En Sıcak Konular

'Kerbela şehitlerine fatiha devrimi'

11 Ocak 2008 09:46 tsi
'Kerbela şehitlerine fatiha devrimi'

AK Parti'nin Alevi milletvekili Reha Çamuroğlu, bugün düzenlenecek iftarda Hz. Hüseyin için mersiye ve Kerbela Şehitlerinin ruhuna Fatiha okunmasını tarihi devrim olarak nitelendirdi. Reha Çamuroğlu Ak Parti'nin Alevi açılımını eleştirenlere kızgın ve b

Reha Çamuroğlu Ak Parti'nin Alevi açılımını eleştirenlere kızgın ve bugünkü iftardan ümitli: "Başbakan sadece Kerbela şehitlerine Fatiha okusa dahi, bu bir ilk olur." Alevi açılımı için "Bu yasama döneminde ciddi sonuçlara varacağız" diyor 

Esas sorunumuz 'Alevicilik'

Taraf gazetesinde sürmekte olan Cafer Sorgun imzalı ALEVİLERİN CUMHURİYET VE LAİKLİKLE İMTİHANI başlıklı yazı dizisinin dünkü konuğu olan AKP İstanbul milletvekili Reha Çamuroğlu'nun, (Yazı dizisinin bugünkü bölümü Alevilerin Güven Kirizi başlığını taşıyor ve 7 farklı görüşe yer veriyor.)  önayak olduğu girişim,  Alevi sorununu Türkiye'nin öncelikli gündem maddelerinden biri haline getirdi. Haber 7 olarak sizlere bu röportajın önceki gün Atatürk 13. İmam mı tartışmasını sunmuştuk. Bugün de,  dün Reha Çamuroğlu ile yapılan röportajı yansıtıyoruz:

Gazetede dün yayınlanan röpotajda şu görüşlere yer verildi.

Konu önce "Aleviler'de toplu iftar var mı, yok mu" minvalinde  tartışıldı; ama asıl önemlisi bunun bir "açılım" olup olmadığı,  gerisinin gelip gelmeyeceğiydi. Alevi örgütlerinin çoğunun sert  eleştirileri ve iftara katılmama kararı almaları bir yana, "ılımlı  İslamcı" olmakla itham edilen bir partinin, en azından bir "açılım"  niyeti taşıdığını belli etmesi, anlamlı bir gelişmeydi.

Konunun  odağındaki isim, Reha Çamuroğlu ile sınırlı bir zaman dilimi içinde de olsa, meclisteki odasında görüştük. Çamuroğlu, eleştiri ve tepkilerden hoşnut değildi, tepkiliydi. Öte yandan, atılan adımın bir "açılım" olduğundan kuşku duymuyor, gerisinin de geleceğini belirtiyordu. Bir "çözüm projesi" olduğunu söyledi bize, partisinin ve hükümetin desteğini de vurgulayarak. Projesinin içeriğini açıklamadı, ama galiba Aleviler için 11 Ocak, önemi bir tarih olarak uzun zaman hatırlarda kalacak...

Kamuoyuna "AKP'nin Alevi açılımı" şeklinde yansıyan iftar konusu, birçok Alevi kurumu tarafından tepkiyle karşılandı, eleştirildi. Eleştirilerden biri de bunun sizin "bireysel girişiminiz" olduğu yönündeydi. Bu, sizin bireysel girişiminiz mi, arkasında partiniz ve hükümet var mı?

Türkiye'de bugüne kadar kimse Meclis kürsüsünden, bakanı aracılığıyla adını koyaraksahiplenmedi bu sorunu. Ak Parti, sayın Sait Yazıcıoğlu aracılığıyla Meclis kürsüsünden Aleviler'in meseleleri olduğunu, bu meselenin yanlış tanımlandığını, hep birlikte yeni bir tanım yapılması gerektiğini, yeni bir elbise dikilmesi gerektiğini açık açık söyledi. Başka bir Ak Parti milletvekili, yani ben, çıkıp adını koyarak bu problemin çözülmesi gerektiğini ilan ettim. Bunların bugüne kadar yapılmamış şeyler olduğu unutuluverdi. Bugüne kadar hiçbir hükümet bu kadar açık bir siyasi irade beyanında bulunmamıştır. Sayın Başbakan herhalde 11 ocakta Muharrem iftarına gelip, oradan bu konuda hiçbir şey söylemeden ayrılacak değildir. Kaldı ki sayın Başbakan, Muharrem iftarına katılıp Kerbela şehitlerine Fatiha okusa dahi, bu, bugüne kadar hiç olmamış bir şeydir; farklı inanç gruplarının yakınlaşması açısından. Ortada bir açılım yokmuş gibi tavır takınanlar kafalarını deve kuşu gibi kuma gömenlerdir. Bir açılım vardır. Bu yasama dönemi içinde ciddi sonuçlara varmak istiyoruz. Hiçbir milletvekilinin de parti disiplinini bir yana bırakıp tek başına böyle bir açıklama yapması mümkün değildir. Kaldı ki, bu eleştirileri yapanlar, Meclis kürsüsünden yaptığım konuşmanın Ak Parti milletvekilleri tarafından alkışlarla desteklenmesini nasıl izah ederler?

Türkiye'de bir şey var. "Dövüş var" derseniz bin kişi koşuyor, "Gelin barışalım" derseniz, dövüşte duymadıkları endişeyi "Acaba başıma bir şey mi gelir?" diyerek barışta duyuyorlar. Ak Parti'nin niyeti çok ciddi, samimi ve Türkiye'de daha önce ortaya konmamış bir niyettir.

"Alevilik'te toplu iftar yok" şeklinde eleştiriler de oldu...

Aleviler'in daha önce yaptığı iftarları sayarsak, buna sayfalarınız yetmez. Nedense biz yapmaya kalkınca "yok" denildi. Yurtiçi ve dışında binlerce iftar yapılmıştır. Eleştiren arkadaşlar işlerine gelince "yenilikçi", işlerine gelince "gelenekçi" oluyorlar. Stadyumda bin kişiyle semah dönülmesi Alevi geleneğinde nerede görülmüştür? Kendi kendini posta oturtan dedeler nerede görülmüştür? Siyasi tercihleri nedeniyle bir takım laik olduğunu iddia eden örgütlerin bir Alevi'yi "düşkün" ilan ettiği nerede görülmüştür?

Atılan adımın bir "açılım" olduğunu söylüyorsunuz. Bunun devamı gelecek mi? Alevi kurumlarının, farklı görüşleri olsa da üzerinde ortaklaştıkları istemleri de var, Diyanet'in kaldırılması veya özerkleştirilmesi gibi.

Bize en muhalif olanlar dahil, bu iftardan sonra hepsini davet edeceğiz, bütün Alevi sivil toplum kuruluşlarını dinleyeceğiz. Aleviler'in yüzde 99'u "Bir şey yapmayın, biz böyle iyiyiz" diyorlarsa, bizim onlara rağmen bir şey yapmamız söz konusu olamaz. Ama o zaman da "Taleplerimiz var" sözü havada kalır.

Bu talepleri kim yerine getirecek? Hükümet cevap vermeyecekse kim verecek? Alman hükümeti mi?

Hükümetin ve Alevi örgütlerinin katıldığı bir Alevi konferansı yapılması önerileri de var, "Alevilerin istemleri zaten bellidir, önemli olan somut adım atılmasıdır" diyenler de. Siz ne dersiniz?

Aslında diyalogdan kaçıyorlar. Bakın bize yöneltilen eleştiriler kategorik eleştirilerdir. Bazı örgütler, bir inancın sivil toplum örgütünden, Alevi örgütünden çok, siyasi-ideolojik örgüttür. Ak Parti ağzıyla kuş tutsa, böylelerini memnun edemez. Bunların yaptığı "Aleviciliktir". Bizim Aleviler'le bir problemimiz yok. Bizim problemimiz "Alevicilerle." Aleviliği postmodern bir ideoloji haline
getirmek, bunu etnik bir kimlik inşasında kullanmak isteyenlerle. "Ak Parti ile diyalog kurmayız, sadece dövüşürüz" demek istiyorlar. Taleplerine cevap verildiğini gördükleri anda yeni talepler ileri
sürmeye başlıyorlar. Mesela "Hükümet, Türkiye Cumhuriyeti, özür dilesin" diyorlar.

Ne şekilde isimlendireceğimiz çok önemli olmayabilir, ama bugüne kadar Aleviler'le ilgili izlenen politikalardan dolayı hiç değilse "Aleviler'e yanlışlar yaptık" denmesi gerekmez mi?

Cumhuriyet tarihi boyunca Aleviler'in varlığını inkâr eden veya istemlerini, haklarını görmezden gelen anlayışlar oldu. Maraş katliamı gibi acılı olayların yaşandığı bir sorundan bahsediyoruz. Sayın bakan Meclis kürsüsünden bunu söyledi! Ayrıca bunu hangi hükümetten istiyorlar? Diğer hükümetler çok iyi yaptılar, bu sorun Ak Parti hükümeti zamanında mı ortaya çıktı? Mesela tek parti zamanında
Aleviler güllük-gülistanlık yaşıyorlardı, cem evleri serbestti, dedelerin hiçbir sorunu yoktu, bunlar Ak Parti döneminde mi ortaya çıktı? Eğer öyle ise diyecek bir şey yok.

Sanki tek parti dönemi bir cennet, vaat edilmiş topraklardı! 1940'ta bir binaya cem evi tabelası asılsaydı ne olurdu acaba? Kurşuna mı dizerlerdi, meydanda asarlar mıydı? Bir dönemi "cennet" gibi
anlatacaksınız, sonra "Madımak'ı unutmayız" diyeceksiniz. Hepsini birden hatırlayalım! İkiyüzlülüğe yer yok bu işte. Her şeyi birden hatırlayalım. Bir taraftan darbe çağrısı yapacaksınız seçimden önce,
bakın bazı Alevi örgütlerinin internet sitelerinde vardır bu tür makaleler, bildiriler... Bir taraftan totaliter olacaksınız, sahte kahramanlar yaratacaksınız, bir taraftan demokratlığı kimseye bırakmayacaksınız. Bir taraftan "laikiz" diyeceksiniz, ama işinize geldiğinde de bütün dinsel öğeleri kullanacaksınız. 

Peki bu açılım nasıl devam edecek? Hangi Alevi istemlerinin karşılanması gündeme gelecek?

Çok net söyleyeyim. Biz ayrıntılı bir proje ilan etseydik, o zaman "Bize sormadan yaptılar bunu" diyeceklerdi. Biz kendileriyle bir diyalog süreci yürütmeden ayrıntılı hiçbir proje açıklamayız. Yoksa 20 yılını bu işe vermiş bir entelektüelin projesi olmaması mümkün mü? Ben sadece bir entelektüel olsam, açıklardım. Ama ben iktidar partisinin milletvekiliyim.

Türkiye'nin Alevi sorununu çözmesi ne demek? Biliyorsunuz farklı Alevi yorumları da var; Aleviliği İslam içi veya dışı gören, hatta ayrı bir etnisite sayan tezler bile var. Bu parçalı durum karşısında kalıcı bir çözüm için iyimser olunabilir mi?

Biz Aleviler'in problemini çözmek için yola çıkıyoruz. Aleviler "Bu ülkede inançlarımızdan dolayı ayrım görmüyoruz, adaletsizliğe tabi tutulmuyoruz, özgürce inançlarımızı yaşayabiliyoruz" dedikleri gün, bu mesele çözülmüş olur. Milyonlarca kişiden oluşan bir cemaatten bahsediyoruz. Her cemaatte farklı, uç görüşler çıkar. Sünnilikte yok mudur? Var. El Kaide davasından tutuklanan Türk vatandaşı yok mudur Var. Bunlar kompanse edilebilir uçukluklardır. Problemi çözeriz. En zor kısmı, devletin yaptığı şeyler değil, toplumdaki önyargılardır. Yasaları değiştirebilirsiniz, kararnameler çıkarabilirsiniz. Ama esas olan toplumda kalıcı değişiklikler yapmaktır. Bu da siyasi iktidarın ancak etkileyebileceği bir şeydir, yoksa kökünden değiştirilemez. Bunun bir zamana yayılması gerekir. Zamanla olacak bir şeydir. Ama en önemlisi de budur.

Peki. Cem evlerinin var olan durumunu nasıl görüyorsunuz?

Cem evleri tarihte yoktu. Tekkeler, dergahlar vardı. Cem, köylerde köyün en büyük evinde apılırdı. Sadece ibadet için gidilen mekan anlamında bir yer yoktu. Tarihte otoparklar da yoktu. Tarihte olmaması bugün olmayacağı anlamına gelmez. Aleviler için 90'lı yıllarda başlayan bu yapılaşma, bugün vazgeçilmez bir kurum haline gelmiştir. Çünkü 90'lı yıllarda kamusal alanda örülmeye başlandı. Sosyalist blokun çöküşü, Aleviliğin kendi adına görünür hale gelmesi noktasında
önemli bir etken oldu.

93'teki Sivas katliamından sonra, Alevilerin sistemden kopmasının önüne geçmek için cem evleri kurulmasına olanak tanındığı görüşü de var?

Biz 91 yılında Cem dergisini çıkardık. Onun çalışmalarını da 89'da başlatmıştık. 89'da bir Alevi bildirisi yayınlandı. Sivas'tan çok öncedir olay. Talihsizlik eseri, ünlü bir Alevi sanatçımızın Hamburg'da Aleviler'e bir panelde şunu söylediğini hatırlıyorum; "Size birkaç tane Sivas lazım ki uyanasınız". Kim olduğunu söylemeyeyim. Binden fazla tanığı vardır.

Bu tartışma süreci nereye evrilecek sizce? Alevi sorununu çözmüş bir Türkiye tahayyülünüz var mı?

Alevi sorununu, Kürt sorununu çözmemiş bir Türkiye düşünemiyorum. Biz Kürt sorununu seneler önce çözmüş olsaydık, bir terör örgütü çıkıp bunu bahane edemeyecekti. Milli gelirde de, ekonomik, sosyal gelişmede de bugün İtalya seviyesinde olacaktık. Bu sorunlar çözülür. Ak Parti'nin bu sorunları demokrasi içinde çözülebileceğini göstereceğine inanıyorum. Bunu da tek umut görüyorum. Ak Parti, ülkenin çimentosudur. Şanstır. Ak Parti çözemezse, bilmiyorum ne zaman, nasıl, ne şekilde çözülür? Onu da düşünmek istemiyorum.

AKP seçim yatırımı mı yapıyor?

Sizce yüzde 47 Ak Parti'ye yeterli değil mi? 341 milletvekilimiz var. Tek başına iktidarız. Eğer siyasi çıkarlar açısından hesaplıyor olsak, Alevi oylarının CHP'ye bloke olması bizi çok rahatsız etmez. Bizim  Türkiye'nin geleceği, demokrasisi için bir kaygımız olmasa, seçimden çıkan siyasi tablo bizi on tane daha seçime götürür. Neden böyle bir ihtiyaç duyalım? Alevi oylarını alan parti ya da partilerin bunca senedir hiç mi söyleyeceği bir söz yoktu? Bu niye sorulmuyor? 'Alevicilik' yapanların bize kızarken, bunun 10 misli de CHP'ye kızmaları gerekmez mi?

Taraf

 



Bu haber 302 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,451 µs