En Sıcak Konular

Süleyman Süleyman’dan kurtulabilecek mi?

10 Ocak 2008 17:19 tsi
Süleyman Süleyman’dan kurtulabilecek mi? Demokrat Parti birinci partiyi atlattı. Şimdi sırada hakimiyet kavgaları ve ardından da daha önemli bir kongre var. Süleyman Soylu artık partinin genel başkanı ama bir başka Süleyman hiç konuşmadı. O Süleyman’ın sessizliği hiç hayra alamet sayılmasa

Sadece 4 ay sonra bir yenisi ve önemlisi olmakla beraber Süleyman Soylu’nun Demokrat Parti’nin liderliğini ya da litertüre uygun söylemek lazım gelirse “kıratın süvariliği”ne geçtiği bir gerçek.

Ancak DP için şu an koltukta kimin oturduğu her zaman çok anlam yüklenesi bir durum değil. Tercübeler gösteriyor ki, kırat o kadar “huylu” bir hayvan değil, huysuzluğu ço olduğundan sık sık binicisini atıyor.

Yine da “halk neylerse iyi eyler” parti düsturunun izdüşümü olan Kongre, Soylu’yu DP’nin yeni patronu olarak ilan etti.

Şimdi bundan sonrasına bakmak gerekiyor. Soylu, kongrede her ne kadar 22 Temmuz seçimlerinde oyunu nasıl kullandığı ile ilgili eleştiriye tabi tutulsa veya Tansu Çiller’in emanetçisi olarak görülse de kendisinin beyanları bu iddiaları karşılamıyor.

Öte yandan bir başka emanetçi olarak sunulan Çağrı Erhan’ın da oyundan ne kadar uzaklaştığı da yine yeni kongreye kadar ki süreçte belli olacak.

Bunun dışında da partide bir sürü spekülasyon konusu bulunuyor. DP’nin gençlik aşısı istediği, dağınık görünüşü hemhâl beklentisi, uç nokları birleştirme temennisi Soylu tarafından karşılanabilecek mi, asıl soru bu.

Ama bu sorunun yanıtının olumlu olması için, genel olarak “gençler ve eskiler” olarak sınıflandırılan iki ana eksenin uyuşması veya kötü ihtimal, birin tasfiyesi gerekiyor.

“Eski” tanımından anlaşılması gereken ise Çiller veya Ağar ekolü değil. Burada ayrıştırılan sınıflar açık biçimde Demirel ve Soylu ile ifade edilen kesimler.

Esasen bugüne kadar da böyle oldu. Kim gelirse gelsin, hemen aynı şeyleri söyledi ve bu söylemlerin “üstünde ve dışında” partinin en güçlü figürü, yani Demirel bulunuyordu.

Bu etkiyi Soylu üzerinde de kesin biçimde görmek mümkün. Daha genel başkan seçildiği partiye bile gitmeden, Güniz Sokağı ve temsilcisi Yavuz Donat’ı ziyaret etti Soylu.

Haliyle de bu ziyaretler “icazet” olarak yorumlandı. Bu noktaya kadar parti ile açık veya gizli bağlantısı bulunan herkesin dışında kesin sessizliğini koruyan da bu adres. Yani Demirel.

“Beyefendi”, seçim sürecinin hiçbir aşamasında ağızını açmadığı gibi, Ankara gazetecilerinin alışık olduğu “sızdırmalar”da da bulunmadı. Tek şüpheli beyan, yine Yavuz Donat’a verdiği “sürprizler olabilir” mealindeki açıklamaydı.

Peki Soylu’nun seçilmesinde Demirel’in “dahli” var mı? Bu soruya evet demek hayli zor. Bunu işaret eden bir ipucu olmadığı gibi, Soylu’nun Çiller’la ilgisi bu teoriyi durduruyor.

Peki Soylu Demirel ve bağlı isimlerin partiye karışmasına taraftar mı? Bu kritik bir soru ve parti içi dengeleri bağlıyor.

Bu yüzden açık bilgilerden çok parti kulislerine bakmak lazım. İlk bilgiler Soylu’nun DP’nin haritasını çıkarıp, konuya bir an evvel hakim olma isteğinde olduğunu gösteriyor.

DP’nin finansal sorunları da var. Devlet yardımı alamadığı için bir çok gider-hele teşkilatlarda-taban tarafından karşılanıyor. Bunlar işin teknik tarafı.

Her kongrede olduğu gibi bunda da yeni başkan rakiplerine ve muhaliflerine, yarışın artık bittiği ve herkesin el ele vermesi gerektiğini söyledi. Bu DP’nin şu anki pozisyonu gözönüne alındığında siyasi nezaket dışında anlam ifade etmiyor.

Bu yüzden yeni kongreye kadar, çekilen kılızların kınına dönmesi zor. O zamana kadar da Soylu yönetiminden bu çizgide kararlar beklenebilir.

Örneğin parti yönetimi, teşkilat ilişkileri ve atamaları ve hatta delegasyon üzerinde yeni yapılanmanın işaretleri görülebilir.

İşte bu noktada Soylu’nun çizgiyi nereye çekeceği önemli. Örneğin, bu yeni uygulamalar sadece Ağar ve ekibinin ve diğer olası “iç tehdit”lerin pozisyonlarına dokunursa mesele yok.

Ancak “eskiler”in pozisyonlarına dokunursa iş değişir. Bu durumda Demirel cephesine de bakmak gerekiyor. Demirel pratiği “dışlamak” üzerine kurulu değil. Tersine kim olursa olsun “kapsama” üzerine kurulu.

Yeni Demirel, Soylu’yu ve icraatlarını elbette yakından takip edecek ve elbette iyi bilgi alacak. Bu nedenle açık bir çatışma görüntüsü almak için henüz erken.

Ama şu da bir gerçek. Soylu, Demirel’in adamı değil. Ve herkes biliyor ki “rüşt” ispatı için biraz da Demirel’i aşmak gerekiyor. Bu kolay mı?

Bunun için bağımsız olmak gerekli. Yani bir başka isimle de anılmamak şart. Öte yandan Demirel’i aşmak daha önce çok denendi. DP tarihi, bu isimlerle dolu.

www.iyibilgi.com Ankara



Bu haber 997 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,631 µs