En Sıcak Konular

Doğan Grubu'nda sansür skandalı!

11 Ocak 2008 15:35 tsi
Doğan Grubu'nda sansür skandalı! Doğan Grubunda yazı işleri nasıl yürüyor? Gruba ait gazetelerdeki yazılar neden ve nasıl sansürleniyor? Taraf gazetesi yazarlarından Alper Görmüş, 2001 yılında yaşanan bir olayı günümüze taşıyor. Medyada bu skandal o kadar kanıksanmış ki, sansürü uygulaya

Alper Görmüş/Taraf

Yayın yönetmeni sevmediği köşe yazılarını ne yapmıştı?

Baştan belirteyim, başlığım, Hürriyet gazetesi köşe yazarı Mehmet Yılmaz'ın "Müdür Bey'in sevmediği haberler" başlıklı yazısına (9 ocak) naziredir. Yazının konusu, Sakarya Emniyet Müdürü'nün Sakarya konusunda "Olumlu haber yapan ile olumsuz haber yapanları aynı değerlendirmeyeceğiz" yönündeki sözleridir... Şöyle diyor yazısında Mehmet Yılmaz:

"'Balık baştan kokar' derler. Aslında o 'amirleri' ne yapıyorsa, onu tekrarlıyor. Başbakan'ın uçağına aldığı, Cumhurbaşkanı'nın kahvaltıya çağırdığı gazetecileri nasıl seçtiğine bakıp, kendi küçük krallığında onların izini sürüyor."

Yazarın, konuyla ilgili nihai hükmü de şöyle: "Eğer yaptığı hatayı anlayıp, yanlış anlaşıldığını açıklarsa mesele yok. Ama hatasında ısrar ediyorsa, Sakarya için en hayırlısı Müdür Bey'in o görevden alınması olur."

Benim bu yazıya hiçbir itirazım yok, sadece yazarının böyle bir meselede üst perdeden konuşmasına hakkının olmadığı kanaatindeyim. Çünkü yazar, yıllar önce "kendi küçük krallığında" (o zamanlar Milliyet gazetesi genel yayın yönetmeni), bugün emniyet müdürünün "yaparım ha" dediği şeyi fiilen yapmış biridir, ayrıca da "hatasında ısrar" etmiştir. Peki, "görevinden alınmış" ya da istifa etmiş midir? Tabii ki hayır. Geliniz, yeri gelmişken bir genel yayın yönetmeninin "sevmediği köşe yazıları"na uyguladığı ve Türk basınında eşi görülmemiş sansür hadisesini bir daha hatırlayalım...

Beş yazara birden...

Türk basını 2001 yılının haziran ayına Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tartışmalarıyla girdi. Doğan grubu gazeteleri yasanın çıkması için militanca bir çaba sürdürüyordu. Fakat o sırada Milliyet, militanlık yarışında Hürriyet'e toz yutturan bir performans sergiliyordu.

Nihayet tasarının TBMM'de kanunlaşacağı ya da reddedileceği 7 haziran günü geldi çattı. O sıralarda yayında olan Medyakronik sitesi, gazetenin içinden aldığı bir istihbaratı o gün şu şekilde duyurdu okurlarına:

"Milliyet yönetimi, dün sabah saatlerinde, bugün (7 haziran) yayımlanacak gazete için kaleme alınan bazı yazılara yasak koyduğunu açıkladı. Mehmet Yılmaz, Sadettin Tantan lehine ve ANAP yönetimi aleyhine yazıları tek tek ayıkladı ve bazı taşra illerine giden gazeteler öyle basıldı. Sabaha karşı (bir rivayete göre RTÜK tasarısının Meclis'te kabulünden sonra) yazıların gazeteye konmasına karar verildi. Yazıları sansürlenen köşe yazarları şunlardı: Hasan Cemal, Melih Aşık, Meral Tamer, Derya Sazak, Meliha Okur…"

O günlerde, kendisi de bir ANAP'lı olsa da bir gün önce istifa eden İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'la genel başkan Mesut Yılmaz arasında büyük bir husumet ve iktidar çatışması vardı. Milliyet'in yayın yönetmeni, RTÜK oylamasında tavrı belirleyici olacak Mesut Yılmaz'ı kızdırmamak için gazetede böyle bir operasyona gitmişti.

Milliyet'in 7 Haziran 2001 tarihli nüshası Kıbrıs'a ve yurtdışına böylece gitmiş, fakat akşam saatlerinde muhtemelen meselenin ortaya çıkma ihtimalinden duyulan korku nedeniyle "tasarruf" geri alınmış, gazetenin yurtiçi baskıları "ayıpsız" olarak gerçekleştirilmişti.

O günlerde Mehmet Yılmaz, "En güvenilir gazete, Milliyet" reklâmı için televizyon ekranlarından inmiyordu… 18 haziranda da, beş yazara sansürle birlikte düşünüldüğünde parodi duygusu uyandıran şu cümleyi sarf etmişti: "Seçkin yazarlarımızın yorumları, Türkiye'nin düşünsel ufuklarına bir referans olacak..."

Hadise büyüyor

Milliyet yönetimi haberi yalanlamadı, Medyakronik de konuyu kapattı. Fakat Yeni Şafak gazetesi yazarı Taha Kıvanç "Türk basınında ilk olduğuna inandığı, bu nedenle epeyce tedirginlik duyduğu" meseleye el atınca işler değişti. Artık, hadiseyi sessizce geçiştirmenin imkânı kalmamıştı. Mehmet Yılmaz, Taha Kıvanç'a gönderdiği mektupta, iddianın "tümüyle yalan ve hayal ürünü" olduğunu yazdı:

"Yazınızda (Kulis, 21 Haziran 2001) benden bir açıklama beklediğinizi söylemişsiniz. Söz konusu iddia tümüyle yalan ve hayal ürünüdür. (...) Milliyet'in ne taşra baskılarında ne de şehir baskılarında böyle bir sansür uygulaması yapılmadı."

Mehmet Yılmaz'ın bu açıklamasından sonra Medyakronik, Milliyet'in 7 haziran tarihli sayısının yurtdışı baskısıyla yurtiçi baskısını karşılaştırmalı olarak gösteren Milliyet kupürlerini yayımladı. (Yayın yönetmeninin iddialı tekzibi, muhtemelen "Bu güne kadar kupürleri yayımlamadıklarına göre, ellerinde yok" düşüncesine dayanıyordu.)

Taha Kıvanç, kupürlerin yayımından sonra konuya artık bizzat Aydın Doğan'ın el atması gerektiğini yazdıysa da, "patronaj"dan hiçbir ses gelmedi.

Peki, yazılarına sansür uygulanan yazarlar, onlar ne yapmıştı? Aralarında "hayır, benim başıma böyle bir iş gelmedi" diyen yoktu, hatta biri, Hasan Cemal, 12 temmuz tarihli yazısının sonuna eklediği "dip not"ta olayın aynen Medyakronik'in yazdığı gibi olduğunu kabul ediyordu dolaylı olarak:

"Bu köşede, 'Yolsuzlukla mücadelede inandırıcı olmak' başlığını taşıyan 7 Haziran 2001 tarihli bir yazım yer aldı. Bu yazım bu köşede aynen yazıldığı gibi çıktı. Hiçbir değişikliğe uğramadı. Herhangi bir sansüre tâbi olmaksızın bütün Türkiye'de çıktı. Ancak, gazetemizin toplam 500 olan Kıbrıs baskısında bu yazım yer almadı. Bu da gazetemizin yönetimini ilgilendiren bir konudur. Bir süredir bu yazımla ilgili olarak bazı çevrelerde yapılan 'sansür spekülasyonları'na son vermek için böyle bir açıklama gereğini duydum. HC."

İşte böyle... Yani şöyle: Genel yayın yönetmeni olarak birlikte çalıştığınız çok sayıda insan kararınızı ve uygulamanızı biliyor ve buna rağmen siz oraya buraya 'tümüyle yalandır, böyle bir şey olmamıştır' diye açıklamalar gönderiyorsunuz...

İşbu yazı bazı köşe yazarlarının bazı yazıları yazmaya haklarının olmadığını göstermek için kaleme alınmıştır.



Bu haber 416 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,110 µs