKK karşıtı yeni bir Kürt partisinin kurulması gerektiğini söyleyen isim. Federatif sistem yanlısı olduğu için eleştiri oklarından kurtulamayan Elçi, Aksiyon’a son dönem Kürt siyasetinde yaşananları anlattı. Uzunca bir takdimle Kürt sorununun silahsız, şiddetten uzak nasıl çözüleceğini anlatırken, sözü federatif sistem formülü, adem-i merkeziyetçi yeni yönetim şekilleriyle çözmek gerektiği noktasına bağladı. Elçi’ye göre, PKK operasyonlarından çok daha önce başlayan KADEP ve HAK-PAR birleşmesi iki ay içinde neticelenecek; ayrıca Kürt halkı AK Parti’den memnun değil ve bundan sonra oyunu Kürt meselesine çözüm getirecek Kürtlere, yani Kürt partiye verecek. DTP ve PKK ise Soğuk Savaş döneminin parti ve anlayışları olduğu için tasfiye olacak.

-PKK’ya yönelik operasyondan sonra Kürt siyasetinde bir hareketlilik başladı. Bundan sonra Kürt siyaseti nasıl bir yol izleyecek?

Kürt siyasetinde PKK dışındaki siyasi arayışlar yeni değil. Son operasyonlarla bunu bağlantılı görmek bence yanlış. Çünkü bundan 14 yıl önce 1994’te Kürt Demokratik Platformu’nu kurdum. Yeni bir siyasi parti kurmaktı amacımız. Nitekim sonucu da o oldu. 1997’de Demokratik Kitle Partisi’ni (DKP) kurarken, PKK’nın savunduğu siyasi görüş ve yöntemlerden farklı bir siyasi çizgiyi temsil ediyorduk.

-Neydi bu çizgi?

Bir kere PKK, o dönemde bağımsız bir Kürdistan’ı savunuyordu. Biz bunun gereksiz olduğuna, Kürt sorununun Türkiye’nin mevcut siyasi sınırları içinde çözülmesi gerektiğine inanıyorduk. PKK Marksist-komünist temele dayalı bir ideolojiyi savunurken; biz ise liberal-demokrat bir siyasi eksen üzerine kurulmuştuk.

-Bugünkü arayışın adı ne? Yeni bir Kürt siyasi partisi mi?

Bu yeni değil, bazı şeyler yanlış anlaşılıyor. Bugünkü tartışma nereden çıktı anlamadım. Ancak biz 1997’de parti kurduk, bizden önce kurulan bugün HAK-PAR’da gelip toplanan bir siyasi gelenek de var.

-İki partinin birleşme arzusu böyle bir algılama oluşturmuş olabilir mi?

Olabilir ama bu şimdiki operasyonlarla bağlı bir arayış değil ki.

Biz KADEP ile HAK-PAR’ın birleşmesi kararını bundan 5-6 ay önce verdik.

-Nerede verildi karar, Diyarbakır toplantısında mı?

Hayır, bizim partinin kurucular kurulu toplantısındaydı galiba; artık dedik ki HAK-PAR da bizim gibi federatif sistemi savunuyor. Ayrıca onlar da başından beri, silahlı mücadele yöntemine karşı, Türkiye’nin sınırları içinde bu sorunun çözümünden yanalar. Temel anlayışta aramızda önemli bir fark yok. Öyleyse bu iki parti bir araya gelsin dedik ve kurucular kurulumuzda karar aldık. Bunu teklif olarak götürdük, onlar da buna sıcak baktı. Ortak bir komisyon kuruldu. Bu işi realize etmek için harekete geçtik ve buna operasyonlardan çok önce karar verdik.

-Birleşme takvimi var mı?

Takvim olmaz, biz bunu hızlandırmaya çalışıyoruz.

-Tahmininiz var mı, ne kadar süreceği hususunda?

12 Ocak’ta komisyonlar toplanacak, sorunlar halledilebilirse, tahminime göre bir iki ay içinde yeni bir parti çatısı altında buluşacağız.

-Adı ne olacak?

Adını daha belirlemedik.

MUHAFAZAKÂR, LİBERAL VE DEMOKRAT PARTİ

-Sağ bir parti mi olacak?

Hayır; ne bizim, ne HAK-PAR’ın sağ parti diye bir öngörüsü var.

-Taban muhafazakâr, Kürt vatandaşlarımızın bölgedeki genel temayülü bu?

Doğru; taban muhafazakâr. Ve muhafazakâr tabanla hiçbir zaman sorunumuz olmaz. Çünkü ben dinî hassasiyeti olan bir insanım. Başkalarının hassasiyetlerine de saygı duyarım. Beni tanıyan herkes bunu bilir. Bu bilindiğinden, kalkıp da benim muhafazakâr parti, dindar parti kurma gibi bir ifadeyle yola çıkmama da gerek yok. Ama bizim kuracağımız partinin dinî konularda çok toleranslı olacağını, insanların inançlarına çok saygı duyacağını tahmin etmek zor olmaz. Muhafazakâr kesimle aramızda ciddi problem olacağını sanmam. Demokrasinin de gereği bu. İnsanların dinî inançlarına, inançlarının gereği gibi yaşamlarını düzenlemelerine bizim karışmaya hakkımız yok.

-Yeni partinin özelliği sadece muhafazakârlığı olmayacak yani…

Hayır, biz liberal ve demokrat olacağız. Temel karakterimiz demokratlıktır. Ama biz liberal (serbestiyetçi) olurken, sosyal adaletçi bir parti de olacağız.

-Kürt siyasetinde DTP ve PKK’nın dolduramadığı boşluk ne?

Bir kere onların bu Marksist gelenekten gelmeleri nedeniyle, dinî hassasiyetleri yok.

-Tavan-taban ayrılığı var yani. Altan Tan’ın tabiriyle tencere kapak uyumsuzluğu?

Hiç şüphe yok. 18 yıl önce ben de bunları söyledim. Parti kurmadan önce dedim ki, PKK’nın tabanı ile tavanı arasında büyük uçurumlar var. Çünkü tavan tamamen Marksist anlayışla hareket ederken, taban sadece Kürtlük yurtseverliği duygusuyla hareket ediyor. Çok büyük bir fark var arada. Ve bunların, bir kere vatandaşın dinî hassasiyetlerine saygısı yok.

PKK, 12 EYLÜL ZULMÜNÜN ÜRÜNÜ

-Aysel Tuğluk da bunu bir röportajında itiraf etti.

İtiraf etmek zorunda. Mesele itiraf değil. Oturup kalkarken, sohbet ederken senin dinî inançlara saygısız davranışların rahatsız eder toplumu. Taban bulmaz. Taban bunun farkında. Ama bugüne kadar tabanın PKK’ya yönelmesinin tek bir nedeni vardı. Bu devlet bana zulmediyor, bana haksızlık ediyor, bana baskı yapıyor; PKK beni bu baskıdan kurtaracak.

-Böyle dedikçe daha çok baskı altına alınmadı mı halk?

O ayrı. Ama baskı altına alındıkça PKK daha çok şiddetlendi.

-Karşılıklı şiddet tırmandı yani?

Daha önce de söyledim, PKK’yı yaratan 12 Eylül cuntasının zulmüydü, diye. O düzen yarattı PKK’yı. Yoksa “zavallı Kürtler” Marksist düzeni benimsemek için PKK’nın peşinde koşmadılar ki!

-O zaman şu soruya da cevap bulmak lazım? AK Parti hangi boşluğu doldurdu da doğu ve güneydoğuda yüzde 70’lere varan oylar aldı?

Doğru, 22 Temmuz’un çok net bir sonucu var. Çünkü onda hepimizin desteği var. Mesela biz parti olarak AK Parti’yi destekledik. Daha bizim gibi nice insan bunu yaptı. Onun da belli sebepleri var.

-Nedir bu sebepler?

Bir kere AK Parti’nin başarılı hizmetleri oldu. KÖYDES projesinde, eğitim ve sosyal yardım politikalarında, okula gidiş ve ücretsiz kitaplar meselesinde, sonra sağlık hizmetlerinde başarılı oldu. Bence başarısındaki en büyük pay başka bir şeye ait. AKP şovenist milliyetçi bir söylem tutturmadı. Yani CHP ve MHP’nin o azgın şovenist milliyetçi söylemlerine karşı daha sevecen, daha cana yakın, Kürtleri dışlamayan, Kürtlere kin ve nefret kusmayan bir söylem tutturdu. En büyük etken bu. Ayrıca, bir de AKP’nin büyük şansı, Türkiye genelinde demokratik cepheyi temsil etmiş olması.

-Nasıl bir cephe algıladı Kürt seçmenler?

Türkiye’de seçim öncesi iki cephe çarpışıyordu; birincisi bürokratik oligarşinin egemenliğine dayalı bir devlet anlayışını temsil eden iki parti vardı; CHP ve MHP. Ve bunu destekleyen devletin kurumları. Bunun karşısına millî iradeyi temsilen çıkan bir AKP vardı. Bu AKP’nin pek çok düşüncesini benimsemeyen; ama demokratik cephede yer almak isteyen insanların da destek vermesine neden oldu. Hem Kürt bölgesinde hem Türkiye genelinde. Ayrıca AKP’nin bu kadar oy almasında en fazla etken olan nedenlerden biri de sınır ötesi operasyon. Çünkü sınır ötesi operasyonda hedef PKK olarak gösterilmedi seçim öncesi. Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetimi hedef gösterildi. Ve müthiş bir savaş çığırtkanlığı vardı CHP ve MHP kanadından.

-AK Parti buna siper oldu yani.

AKP hep o aşırı savaş çığırtkanlığına karşı kendini bir siper olarak gerdi. Bu Kürtlerde büyük takdir gördü. AKP’nin başarısında bütün bu faktörleri yan yana getirmek lazım. Biz de parti olarak, DTP’li adayların dışında bölgede bizi ifade eden bağımsız adaylar yoksa halkımız AKP’yi desteklesinler diye karar aldık. Bizim gibi niceleri bu anlayışla hareket etti. Oylar şoven milliyetçilik yerine demokratik cepheyi temsil eden AK Parti’ye gitti.

AKP, BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI

-Siz yeni süreçte bu güçlerinizi mi birleştireceksiniz?

İki kesim AKP’ye büyük destek verdi. Biri dindar kesim, diğeri Kürtler. Ama bugün görüyoruz ki, AKP bu iki kesimin de ihtiyaçlarını karşılamadı.

-Hangi dönemden bahsediyorsunuz, 22 Temmuz için çok erken bir değerlendirme değil mi?

Hayır, hayır; yeni değil. Kuruluşundan bugüne kadar ne dindar ne de Kürt kesimin beklentilerine cevap verdi. Ama bu iki kesim bir şeyi keşfetti; AKP bize düşman değil. İhtiyaçları karşılamasa da düşmanca davranmadı diğer kesimler gibi. Ne dindar ne Kürt kesimin arzularını karşıladı ama dostane yaklaşımıyla gönül kazandı.

-Siz niye birleşiyorsunuz o zaman? Hangi boşluğu dolduracaksınız?

AK Parti Kürtlerin taleplerini karşılayan bir parti değil. AKP’nin şu anda halen Kürt meselesinin çözümüyle ilgili bir programı, projesi yok. Kürtlerin ihtiyaçlarını karşılayacak açılımları ancak Kürtler yapabilir.

-O zaman AK Parti’nin alternatifi mi olacaksınız?

E biz alternatifiz tabii.

-Ne zaman için alternatifsiniz? Yerel seçimlerde mi, genel seçimlerde mi?

Hem yerel, hem genel seçimlerde. Biz iki parti birleştikten sonra hızlı bir örgütlenmeye gideceğiz. AKP’nin bölgedeki gücü yadsınamaz. Ama biz de planımızı işleteceğiz.

-Bunun ne kadar makes bulacağını düşünüyorsunuz?

Ben bunu kestiremem. Politikada başarıyı kısa sürede bekleyenlerden değilim. Evet AKP kısa sürede geldi iktidar oldu, ama AKP uzun yılların mücadelesinin meyvesini topladı. AK parti öyle pat diye çıkmadı ortaya.

-Ama gerek sizin gerek HAK-PAR’ın geleneği bölgede çok da ilgi görmüş değil.

Bunu kabul ediyoruz. Niye? Çünkü biz kendimizi halka tanıtamadık. Bizim imkânlarımız halen çok sınırlı. Bu birleşmeden sonra da imkânlarımız ne derece el verir onu da bilemem.

-Bir dönem feodal yapının da etkisiyle Kürt halkının oyları Anavatan, DYP gibi merkez sağ partilere gitti. Bu devir de bittiğine göre yeni bir açılım zamanı mı şimdi?

Bence onların hiçbir zaman temsil kabiliyeti olmadı bölgede. Benim görebildiğim kadarıyla Kürt halkının bundan sonraki tercihi, kendisini temsil edecek partiler üzerinde olur. Şimdi DTP ya da PKK’nın çizgisini sürdürenler belli bir kesimi kendine taraftar kılabildi. Ama herkesi temsil etmiyorlar.

DTP DÖNÜŞÜRSE TÜRKİYE KAZANIR

-DTP’nin Kürt halkı arasında oy ve temsil yüzdesi nerede şimdi?

Bence yüzde 20’yi geçmez. Beri tarafta geniş bir Kürt kitlesi var. Bu kitlenin mutlaka liberal, demokrat, çağdaş, onların başını belaya sokmayan, onların adına uygarca mücadele veren, şiddetten uzak bir siyasi partiye ihtiyaç var. Biz bu ihtiyaca cevap vermek için çıkıyoruz. Ama ne kadar başarılı oluruz, onu Allah bilir…

-En fazla etkilenecek AK Parti olacak bu hareketten…

Ona şüphe yok. Zaten diğer partiler tasfiye oldu bölgede. MHP, CHP, DYP, ANAP.

-Ya DTP?

DTP yine sınırlı bir kesimi temsil eder belki. Sadece son olaylarla değil, 22 Temmuz’da da güç kaybettiği ortaya çıktı. Ve giderek güç kaybedecek, çünkü niye? Onlar soğuk savaş döneminin partileridir. PKK ve çizgisindeki partiler, soğuk savaş döneminin çizgileridir. Bu partilerin miadı doldu, dönemi bitti. Bunlar tasfiye olmaya mahkûm partiler. Siyasette kendini sürekli yenileyebilen partiler topluma kendini kabul ettirebilir. AKP’nin Refah Partisi’ne göre büyük başarı elde etme nedeni de buydu.

-Ya DTP kendi içinde büyük bir dönüşüm gerçekleştirirse?

Sanmam. DTP bunu başarırsa bu bizim için ve Türkiye için büyük kazanımdır. Kürtlük alanında faaliyet gösteren bir parti. Biz partinin uygarlaşmasını, ehilleşmesini yürekten isteriz. İlle ilkel bir siyasi alanda mücadelelerini istemiyoruz ki, biz rakiplerimizin de ıslah olmasını isteriz. Kötülüklerinden yararlanarak siyasi faaliyet göstermek istemeyiz. Dönüşüm gerçekleştirmeleri bizi memnun eder.

-Sadece HAKPAR ve KADEP mi birleşecek? Başka irtibatta olduğunuz partiler, oluşumlar var mı?

Tabii ki var. Bize şu ana kadar pek çok Kürt çevrelerin yönelttiği eleştiri buydu. Efendim siz bir araya gelmiyordunuz, biz o yüzden size gelmiyoruz. Şimdi bu mazeret ortadan kalktı. Bak kardeşim işte biz bir araya geliyoruz, sizler de gelin. Kürt kesimi, yani düzene muhalif kesim, şimdi çok dağınık durumda. Ama DTP’nin çizgisini beğenmeyen ve düzene muhalif olan çok daha geniş bir Kürt kesimi var. İşte bunlar dağınıktı, bunları derleyip toparlamak lazım.

-Görüşülen vekil, eski dostlar var mı?

Görüşüyoruz, ama resmî yanı yok. Önce iki parti birleşecek. Ama temaslarımız var, umut veren, sıcak bakan arkadaşlar var.

-Parti bağı var mı görüştüğünüz isimlerin?

Hayır, yok. Bir kere biz AKP’den bir şey beklemiyoruz. Şimdi o 75 milletvekili kendi gücüyle değil, AKP’nin gücüyle geldi. AKP güç kaybederse, o milletvekilleri ne AKP’ye ne kendilerine yarar.

-Başka yeni oluşumlar var mı? Rakip.

Bilemiyorum. Rakipleri izleriz; ama bizim dışımızda başka partileri bilemem. Bazıları var, bize göre çok aşırı görüş sarf edenler var, onlarla bir araya gelemeyiz. Kürt muhalefetini temsil edebilirler, ama bizimle fikir uyumları yok. En azından bunları bir araya getirecek ortak paydalar olmalıdır.



Bu haber 529 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,413 µs