'Alevici' aforozun amacı ne, çözümü ne?

14 Ocak 2008 17:58 tsi
Başbakan Erdoğan'ın öncülüğünde 9 bakan ve onlarca milletvekilinin katılımıyla gerçekleştirilen 'Alevi iftarı' sansasyon yarattı. Kimi 'aleviler' diğerlerini aforoz ederken, kimileri katılımcıları 'düşkün' ilan etti. Peki uzlaşma yolunda atılan bu

Başbakan Erdoğan'ın öncülüğünde 9 bakan ve onlarca milletvekilinin katılımıyla geçtiğimiz cuma günü 'Alevi iftarı' gerçekleştirildi. Bunca çabayla iki topluluğun biraraya gelmesini hoş karşılamayanlar da vardı. Özellikle toplantıya katılmayan Alevi dernekleri ve sivil toplum kuruluşları...

İftardan kimler neden rahatsız oldu?

Ömer Lütfi Mete Bugün gazetesindeki yazısında, "İktidar partisinin Alevi iftarı, toplumumuzun temel dayanaklarından birini teşkil eden kesime yönelik yabancı servis güdümlü oyunları etkisiz kılma adına geliştirilmesi gereken çağdaş bilincin yeni işaretlerinden biri olmalı... Önemli olan bizim 'ayrı' olmadığımız bilinci... Oyun kurucular bu bilinci yok etmek için uğraşıyor..." diyerek bu beraberliği bozmak isteyenlere işaret etti.

"Maalesef çok sayıda 'okumuş-okutulmuş' Alevi aydıncık ile bir kısım anlayışsız Sünni de taammüden veya gafletle buna alet olmaya devam ediyor." diyen Mete, yazısında 'Alevi kültür ve değerlerini koruma adına hareket eder görünen oyuncu veya oyuncak konumundaki bir kısım Aleviciler'in de bu oyuna alet olduklarını yazdı.

Ulusalcı bazı isimlerin de AK Parti ile Alevilerin yakınlaşmasından hoşnutsuz olduğunu belirten Mete, tarihsel bir gerçeği hatırlatarak 'Çaldıran'da yenilen de yenen de bizdik.' diyor. Bu anlayışın cesurca dile getirilmesinin bu toplantılardaki en olumlu davranış olduğunu yazdı.

Aforozcu 'laiklik yanlısı' dedeler

Alevi iftarını tek yazan isim Mete değildi elbette, Star'daki köşesinden Mustafa Akyol da çok ilginç analizlerde  bulundu. Akyol, 'Bu ülkedeki Aleviler Diyanet’in Sünni yapısından şikayetçidir. Ve bunda haklıdırlar: Onların da ödediği vergilerle finanse edilen Diyanet, sadece Sünni itikadına göre hizmet vermekte, öteki ‘İslam yorumu’nu adeta yok saymaktadır. Alevilerin bu şikayetini anlar ve haklı bulurum, ama bir hükümet bu işe çözüm bulmak için adım atınca, bazılarının ‘hayır istemeyiz’ diye ayağa kalkmasını, dahası hükümetin uzattığı eli sıkanları aforoz etmesini anlayamadım." diye yazdı. Akyol'a göre AK Parti'nin Alevi oylarına 'göz dikmesi' son derece doğal! Demokratik sistemlerde bu davranış normal.

Akyol'a göre işin  vahim kısmı, "‘Aforozcu’ Alevi dedelerinin siyasi bir amaç uğruna dini bir kavramı istismar etmeleri."

Aslında iki yazının da ana teması ve vardıkları sonuç aynı... Mete 'alevicilik'in Alevilikle çözümleneceğini yazarken, Akyol biraz farkla şunları söylüyor:

"Bir insana ‘sen artık Müslüman değilsin’ demenin doğal sonucu ‘Müslüman benim ve bu iş benden sorulur’ demek. Bunun ‘Allah katında’ hiç bir değeri yok, ama insanlar arasında önemli bir güç ve iktidar getirisi var. ‘Tekfirciler’in üstünü kazıyın, hep bunu görürsünüz. Gerçek derdi ‘Allah rızası’ olan ise, onu-bunu tekfir etmekle değil, doğru bildiği yolda ‘hizmet etmek’le uğraşır."

Bu haber 289 defa okundu.