En Sıcak Konular

Bush'u sevmeyen Amerikan delikanlısı

13 Ocak 2008 19:30 tsi
Bush'u sevmeyen Amerikan delikanlısı Amerikalı Mark Petrovich, 1995’ten beri İstanbul’da yaşıyor. Yeni Aktüel dergisinde köşe yazarı, İTÜ’de ders veriyor, tek kişilik komedi şovu ve radyo programı yapıyor. Orhan Gencebay, Sezen Aksu dinlemeyi, Fatih Akın filmlerini ve pe

Türkiye’de tanışılırken sorulan ilk soruyu size sorayım: ‘Hangi takımı tutuyorsun?’

İTÜ’nün (İstanbul Teknik Üniversitesi) basketbol takımını tutuyorum. Biliyorsunuz, ben İTÜ’de öğretim üyesiyim. Futbolda Beşiktaş’ı tutuyorum.

Gezmeye mi geldiniz Türkiye’ye?

Yo, yerleşmeye geldim. O zaman Macaristan’daydım. Burada arkadaşlarım vardı. İş bulmuşlardı. Bana da ‘Gel, burada iş var, çalışırsın’ dediler. Ben de geldim. Ailem Pennsylvania’da.

Onlar buraya geldi mi?

Ağabeyim geldi. Burayı sevdi. Ben de gidiyorum ama her sene değil...

ARABESK BİR HİKAYEM YOK

Bir kız arkadaşınız varmış, onun peşinden buralara gelmişsiniz. Bir gönül macerası varmış?

Bazı internet sitelerinde abartılı bir aşk macerasının beni buralara sürüklediği yazıyor. Böyle, arabesk bir hikayem yok maalesef. Leyla’sının peşinden İstanbul’a gelmiş Amerikalı bir Mecnun değilim yani. 12 yıl olmuş! Her gün sana ilk öptüğün kızı sorsalar ‘Yeter ulan!’ demez misin?

lHerkes ABD’ye gitmek isterken siz oradan buraya geldiniz. Bizde bir söz vardır: ‘Herkes gider Mersin’e sen gidersin tersine’?

Bizde de bir laf var: ‘Komşunun karısı kız görünür.’

Türkiye’ye ilk geldiğinizde ne hissettiniz?

1995’te geldim. Geceydi. Uçaktan indim, taksiye bindim, Bakırköy’e gittim. Sabah oldu. Dışarı çıktım. Bir de baktım her yerde bankalar, Burger King’ler, BP filan... Amerika gibi! Çok şaşırdım. Dedim ‘Bu ne lan?!’

Neden şaşırdınız?

Ben kahvehaneler var; çarık giyen, şalvarlı adamlar nargile içiyorlar buralarda zannediyordum.

Macaristan nasıldı, orada neredeydiniz?

Güneydeydim. Orada çocuklar daha disiplinli, İngilizce’yi daha sıkı çalışıyorlardı, oranın halkı daha çok kitap okuyordu, gördüğüm kadarıyla.

Yazılarınızda Türkçe dersi de veriyorsunuz bazen?

Etimolojiyi seviyorum. Türkçe’yi sonradan öğrendiğim için kelimeler arasındaki benzerlikler beni alakadar ediyor.

Bir keresinde, bakkalların bozuk para olmadığı zaman sakız, kibrit filan vermelerine bir ad koyalım demiştiniz...

Evet, o işleme ‘Abra’ diyebiliriz demiştim.

Peki kimse ‘abra’ dedi mi?

Maalesef hayır. Shakespeare’in İngilizce’ye 2 bin kadar kelime eklediği söylenir. Ben de Türkçe’ye birkaç kelime ekleyeyim istedim, nasip değilmiş.

Türkçe’yi gayet iyi konuşuyorsunuz. 12 yıldır öğrenemediğiniz şeyler var mı?

Aksanım kötü. Fakat bazıları ‘Türkçen kötü’ diyor. Biraz bozuluyorum. Ben doğru düzgün bir Türkçe eğitimi almadım. Türkçe’yi sokakta öğrendim. Son yıllarda her gün gazete okuyorum.

Sevdiğiniz Türk yazarlar?

Mizahçıları seviyorum. Fatih Solmaz, Bülent Üstün, Mehmet Çağçağ, Kenan Kemal Ergen, Alpay Erdem gibi yazarları seviyorum. 

Türkçe kitap okuyor musunuz?

Harry Potter’ı okudum en son. Yalçın Pekşen’in The Türkler kitabını okudum bir de.

İstanbul dışında başka şehirleri gezdiniz mi?

Bütün kıyı şehirlerini gezdim. Karadeniz, Ege, Akdeniz’i dolaştım. Doğu’yu da dolaştım.

PİŞTİ OYNADIK, YENİLDİM

Kahveye gider misiniz?

Eh, biraz. Pişti oynadık arkadaşlarla, yenildim. Daha ziyade tavla oynarım. Çin daması da iyidir.

Ramazan, Kurban Bayramlarını nasıl geçiriyorsunuz?

Bu sene Kurban Bayramı’nda üç arkadaşla birlikte danaya girdim ilk defa, çok ilginçti.
Ciddi misiniz?

Hayır, şaka yaptım (gülüyor). Bana soruyorlar ‘Kurban Bayramı’nda n’aptın?’ diye ben de böyle söylüyorum.

Ramazan’da iftarlara gidiyor musunuz?

Oruç tutmuyorum ki iftar sofrasına oturayım. Bizim de bir gururumuz var yani, biz de Amerikan delikanlısıyız.

Türkçe deyimler, tabirler arasında sizi şaşırtanlar var mı?

Oluyor tabii. Geçenlerde deyimler sözlüğünde ‘İlk vuran okçudur’ deyimine rastladım. Söylüyorum insanlara, kimse bilmiyor. Bence çok güzel bir deyim. ‘Kafayı yemek’ diye bir şey var. Bunun İngilizce’sini de söylüyorum derslerde: ‘You eat head’ diyorum. Komik oluyor.

Türkiye gündeminde birçok tartışma var. Fazıl Say tartışması, mahalle baskısı, Bülent Ersoy’un sözleri... Bunlarla ilgileniyor musunuz?

Hayır. Bu her yerde var aslında. Kaçamazsın. En iyisi fazla ilgilenmemek.

Amerika’ya dönmeyi düşünüyor musunuz?

Immm, hayır.


Mark, pestil getirdin mi?

En çok çay ve simidi sevdiğiniz doğru mu?

Evet. Yeni tatlar da deniyorum. Geçen gün demirhindi içtim. Çiğköfte yedim, fazla acı sevmiyorum. Her şeyi yerim. Pekmeze, hele pestile bayılırım. ABD’de böyle şeyler hep ambalajlı, boyalı oluyor. Burada doğal. Hoşuma gidiyor. Bir arkadaşım var, Türk, onun küçük çocuğu, beni her gördüğünde ‘Mark, pestil getirdin mi?’ diyor.

Stand-up gösterinize devam ediyor musunuz?

Yakında başlayacağım. Oldcity Comedy Club’ta.

Stand -up’çılardan kimleri beğeniyorsunuz?

Cem Yılmaz’ı çok beğeniyorum. Fakat onun esprilerindeki incelikleri, göndermeleri tam çözemiyorum. Adam bir şey söylüyor ve iki bin kişi kahkahalarla gülüyor, e tabii ben de gülüyorum. Yine de anlamadığım şeyler olduğu duygusu taşıyorum.

Stand-up’ınızda ne anlatıyorsunuz?

Bir Amerikalı olarak burada başıma gelen enteresan olayları anlatıyorum. 2002’de işi gücü bırakıp şovmen olmaya karar verdim. Manyaklık tabii.

Ne gibi?

Mesela dolmuşa biniyorum, insanlar bana para veriyorlar. Neden verdiklerini anlamıyorum. Paralar avucumda birikiyor. Beni ne sandılar acaba, niye para verdiler gibisinden.

Türkçe zor bir dil değil

Televizyon seyrediyor musunuz?

Cnbc-e’yi seyrediyorum.

Türkçe zor bir dil mi?

Dünyadaki en zor dil Türkçe!

A-ha? Gerçekten mi?

Bazıları öyle diyor. Saçma tabii. Macarca okudum ben. Türkçe’yle akraba bir dil. Türkçe öğrenirken bana faydası oldu.

Yakında bir kitabınızın çıkacağını duyduk?

İngilizce öğrenmek isteyenler için bir rehber... Nisan’da çıkacak. Türkler’in çoğu ‘İngilizce biliyor musun?’ sorusuna ‘Az biraz, cümle kuramıyorum, anlıyorum ama konuşamıyorum’ filan der. Halbuki çoğunluk 1000-1500 kelime biliyor.

Radyoda program yapıyorsunuz...

Evet, Radyo Time’da hafta sonları iki programım var.


Orhan Baba’nın Türkiye’nin Johnny Cash’i olduğu doğru

Türk müzisyen, oyuncu ve siyasetçilerle Amerikalılar arasında eşleştirme yapıyor musunuz?

Orhan Baba’nın Türkiye’nin Johnny Cash’i olduğu söylenir. Bunu kabul ederim. Fakat ben kendim eşleştirme yapmıyorum. Bu arada, Orhan Baba’nın harbi baba adam olduğunu düşünüyorum.

Türk müzisyenlerden hangilerini dinliyorsunuz?

Müslüm Baba’yı ilginç buluyorum. Çünkü o bir idol. Onu dinleyenlerin kendilerini jiletlediklerini ilk duyduğumda müthiş afalladım. Sekiz sene önce İnönü Stadı’nda konserine gitmiştim. Sezen Aksu da dinliyorum. O bir efsane...

Biraz Türkleştiniz mi?

Bilmiyorum. Sanırım bunu Amerika’ya gidip bir altı ay filan kalırsam daha iyi anlayacağım sanırım. Yani orada beni yadırgarlarsa ‘Haa, demek ki biraz Türkleşmiş olmalıyım’ diyeceğim.

Türk filmlerini beğeniyor musunuz?

Fatih Akın’ı çok tutuyorum. Geçenlerde, Zeki Demirkubuz’un Kader’ini seyrettim, o da güzeldi. Dünyayı Kurtaran Adam’ı da gördüm tabii; çok güldüm.

Türkiye’deki siyasi gelişmeleri takip ediyor musunuz?

Siyaset beni pek cezbetmiyor. Bir de ben siyasi şeyler söylersem, bana ‘Sen kim oluyorsun’ derler.

Bush?

Bush’u sevmem tabii ki.

Bu haber 1,742 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,276 µs