Hrant Dink neden hedef seçildi? | " /> Hrant Dink neden hedef seçildi? | "/>

En Sıcak Konular

Hrant Dink neden hedef seçildi?

14 Ocak 2008 14:14 tsi
Hrant Dink neden hedef seçildi? Taraf gazetesi yazarı Yıldıray Oğur bugün köşesinde Hrant Dink'i andı. Oğur'a göre onu öldüren "Karanlık abi", Dink'in bu toplumun kalp dilini anlayan, onunla konuşabilen, gözlerimizin içine bakabilen, özür dileyen, ağlayabilen, ağlatabilen biri oldu

Yıldıray Oğur/Taraf

Gözyaşlarımızı bitti mi sandın?

Kötü bir dünyada iyi bir insan olarak yaşamaya çalışıyordu. Suçu büyüktü. Uğruna o kadar gürültü koparılan büyük siyasi mücadelelerin yanında solda sıfır kaldığı insanlık tarihinin en kadim en acımasız kapışmasında saf tutmuştu. Kötülüğe karşı iyilik savaşı veriyordu.

Onun mücadelesi bu kadar naifti. Samimiyet ideolojisinin yılmaz bir neferiydi.

O konuştukça biz bu coğrafyada bir zamanlar çoklukta birlikte bulunmuş iyi yaşamın güzel hatıralarını anımsıyorduk. Aramıza milliyetçi öfkeler, otoriter politikalar, tek tipleştirmeler girmeden önceki doğal hayatımızın.

Sanki yaşadığımız coğrafyanın doğasının bir parçasıydı. Çok yerliydi, çok buralıydı. Hepimizden önce gelmişti buralara. Hepimizden daha iyi biliyordu buraları.

Onu öldürülenler 100 yıldır onun gibi pek çok nadide insanı öldürerek kendi hayallerindeki Türkiye'yi kurmaya çalıştılar. O siyah-beyaz, o kasvetli Türkiye'yi.

Binlercesini öldürdüler, yüz binlercesinin rengini soldurdular.

Ama inatla ve hâlâ Türkiye güzelliğini koruyor.

Güzellğin en baskın renklerinden biriydi. Türkiye'nin güzelliğine kara çalmak isteyenler için iyi bir hedefti.

Kendi halkına karşı tüm hakaretlere, tüm aşağılanmalara, tüm tarihsel inkârlara karşı Türkiyeli olma, Türkiye'den ümitli olma, Türkiye halkını ikna etme, Türkiye devletini dönüştürme inadını korumayı başardı, bıkmadı, yeise kapılmadı.

Cenazesindeki sessiz ihtişamı kıskanıp daha kalabalığını toplamaya çalışanların kanalına çıkmıştı bir akşam. O kadar içtendi, o kadar ika ediciydi ki aylar sonra darbeye hazırlık mitinglerinde çağdaş, laik Türkleri coşturan hatibin sadece onaylayan başı konuşabiliyordu.

Bana kalırsa o akşam o kanalda onu izleyen seyircilerden biriydi o karanlık büyük abi. Korkmuştu. Televizyonda bir Ermeni konuşuyordu ve bir saati daha olsaydı izleyen herkesi ikna edebilirdi.

Korkmuştu ve bir bebekten yarattığı elinin altındaki katillerini aramıştı.

Korkmuştu çünkü anlamıştı. Bu adam benzer şeyler söyleyen ötekiler gibi soğuk, kopuk, öfkeli, sert, sekter, azınlıkta kalmaya mahkûm biri değildi. Bu toplumun kalp dilini anlayan, onunla konuşabilen, gözlerimizin içine bakabilen, özür dileyen, ağlayabilen, ağlatabilen büyük ve tehlikeli bir düşmanları vardı artık.

Gerisini biliyorsunuz.

Bu yazının ilk hali 19 Ocak 2007 akşamı Taksim'de bir bildiri olarak dağıtılmıştı. Şöyle yazıyordu:
"Suçlu olarak karşımıza kim bilir yine hangi zavallı çıkarılacak, hangi yalanlara inanmamız istenecek.
Ama bu memleketin vatandaşları bu memlekette ne olup bittiği hakkında artık hem hâkim hem savcı hem de avukat olacak kadar çok şey biliyor, yargısız infaz etme hakkımız saklı, ama adil kararlar, şaşmaz hükümler verecek kadar hâkimiz bu topraklar üstünde olan bitene.

Cinayeti bize sorsunlar. Yanlış yerlerde aramasınlar, vakit kaybetmesinler, biz biliyoruz kimin, hangi silahla, ne için yaptığını.

Tüm delilleri okuduk, deliller bizi küçük faşistler yapmak isteyen ders kitaplarında yazıyor. Onu vuran silahı gördük. Demokratikleş meye, özgürleşmeye, sivilleşmeye karşı rejimin bekçilerinin son koz olarak çıkarttıkları ulusalcılık, milliyetçilik silahlarını gözlerimizle gördük, yapanı gördük, her gün televizyonlarımızda, gazetelerde bize vatan ve vatan hainliği naraları atarak dolaşan karanlığın arasına kaçtılar.

Kararı vermeye, kalemi kırmaya hazırız.

Ama ne yazar.

Ne olur, ne değişir, ne düzelir, ne iyi olur?

Milli katillerimiz!

Bunu Hrant Dink'e yapmamalıydınız.

Bu pis sahte siyasi hesaplara böyle sahici temiz bir adamı kurban etmemeliydiniz.

Aramızdaki kavgaya onu katmamalıydınız.

Yanlış adamı vurdunuz.

Yıllardır hayatımızı rezil ettiğiniz gibi, yıllardır Türkiye'yi çirkinleştirdiğiniz gibi, yıllardır her şeyi elinize, yüzünüze bulaştırdığınız gibi, bir cinayeti bile beceremediniz.

Masum bir insanı öldürdünüz."

19 Ocak 2007. 19 Ocak 2008. Bir yıl hiçbir şey değişmeden geçti. Bir yıl Hrant Dink için üzülerek geçti, bir yıl Hrant Dink'i keşfederek geçti, bir yıl Hrant Dink'in katillerine öfkelenerek geçti. Bir yıl onun cenazesinde yürüyenlerin, onu cenazesine nispet için yapılan mitinglerde de yürümesini anlayamayarak geçti. Bir yıl onun katillerinin bulunmasını isteyenlerin bebekleri katilleştiren karanlığı yaratan askeri vesayet ile ilk karşılaşmalarında "ama şeriat tehlikesi, ama AKP" diye çuvallamalarıyla geçti. Bir yıl onu öldüren 301. maddenin "askeri vesayeti yıkacağım sivil anayasa yapacağım" diyen bir iktidar tarafından bir türlü değiştirilememesine kızarak geçti. Bir yıl Cemil Çiçek’in hâlâ bakan olduğu bir ülkede yaşamak zorunda kalmaya isyan ederek geçti.

Bir yıl o şarkıda söylendiği gibi " seni unutmak mecburiyetinde olduğumuz seni sevmeler cumhuriyetinde" geçti. İçimizdeki şeytanlara Zülfikârlarla saldırdık. Ve bunların hiçbiri kafiye olsun diye yazılmadı. Gözyaşlarımızı bitti mi sandın?

taraf



Bu haber 459 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,802 µs