En Sıcak Konular

Yayınevi baskını davası 25 Şubat'a ertelendi

14 Ocak 2008 22:04 tsi
Malatya'da, 3 kişinin öldürüldüğü yayınevi baskınıyla ilgili davanın ikinci duruşması bugün yapılırken, müdahil avukatlar duruşmanın teknik cihazlarla kayda alınmasını istedi. Duruşma 25 Şubat'a ertelendi.

Malatya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan müdahil avukatlardan Engin Cinmen, adli emanetlerde bulunan delillerin her iki tarafın avukatlarına da verilmesi gerektiğini belirterek, aksi takdirde sağlıklı bir sorgulama olamayacağını öne sürdü.
 
Cinmen, olayın oluş biçiminin Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 76, 77 ve 78'inci maddelerine uyduğunu savunarak, bu kapsamda işlenen bir suçun "soykırım" olarak değerlendirilmesini ve duruşmanın teknik cihazlarla kayda alınmasını talep etti. Mahkeme heyeti, talebi reddetti.
 
Avukatların, sanıkların birbirlerinden etkilenmemesi için ayrı ayrı yargılanması talebi ise mahkemece uygun bulunarak, sanıklar salondan çıkarıldı.
 
Tutuklu sanıklar salondan çıkarılırken, öldürülen Uğur Yüksel'in annesi Hatice Yüksel, "Ben Uğur Yüksel'in annesiyim, şimdi vicdanınız rahat mı?" diye bağırdı.
 
"İnançlarımıza  çok bağlı değiliz"

Duruşmada dinlenen tutuksuz sanıklardan K.K., tutuklu sanıklardan E.G. ile 2006 yılında dershanede tanıştıklarını belirterek, "E.G.'nin saldırgan bir tavrı vardı. Kimi zaman çok saldırganlaşır, kimi zaman da çok duygusal olurdu. E.G. bana olaydan çok önce Malatya'da 49 kilise evin olduğunu, bunlara müdahale etmemiz gerektiğini, işin sonunda şehit olmak da olduğunu söyledi. Ben bu teklifi reddettim. Bu nedenle aramız bozulmuştu" dedi.
 
E.G.'nin böyle bir olayı gerçekleştirdiğinden haberi olmadığını öne süren K.K., olayı televizyondan öğrendiğini belirtti.
 
K.K., sanık avukatlarının "Seninle E.G. dini inançlarınıza bağlı mıydınız? Namaz kılar mıydınız" sorusuna, "Ben cuma namazı kılarım. Ama genel olarak ibadetlerim iyi değildir. E.G. de inançlarına çok bağlı değildi" yanıtını verdi. Duruşmaya ilk oturumun ardından ara verildi.
 
"Emniyet müdürüyle oturup kalkıyordu"
 
Sabah başlayan duruşmada verilen aradan sonra tutuklu sanık H.Ç. (19) ile tutuksuz sanık M.G'nin (19) ifadesi alındı.H.Ç, ifadesinde, E.G'nin hırçın, sert bir tavrının olduğunu, daha öncede yaralama olayına karıştığını, ancak gözaltına alınmadığını savundu.
 
H.Ç, şöyle konuştu: "E.G, zaman zaman benim kıyafetlerimi giyerdi. Bir gün yurda geldiğinde kıyafetlerimi geri verdi. Kıyafetlerimin kanlı olduğunu fark ettim. S, bana daha sonra, E.G'nin, belediye önünde eski kız arkadaşı yüzünden tartıştığı bir kişiyi bıçaklayarak yaraladığını söyledi.
 
Bu olaydan bir süre sonra E.G, Sümer Polis Karakolu'na girerek içeride bir memurla konuştu. Daha sonra ne olduğunu sorduğumuzda bıçakla yaralama olayını kast ederek 'O iş kapandı' dedi."
 
E.G'nin yurtta bıçaklı bir kavgaya karıştığını ve bu olaydan sonra yurttan atıldığını iddia eden H.Ç, E.G'ye bununla ilgili adli işlem yapılmadığını ileri sürdü.
 
Müdahil avukatların E.G'nin grup üzerindeki etkisinin nedenini sorması üzerine H.Ç, "Arkadaşlar arasında E.G'nin Emniyet Müdürü ile oturup kalktığı konuşuluyordu. E.G'nin Emniyet Müdürü ile de oturup kalktığı yönündeki duyumlarımız ondan daha çok korkmama neden olmuştu. Bunun dışında belediye önündeki bıçakla yaralamadan da gözaltına alınmamış olması beni korkutmuştu" dedi.
 
"Mektubun ne anlam içirdiğini bilmiyorum"
 
Müdahil avukatlarının, H.Ç. ve C.Ö'nün olaydan bir gün önce yazdıkları iddia edilen mektupta, "Malatya'da en son olacak en büyük olayı biz yapıyoruz. Eğer bize bir şey olursa biz H. ile ben (C) yaşamazsak ya da içeride olursak onlar (siz anlarsınız), ya da (Alman, uzun, maviş) bu üçü dışarıda olursa ya da ölmezse biz de yoksak bu üçü sorumludur" ifadesinde geçen "onlar"ın ne anlama geldiği sorusuna H.Ç, "Mektubu ben yazdım, ancak sözlerini bana C. yazdırdı, 'Onlar'ın ne anlam içerdiğini ya da kim olduğunu bilmiyorum" yanıtını verdi.
 
H.Ç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske'yi ve Necati Aydın'ı E.G'nin kestiğini gördüm. Ancak Uğur Yüksel'i kimin öldürdüğünü görmedim. Yalnızca Uğur'un 'İsa' diye bağırdığını duydum. Olaydan kısa süre önce Necati Aydın'ın 'Hepimiz İsa'nın çocuklarıyız' sözleri de E.G'yi kızdırmıştı."
 
Tutuksuz yargılanan M.G. de kendisinin bilgisayar malzemesi satan bir işyerinde çalıştığını, E.G'yi müşterisi olduğu için tanıdığını anlattı.
 
Daha önce savcıya verdiği ifadeleri yineleyen M.G, olaydan bir gün önce E.G. ile görüştüğünü belirtti.
 
Müdahil avukatların M.G'ye, E.G'nin kendisine cep telefonundan çektiği, "Elmaları getirdim manav açık değil" mesajına, "Sen elmaları getir ben manavı açarım" diye yanıt yazdığını hatırlatması üzerine M.G, "E.G'yi ciddiye almadığım için o mesaja öyle bir yanıt yazdım" dedi.
 
Duruşma 25 Şubat'a ertelendi
 
Malatya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve yaklaşık 10 saat süren duruşmada tutuksuz sanıklar K.K, M.G. ve tutuklu sanık H.Ç'nin ifadeleri dinlendi.
 
Duruşmanın ikinci oturumunda sanık avukatlarının sorusu üzerine H.Ç'nin "Cinayetin işlendiği dakikalarda Necati Aydın'ın rahat etmesi için başının altına poşet koydum" ifadesine, Necati Aydın'ın eşi Şemsa Aydın, "Hem eşlerimizi kesmeye gidiyorlar hem de burada rahat ettirmek için bir şeyler yaptık diyorlar, bunun adı alçaklıktır" diye tepki gösterdi.
 
Mahkeme Başkanı'nın Şemsa Aydın'ı söz almadan konuştuğu gerekçesiyle salon dışına çıkarmak istemesi gerginlik yarattı.
 
Müdahil avukatların itirazı üzerine Mahkeme Başkanı kararından vazgeçti.
 
Mahkeme heyeti, müdahil avukatların tutuksuz sanık M.G'nin tutuklanması talebini reddederek, duruşmayı 25 Şubat'a erteledi.
 
Duruşmayı, Almanya'nın Ankara Büyükelçiliğinden Ranier Dost, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül, İnsan Hakları Ortak Platformu Genel Koordinatörü Feray Salman, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De İnisiyatifi'nden Hüseyin Öntaş ve çok sayıda yabancı basın mensubu izledi.
 
Üçer kez ağırlaştırılmış hapis cezası isteniyor
 
5 sanık hakkında, öldürülen 3 kişiye karşılık, 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Malatya, 18 Nisan 2007'de, sadece Türkiye'de değil, ülke dışında da çok konuşulacak bir cinayete sahne oldu.
 
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nin üç çalışanı; Necati Aydın, Almanya uyruklu Tilmann Geske ve Uğur Yüksel boğazları kesilerek öldürüldü.
 
Polis, zanlılardan S.G. (20), C.Ö. (20), H.Ş. (19) ve A.Y.'yi (19) olay yerinde yakaladı.
 
Davanın bir numaralı sanığı E.G. üçüncü kattan atlayıp kaçmak isterken yaralandı, gözaltına alındı ve hastanede bir ay tedavi gördü.
 
Zanlılar, ilk ifadelerinde yayınevi çalışanlarını "misyonerlik faaliyetinde bulundukları" için öldürdüklerini söyledi.
 
Sanık avukatları ilk duruşmada "hazırlık yapamadıkları"nı gerekçe gösterdikleri için sanıkların ifadesi alınamadı.
 
Sanıkların bugünkü duruşmada ilk kez konuşmaları bekleniyor.
 
Malatya baskını: 3 ölü
 
Malatya'da Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske (46) ile Necati Aydın (35) ve Uğur Yüksel 18 Nisan 2007 tarihinde boğazları kesilerek öldürülmüş,  polis, zanlılardan S.G. (20), C.Ö. (20), H.Ş. (19) ve A.Y'yi (19) olay yerinde yakalamıştı.
 
İhbar üzerine yayınevine giden polis, iki kişiyi elleri ve bacakları sandalyeye bağlı ve boğazları kesilmiş halde bulmuştu. Boğazından, sırtından ve karnından bıçaklanmış halde hastaneye kaldırılan ve ameliyata alınan bir kişi de, aynı gün hayatını kaybetmişti.
 
Olaydan sonra üçüncü katın penceresinden kaçmak isterken düşerek yaralanan E.G., kaldırıldığı İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde tedavi altına alınmıştı.
 
Tedavisinin ardından mahkemeye çıkarılan E.G. ile diğer 4 kişi tutuklanmıştı.

cnnturk



Bu haber 497 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,350 µs