'Söz bitti artık eylem zamanı'

14 Ocak 2008 17:22 tsi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın '60. Hükümet Eylem Plam'nı açıklarken, nükleer santral çalışmalarına en geç mayıs ayında başlanacağını bildirmesi ilgili odaların ve çevre örgütlerinin tepkisine neden oldu.

Konuyla ilgili BirGün'e konuşan Yeşiller Grubu sözcülerinden Ümit Şahin, Hükümetin son açıklamasıyla birlikte ciddi bir aymazlık içinde olduğunu kanıtladığını ifade ederek, "AKP Hükümeti artık daha kararlı görülüyor. Sözün bittiği yere geldik artık eylem zamanıdır. 26 Nisan'da İstanbul Kadıköy'de nükleere karşı düzenlenecek eylemde on binler bir araya gelmeli ve hükümeti geri adım atmak zorunda bırakmalıdır" dedi.

Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Ünlütürk de Sinop ve Akkuyu'da yapılması öngörülen nükleer santrallerin tam bir çevre felaketine neden olacağını vurguladı. Ünlütürk, "Yöre halkı ve demokratik kitle örgütle-riyle birlikte mücadele ederek bu santrallerin yapılmasını engelleyeceğiz. Başta Çernobil olmak üzere Brezilya, Çin, Rusya, Japonya gibi ülkelerde yaşananlar göstermiştir ki nükleer enerji üretimi hem kirli, hem pahalı hem de güvenilir olmayan bir alternatiftir. Yeni nükleer reaktörler yapılması sadece çevreye karşı değil insanlığa karşı bir suçtur" diye konuştu.

'ÜLKEYİ FELAKETE SÜRÜKLÜYORLAR'
Nükleer lobilerin ve nükleer enerji yandaşlarının kendi çıkarları için ülkeyi ve geleceğimizi felakete sürüklediklerini vurgulayan Ünlütürk şunları kaydetti: "Enerji politikası olmayan AKP hükümetinin açtığı yolda nükleer lobi, baskı ve şiddet politikasıyla nükleer enerji karşıtı kişi ve kurumları yıldırmaya çalışmaktadır. Enerji konusunda da Amerika ve Avrupa arasına sıkışmış hükümet ve işbirlikçisi nükleer lobiciler yeni Çernobillerin, kanser vakalarının, Kazım Koyuncu dramlarının yolunu açmaktadır. Biliyoruz ki AKP ve desteklediği nükleer lobi ülkeyi sürükledikleri karanlıktan çıkartacak ufka sahip değildir. Enerji politikasında 'ben istersem yaparım' demenin bedelini geçmiş enerji bakanları ödemiştir."

'OLDU BİTTİYE GETİRMEK İSTİYORLAR'
Elektrik Mühendisleri Odası Yazmanı ve Nükleer Karşıtı Platform Sekreteri Cengiz Göltaş ise şöyle konuştu: "Hükümet konuyu bir oldubittiye getirmeye çalışıyor. AKP'nin nükleer konusundaki girişimleri siyasi tercih olarak dayatmadan ibarettir, ülkenin enerji sorununa çözüm üretecek yöntemler değildir. Son beş yıldır enerjiye hiçbir yatırım yapmamış olan Hükümet, enerji sektörünü serbest piyasa ekonomisi mantığı içinde özel sektöre teslim etti. Özel sektör ise yeterince kâr edemeyeceğini düşünerek gerektiği kadar yatırım yapmadı."

Tüm dünyada nükleer santrallerin terk edildiğini belirten Göltaş, "Türkiye'de suyun sadece 3/1'i, sıcak suyun ise yüzde 4'ü enerji üretiminde kullanılıyor oysa suyla birlikte rüzgâr ve güneşten yararlanılarak enerji sorunu çözülebilir" diye konuştu. Greenpeace Akdeniz sorumlusu Hilal Atıcı da, hükümetin nükleer santral yapma konusunda ne kadar kararlı olduğunun değil, nükleer karşıtlarının yaptırmama konusunda ne kadar kararlı olduğunun önemli olduğunu belirtti.

Böyle bir rönesans olmaz olsun
ASSOCIATED Press (AP) nükleer santraller ile ilgili analizinde İngiltere'nin geçen hafta yeni nükleer santrallerin yapımını destekleyeceği yolundaki açıklamasına yer verildi. Ama öte yandan, elektrik ihtiyacının yüzde 20'sini nükleer santrallerden karşılayan bu ülke, 2023 yılına kadar biri hariç bütün santrallerini kapatacak.

Nükleer enerji kervanına katılmak isteyen bazı ülkelerin ise sanayi ve yolsuzluk alanındaki kötü karneleri nedeniyle güvenlik alanında endişe yarattığına dikkat çekiliyor. Yarısı Çin'de olmak üzere, Hindistan ve diğer kalkınmakta olan ülkelerde ıoo'den fazla santralin inşa, planlama ya da karar aşamasında olduğu belirtiliyor. Arjantin, Brezilya ve Güney Afrika, var olan programlarını genişletmeyi planlarken, Türkiye, Vietnam, Tayland ve Mısır ilk reaktörlerini inşa etmeyi planlayan ülkeler.

Dünyanın nükleer enerjiyle ilgili kötü deneyimlerine rağmen, Fransız nükleer enerji şirketi Areva'nın üst yöneticisi Anne Lauvergeon, "nükleer rönesans" yaşadığımızı söyledi. Lauvergeon, "Nükleer artık şeytani değil, şeytani olan kömürdür" diye konuştu. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) nükleer kurulum güvenliği bölümü yöneticisi Philippe Jamet de nükleer enerji alanında yeni ya da henüz öğrenme aşamasında olan ülkelerin öğrenme yeteneklerini harekete geçirmeleri gerektiğini, bu ülkelerin konuyu "kendi hatalarından ders alarak öğreneceklerini" belirtiyor. Ancak Fransız nükleer şirketinin söz ettiği "rönesans" nükleer santral taliplilerinin listesine bakıldığında Ba-tı'nın gelişmiş ülkeleri için değil daha çok kalkınmakta olan ülkeler için geçerli.

Kalkınmakta olan ülkeler, nükleer enerjiye hazır olduklarında ısrar etseler de, uzmanlar "geçmişteki kötü alışkanlıkların nükleer enerji güvenliğini etkileyebileceği" konusunda endişeli. Nükleer santrali olan ülkelerin bütün kazaları UAEK'ya bildirmesi gerektiği, ancak, çoğu Asya hükümetinin endüstriyel kazaları BM Uluslararası Çalışma Örgütüne (ILO) eksiksiz biçimde bildirmedikleri belirtiliyor.
 
Birgün

Bu haber 478 defa okundu.