En Sıcak Konular

ABD'nin yeni Ortadoğu politikası!

14 Ocak 2008 10:04 tsi
ABD'nin yeni Ortadoğu politikası! Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Washington ziyaretinin önemini ve Amerikan Başkanı ile görüşülen konuların manasını anlamak için önce Amerika’nın Ortadoğu politikasındaki son gelişmeleri ve değişiklikleri anlamak gerekiyor. Başkanlığının bitişin

Hasan Köni/ Star

Başkan Bush 2003 yılında bir Amerikan düşünce kuruluşu olan, Ulusal Demokrasi Vakfı’nda yaptığı konuşmasında şöyle diyordu: ‘...Altmış yıldır Batılı uluslar, Ortadoğu’da özgürlüğün gelişmemiş olması karşısında suskun kaldılar. Ancak şunu bilmeliler ki uzun dönemde siyasi dengeler özgürlükler feda edilerek sağlanamaz...’ Bu konuşma, Amerika’nın Ortadoğu için öngördüğü demokratikleşme projesinin ifadesiydi. Halkların kurtuluşu, özgürlüğü ve demokratikleşme Irak’tan başlayacaktı.

Bu gün Amerika’nın, Ortadoğu’da değişiklik yapabilecek araçlara sahip olmadığını görüyoruz. Ortadoğu halkları Amerika’ya ve kendi ülkelerindeki yöneticilerine güvenmiyorlar. Maryland Üniversitesi, Barış Enstitüsü’nün yaptığı bir kamuoyu araştırmasına göre Pakistan halkı Amerika’nın Asya’da ve Afganistan’da bulunmasını kendisi için bir tehlike olarak görüyor. Aynı duygular doğal olarak Arap halklarında da var. Araplar Amerika’ya güvenmiyorlar. O halde Amerikan politikasında geriye dönüş başlıyor ve Ortadoğu politikası Batı’ya bağlılık duyan lider ve hükümetler üzerinden yürümeye mahkûm kalıyor.

Peki, Amerika’nın Arap dostları kimler? İsrail, Mısır, Ürdün, Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan. Fakat Başkan Bush Ürdün’ü ziyaret etmeyecek. Ürdün bu ziyaretin kendi halkı üzerindeki etkisinden korkuyor. İsrail ve Filistin’i ziyaret edecek. Ancak ne İsrail ne Filistin bir anlaşma yapmaya hazır. Terörizm uzmanı Ely Karmon’ın, İsrail’deki BESA Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde yayınladığı bir araştırmada, İran-Suriye-Hamas ve Hizbullah ittifakından çekindiklerini, bu Sünni ve Şii ittifakın halen çok faal iken bir barışa gidilemeyeceğini açıklıyor.

Ortadoğu gezisinin sebebi

Filistin lideri Ebu Mazen’in durumu ise çok zayıf, Ramallah dışında bir denetim gücüne sahip değil. Ancak o da Amerika’ya güvenmiyor. Batı yakasında devam eden İsrail yapılanmasından şikáyetçi. Amerikan düşünce kuruluşu ‘Brookings Enstitüsü, Ortadoğu Başkanı Michael Indyk’ın araştırmasına göre, Amerika’nın Annapolis’teki amacı amacı bir barış sistematiği oluşturmaktan çok ılımlı Arap devletleri koalisyonunu yeniden Amerika ile çalışır hale getirmekti.

Bu dostlar koalisyonunun durumu ne? Amerika’nın Ortadoğu politikasının bir başka yönü, İsrail-Filistin barışını sağlama ve iki devletli bir çözüme gitme yanında, Irak ve İran’a karşı Körfez devletlerini kendi yanına çekmektir. Oysa İran Devlet Başkanı Ahmedinejad, Katar’daki Arap zirvesine davet edilmiş, Suudi Kralı Abdullah’la ele yürümüş ve görevdeki ilk İran Başkanı olarak Hacca davet edilmişti. Suudiler aynı zamanda Hamas ve El Fetih örgütünü birbirine yakınlaştırmakla meşguller. Körfez ülkeleri bir gün Amerika’nın çekip gideceğinin ama İran’ın bin senedir komşuları olduğunun farkındalar.

Çözümsüzlüklerin arka arkaya sıralandığı, uzun pazarlıklar ve görüşmeler gerektiği bir dönemde Başkan Bush niye Ortadoğu’ya gidiyor? Başkan Bush’un Ortadoğu gezisinin temel hedeflerini, resmi istihbarat analizcisi olan Anthony Cordesman, ‘Körfez Arap ülkelerini Irak ve İran’dan gelen tehdide göre tanımlıyoruz oysa bu ülkeler Amerika’nın 2030’lara kadar petrolünün yüzde 50’sini alacağı ülkeler ve petrolün varili 100 dolar oldu’ şeklinde aşıkladı.

Amerika bu rejimleri ve paralarını korumak için orada. Suudi Arabistan’ın Amerikan bankalarında 800 milyardan fazla parası var. Körfez ülkeleri sıkıntıya giren Amerikan bankalarının batmasına izin verebilir mi? Sıkıntıda olan Amerikan bankalarının yeni ortakları Körfez Arap ülkeleri. Amerika bu ülkelere korkularını gidermek için 20 milyar dolar tutarında silah satacak. Nihayet, enerji, para konusundan sonra Amerika’nın derdi teröre çare bulmak ve destek almak. Terörün merkezi ise Kuzey Pakistan ve Afganistan.

Muhalefet daha dengeli

Butto’nun öldürülmesinden sonra Amerika’nın El Kaide ve Taliban hareketi karşısında planları suya düşmüş gözüküyor. Amerika, Kuzey Pakistan üzerinden Afganistan’daki 26 bini aşkın askerini beslediği hava ve kara ikmal yollarını da kaybetmek üzere. Müşerrefin, Kuzey Pakistan’a müdahale izni vermesi durumunda bir iç savaş çıkması muhakkak gibi. Öte yandan, Taliban Afganistan’da adım adım ilerliyor ve Amerikan Savunma Bakanı Gates, NATO ülkelerini Afganistan’a asker göndermeleri için zorluyor. Hintli bir emekli büyükelçi NATO erzak yolları için İran’dan veya yalvararak Rusya’dan yeni geçit yolları bulunmasını öneriyor.

Amerika’daki Başkanlık önseçimi yarışı Amerikan halkının değişim ve barış istediğini gösteriyor. Muhalefet, Irak ve Afganistan’a para vermek konusunda çekingen. Amerikan askerlerinin geri dönmesini istiyor. Demokratlar da İsrail meyilli bir tutum izliyorlar ancak daha dengeliler. Bush yönetiminin bütün sorunları kendileri üzerine yıktığını düşünüyorlar. Gerçekten de Amerika’nın Orta ve Yakın Doğu’daki sorunlardan kurtulmasının 3-4 sene alacağı söyleniyor.

Bütün bu gelişmeler içinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Amerika ziyaretini nereye oturtmak gerekiyor? Başbakanın PKK saldırılarını önleme amacıyla Amerika’ya yaptığı ziyaret ve elde edilen sonuçlar söylendiği gibi iki ülüyi biraz daha birbirine yakınlaştırmıştır. Cumhurbaşkanının uluslararası alanda etkinliği artmıştır. Amerika, PKK saldırıları karşısında Türk kamuoyunun ve hükümetin tutumundan etkilenmiş ve Türkiye’yi kaybetmek istememiştir.

Öte yandan Amerika, Araplar dışında Ortadoğu bölgesinde güçlü bir müttefike dayanmak zorundadır. Türkiye bölgedeki yegáne Müslüman, laik, demokratik ve serbest piyasa ekonomisine sahip ülkedir. Elli beş yıldır NATO müttefiki olan Türkiye ile Amerika önemli uluslararası sırlara sahiptir. Amerika, Afganistan ve Pakistan’daki gelişmelere karşı danışacağı, Rusya’nın enerji politikalarına karşı enerji hatlarının geçtiği ve korunduğundan emin olduğu dost bir ülkeye gereksinim duymaktadır.

Gül’ün ziyaretinin önemi

Amerika, Türkiye’nin Ortadoğu’da etkisinin ne olduğunu iyi bilmektedir. Türkiye kendisi ile ilgili konular dışında Ortadoğu ülkelerinin sorunları karşısında herhangi bir çözüm getirememekle birlikte barış için iyi niyetli jestler yapmaya devam etmektedir. Amerika’nın beklentileri bunlar olsa gerekir.

Türkiye’nin PKK ve Kuzey Irak konusunda danışma ve desteğe gereksinimi vardır. Doğal olarak, savaşın ama bir çözüm bulun denecektir. Aynı şey İsrail’e ve Amerika’nın kendisine söyleniyor. Ancak, PKK’nın Türkiye ve Amerika’nın düşmanı ilan edilmesi ve bu hususun bir daha vurgulanması önemlidir. Gelecek Amerikan yönetimi de bu yaklaşımı benimseyecektir. Her sene Amerikan Kongresi’ne gelen Ermeni sorunu mutlaka ele alınmıştır. Kuzey Kıbrıs Devlet Başkanı Talat’ı, Condelezza Rice Amerika’ya davet etmişti. Bu hususta da görüşmeler yapıldığı anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı Ocak ayı içinde Kıbrıs’a gidecek. Basınımızın pek dikkat etmediği hususlardan biri, Cumhurbaşkanı’nın uçak giderken söylediği; bu görüşmelerin Doğu ve Batı’dan gelen yatırımları arttıracak olması. Türkiye için en önemli noktalardan birinin bu konu olması gerek. Gül, 14-16 Ocak’ta Mısır’a gidecek. Şimdiden iki bin Mısırlı iş adamı Cumhurbaşkanı’yla görüşmek üzere sırada. Körfez ülkelerinin yatırımları gelmeye devam edecektir ve etmelidir.

Bu ziyaretin somut ve olumlu gelişmeleri önümüzdeki zaman içinde alınacaktır. Nasıl 1974 yılında İkinci Kıbrıs Harekátı’nın acı somut sonuçları yıllar içinde alınmışsa.



Bu haber 417 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,791 µs