Yahudiler Filistin'e yerleşirken barış hayal!

17 Ocak 2008 09:53 tsi
İsrail'in ilk Arap bakanı, Yahudiler Filistin'e yerleşirken barışın hayal olduğunu belirtti.

Bilim, Kültür ve Spor Bakanı Galip Mücadele, İsrail hükümetinin ilk Arap asıllı Müslüman üyesi. Bir yıldır kabinede görev yapıyor. 
 
 
 
Konumunu "Ben Arapları temsil etmek için geldim." sözleriyle açıklarken, İsrail-Filistin ihtilafının iyi niyetli ellerde sona ereceğine inanıyor. Kazakistan ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'nda Zaman'a mülakat veren Mücadele, barış için bazı adımların atılması gerektiğini belirtiyor. "Filistin'de Yahudi yerleşim birimi inşasını içeren politika devam ettiği sürece barıştan söz etmenin anlamı yok." diyen İsrailli bakan, askerlerin Filistin topraklarından geri çekilmesini istiyor. Mücadele, İsrail vatandaşı Arapların kurulacak Filistin devletine gitmesi gerektiğini ima eden Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'ye de tepkili: "Araplar buranın yerlileri. Dedeleri İsrail devleti kurulmadan önce de burada yaşıyordu."

Bilim, Kültür ve Spor Bakanı Arap asıllı Galip Mücadele (Galeb Majadle), Zaman'ın sorularını şöyle cevaplandırdı:

İsrail Bakanlar Kurulu'ndaki ilk ve tek Müslüman-Arap üye olmak nasıl bir duygu?

İsrail'de siyaset yapmak ve yukarılara tırmanmak zor bir iş. Buna Müslüman bir Arap olduğumu da ekleyin. Buna rağmen ciddi bir engelleme ile karşılaşmadım. Bakanlık konusunda ilk etapta bazı sorunlar ortaya çıktı. Sonuçta hükümette sorumlu bir bakanlık üstlendim. Devlet bakanlığı değil.

Hükümette bir Arap ve Müslüman bakanın bulunması İsrail'deki sosyal yaşam içerisinde Araplara da yer olduğunu gösterir. Bu, kaynaşma imkânı bulunduğunun da göstergesidir. İsrail'de Arap asıllı yargıçlar ve eğitimciler var. Neden karar alıcı mekanizmada bir Arap olmasın? Madem bu ülkede yaşıyoruz, o halde bizim yaşantımızı düzenleyen karar alıcı mekanizma içerisinde de bulunmalıyız.

Ama hükümetin içerisinde icracı bir bakan olmak kolay bir durum değil. Bu özel bir durum. Siz orada azınlığın temsilcisisiniz ve birçok sorun var. İsrail-Filistin-Arap anlaşmazlığını da dikkate aldığınızda şartların gerçekten zor olduğunu görürsünüz.

Filistin'e yapılan saldırıların için Bakanlar Kurulu'nda karar alınıyor sanırım. Sorun yaşamıyor musunuz?

Ben şahsen ciddi problem yaşamadım. Ama içinde bulunduğum toplum ciddi sorunlar yaşıyor. Sonuçta askerî saldırı olsun olmasın bir cepheleşme oluşuyor. Halkınız ile devletiniz arasında ciddi anlaşmazlıklar var.

Sizi 'hain' olarak niteleyenler var sanırım. Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Arap partilerinin eleştirileri elbette var. Onlara göre bu hükümet, içinde bir Arap'ı bulundurmaya uygun değil. "Biz eşitlik ve barış istiyoruz; ama bu hükümet bunları temsil etmiyor." diyorlar. Ben varlığımla bunun aksini ispat ettim. Araplar arasında benim hükümette bulunduğum 10 ay ile öncesi arasında anket yaparsanız bu açıkça ortaya çıkar. Ben çok hassas olan konularda toplumumun görüşlerini net bir biçimde ortaya koydum. Ben Arap halkını temsil etmek için geldim. Halklar arası eşitliğe hizmet için geldim.

Bakan Livni, Arap nüfusla değil barışı sağlamakla ilgilenmeli
ABD Başkanı Bush, bölgeye yaptığı son gezide, "İsrail barış istiyorsa, Arap topraklarından geri çekilmelidir." dedi. Bunun olabileceğine inanıyor musunuz?

Ortada başka seçenek yok. Barış İsrail'in de Filistin'in de Arap ülkelerinin de stratejik hedefi olmuş durumda. İsrail, Lübnan'a yapılan saldırının ardından askerî güç kullanmanın çözüm olmadığını, güvenlik için tek seçeneğin barış olduğunu gördü. Barış demek İsrail için güvenlik, Filistin için devlet demek. Bu yüzden Filistin topraklarından çekilmenin dışında bir seçenek ortada yok diyorum. Gazze'den İsrail'e yapılan Kassam füzelerinin kullanıldığı saldırıları durdurmanın da başka bir seçeneği yok. Kassam füzeleri fırlatmanın Filistinlilere de bir faydası yok. Sorunu çözmüyor.

Peki ya Filistin toprakları üzerinde inşası süren Yahudi yerleşim birimleri?

Yahudi yerleşim politikasının devam etmesi halinde barıştan söz etmenin anlamı yok. İsrail'in iskân politikasından süratle vazgeçmesi gerekiyor. Adil ve kapsamlı bir barış için bu topraklardan geri çekilmek ve Filistin tarafıyla müzakere masasına samimi bir biçimde oturmak gerekiyor.

Bush, bu sene barışın sağlanacağını söylüyor. Bu mümkün mü?

İsrailliler ve Filistinliler isterse neden olmasın?.. Milyonlarca insanın öldüğü Birinci ve İkinci Dünya savaşlarını yaşamış Avrupa bugün birleşti. Neden Araplar ve Yahudiler barış içinde yaşayamasın?.. Endülüs Emevi Devleti'nde Araplar ve Yahudiler 500 yıl birlikte yaşadı. Bugün de neden olmasın?

Ama kabine arkadaşınız Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, "Filistin Devleti kurulduğunda İsrail'deki Araplar buraya göç etmeli." diyor.

O istediğini söyleyebilir. İsrail'deki Araplar buranın yerlileri. Onların dedeleri İsrail Devleti kurulmadan önce de burada yaşıyordu. Bu nedenle söyledikleri demokrasiyle, uluslararası kanunlarla, İsrail kanunlarıyla da çelişiyor. Gerçeklerden bahsedeceksek, barışı konuşmamız lazım. Burada yaşayan Arapların İsrail toplumuna nasıl adapte edileceklerini konuşmamız lazım, nasıl terk edeceklerini değil. İsrail Dışişleri Bakanı'nın mesaisini barışı getirmeye harcaması daha iyi olur.

Bu durumda, Filistinli mültecilerin İsrail'deki evlerine dönüş hakkı konusunda ne düşünüyorsunuz?

Barış, iki tarafın onayı ile olur. İsrail, göçmenlerin İsrail tarafına yerleştirilmesine asla izin vermez. Buna izin vermesi halinde iki toplumlu Yahudi ağırlığının kaybolduğu bir yapı ortaya çıkar. Bunu da İsrail kabul etmez. Eğer ittifakla bir anlaşma yapmak istiyorsak bunu bilmemiz lazım. Bu çok açık ve biliniyor. Ama insani durumlar var. İsrail tarafının ihtiyarlar ve halen yaşayan Araplar konusunda daha esnek davranacağını biliyorum.

Filistin, Hamas ve El Fetih arasında bölünmüş durumda. Hamas'sız bir çözüm olur mu?

Bu durum Filistinlilerin çıkarına değil. Filistinlilerin birleşmeye gitmesi, ortak bir lider çıkarması lazım. Bu durumun yararlarına olmadığını görmeleri lazım. İsrail'in, akla yatkın bir politika izleyen, barışa inanan, Filistin-İsrail anlaşmazlığının çözümünü stratejik bir hedef olarak gören tarafla görüşmesi doğru bir tavırdır.

Türkiye, Kudüs'teki Haremüşşerif'te yapılan kazı çalışmalarını eleştiren bir rapor yayınladı. Sizin bu konudaki tavrınız nasıl?

Eğer barışı sağlamak, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir toplum bırakmak istiyorsak karşılıklı olarak anlayışlı olmalı, her birimiz diğerinin kutsallarına saygılı davranmalıyız. Mescid-i Aksa ve Harem, Müslümanlar için kutsaldır. Bunun dışında bir şey olamaz. Yahudilerin de Hıristiyanların da kutsalları var. Buna herkesin saygı duyması lazım.

Türkiye'nin bölgeye ilişkin politikasını nasıl buluyorsunuz?

Türkiye, İsrail ve Filistin ile çok ileri seviyede ilişkilere sahip. Diğer Arap ülkeleriyle de ilişkileri var. Bu çok önemli. Türkiye arabulucu rolünü üstlenebilir.

 

--------------------------------------------------------------------------------

İsrail'in ilk Müslüman Arap bakanı
5 Nisan 1953'te doğan İsrailli Arap politikacı Galip Mücadele, gençlik yıllarında HaNoar HaOved VeHalomed adlı bir İsrail gençlik örgütüne üye oldu. 2004'ten beri İsrail Meclisi'nde İşçi Partisi vekili olan Mücadele, tarihe İsrail kabinesine giren ilk Müslüman Arap bakan olarak geçti. 28 Ocak 2007'de devlet bakanlığı koltuğuna oturan Mücadele, mart ayından itibaren de bilim, kültür ve spor alanlarında sorumlu hale getirildi. Mücadele'nin bakanlığı ülkede tartışmalara neden oldu. Arap siyasiler olayı "kirli bir sahtekârlık" olarak nitelerken, sağcı Yahudiler ise gelişmeyi Siyonizm'e zarar verecek bir girişim olarak değerlendirdi. Galip Mücadele'nin bakanlığı İşçi Partisi ile koalisyon ortağı partiler arasında da krize yol açtı.
 
 
zaman

Bu haber 454 defa okundu.