En Sıcak Konular

Mahçupyan'la derinlemesine 2

18 Ocak 2008 10:03 tsi
Mahçupyan'la derinlemesine 2 Etyen Mahçupyan’la Ermeni ve Kürt meselelerini konuştuk. Afla geri dönenlere siyaset imkanı verilmezse daha güçlü bir şiddetin doğacağını düşünen Etyen Mahçupyan, Ermeniler’in 1915’te Osmanlı’yı değil, doğmamış Cumhuriyet’i g

Röportajın birinci bölümü için tıklayın!

“Ermeniler Türkiye’ye Osmanlı Muamelesi Yapıyorlar”

Son günlerde PKK’nın biteceği konusunda bir fikir birliği var. Af da konuşuluyor. Fakat dağdakilerin başka adımlar atmadan, yine aynı şeylerin olmayacağının garantisini vermeyen devletin affını kabul edecekleri pek mümkün görünmüyor. Kürt meselesinde ne aşamadayız şuanda?

Yani şöyle, biz bir ezberler dönemi geçirdik. Bu ezberler her iki tarafta da bozuluyor şuanda. Bu şu demek: yeni bir şey yapmak, söylemek zorunluluğu var. Fakat her iki taraf da bunun ne olduğunu bilmiyor ve ötekinin ne yapacağına bağlı olarak tasarlamaya çalışıyor. Ama karşıdaki de bilmiyor. Bu nedenle muğlak bir geçiş dönemi var. Şuanda hükümetin net bir stratejisi yok. Devletin bir net bakışı yok.

Eskisinden farklı yaklaşımlar var gibi ama...

Sadece farklı olan bazı şeylere daha açık olma ihtimalini anlıyoruz bunlardan. Yeni bir şey olacak gibi gözüküyor. Fakat bu yeni bir şeyler de Kürt kesiminin yapacaklarına bağlı gözüküyor. Onlar da haklı olarak bence devlete ve hükümete birçok konuda güvenmiyorlar. Öte yandan bir şekilde olumlu varsayımlar üzerine bina edip adımlar attıkları takdirde ve bunlar eğer gerçekleşmezse, ne olacağını da çok fazla hayal etmeleri mümkün değil. Çünkü öyle bir şey ki, PKK silah bırakabilir, PKK’nın bir bölümü siyasete dönebilir, ama eğer onların siyaset yapacağı ortamı veremezseniz, bundan sonraki şiddet hareketi daha güçlü çıkacaktır bu sefer. Çünkü insanların umudu kalmayacaktır. Bu biraz gel-gitlerle olan bir şey. Ama en büyük sorumluluk tabiî ki devletin.

ERMENİLER KALMAK İSTİYOR

Ermeni meselesine gelirsek… Ermeniler birçok olumsuzluğa rağmen, Yargı’nın kararlarına rağmen burada kalmaya niyetliler. Onları bütün bunlara burada rağmen tutan ne?

Çünkü onların toprakları... Ermeniler burada 4000 yıldır yaşıyor. Dolayısıyla da buranın toprağı, taşı, havası, suyu, ağacı onların bütün bir imgelem dünyasına yerleşmiş durumda. Şiir yazarken, şarkı sözü yazarken buranın toprağını, ağacını düşünerek yazıyor. Dolayısıyla buradan gitmeleri pek mümkün değil.

Bu kültürel, duygusal yönü… Siyasi yönü ne?

Tabi belli bir siyasi umutla da burada kalıyorlar. O da AB sürecinde Türkiye’nin de Batılı anlamda bir demokrasi olacağı, en azından cemaatleri kendi içinde asimile etmeden, onların kültürel farklılıklarını koruma imkanı vererek yaşatabileceğine ilişkin inanç. 500 yıllık Osmanlı deneyiminin acısıyla tatlısıyla getirdiği bir tür adaptasyon mekanizması yaşandı bu topraklarda. Ermeni cemaati, çoğunluğu Müslüman-Sünni bir toplumda beraber yaşamayı içselleştirmiş durumda. Dolayısıyla Türklerin, Müslümanların varlığı hiçbir zaman Ermenileri rencide eden bir durum olmadı ve olmayacak. Ama tabi ilişki anlamında baktığımız zaman, Osmanlı’ya bir anlamda geri dönmeyi ima eden, yani cemaat-devlet ilişkisi açısından ve cemaatler arası ilişkiler açısından daha yumuşak, daha insani, daha fazla birbirlerini anlamaya kabullenmeye yönelik bir bakışın olmasını da hayal ediyorlar. Ve buradan gitmemekle de aslında Osmanlı dünyasının, iyi tarafıyla bugünkü Türkiye Cumhuriyeti tarafından yeniden üretilebileceğini varsayıyorlar. Bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti’ne Osmanlı muamelesi yapmak istiyorlar ama Türkiye Cumhuriyeti şuana kadarki performansıyla bunu pek hak etmiş değil doğrusu.

İTTİHAT TERAKKİ CUMHURİYETİN EBELİĞİNİ KANLA YAPTI

O zaman Ermeniler galiba 1915’ten ölmek üzere olan Osmanlı’yı değil, daha doğmamış Türkiye Cumhuriyeti’ni mi mesul görüyorlar?

Aslında İttihat Terakki hem Osmanlıydı, hem değildi Hem Türkiye Cumhuriyeti idi hem değildi. İttihat Terakki, imparatorluğun cumhuriyete dönüşünde ebelik eden ve bu ebeliği kanla yapan, aşırı milliyetçi, devletçi, oportünist bir hareketti. Dolayısıyla da bakışınıza göre de onu neyin içine koyacağınız değişiyor. Ve yine bakışınıza göre neyin içine koymak istemediğiniz de değişiyor. O yüzden iyisiyle kötüsüyle bu 500 yıllık bir ortak yaşamın sonrasında geriye dönüp baktıklarında, Ermenilerin iç dünyasında İttihat Terakki’yi biraz Osmanlı’dan ayırmak var. Öte yandan cumhuriyetle beraber gelen süreçte Ermeniler ve gayri-Müslim cemaatlerin lehine bir bakış olmadı. Dolayısıyla da bugün geriye doğru baktığımızda İttihat Terakki’nin Osmanlı’dan ziyade Cumhuriyet’le ilişkisi daha net gözüküyor. Yani Varlık Vergisi’ne, 6-7 Eylül’e benzer olaylar bu son döneminde ortaya çıktı. Tabi İttihat Terakki’ye de öyle bıçak gibi başlamamak lazım. 1895’teki Hamidiye Alayları, 1908’deki Adana olayları, aslında İttihat Terakki’nin artık imparatorluk olmayı becerememeye başladığını da ortaya koyuyor.

Diasporanın Türklere bakışı Dink’in öldürülmesinin ardından nasıl değişti? “Hepimiz Ermeniyiz” sloganının bir etkisi gözlemlenebiliyor mu?

Tabi insanlar sokaklardaki o 200 bin insanı ve sonrasında bütün bir yıl süren etkinlikleri gördükleri zaman büyük ölçüde şaşırdılar. Çünkü onların kafasında çok yeknesak bir Türk imajı var. Ve bu Türk imajının olumlu hiçbir özelliği yok gibi bir şey. Şu gerekçeyle, en ufak bir olumlu niteliği olsaydı, en azından olanı kabul ederlerdi. Olmuş olanı bile reddeden birisiyseniz o zaman, sizin diğer niteliklerinizi de vermiyor o bakış. Tabi Türkiye’yi çok da tanımayan bir bakış bu. Bence tarihi de çok fazla gerçek boyutlarıyla ele almayan bir bakış. Çünkü tarihi gerçek boyutlarıyla ele aldığınız zaman, her türlü Türk var, her türlü Müslüman var. Nasıl ki her türlü Ermeni varsa… Dolayısıyla kategorik bir yorumun çok olanaklı olmadığı açık. Bugünkü Türkiye için de bu tür kategorik bir yorumun geçerli olmadığı çok açık ama gene de o kadar insanın o cesareti gösterip, büyük ölçüde spontane bir biçimde ortaya çıkmasının çok farklı anlamları olduğunu diasporadaki insanlar görüyorlar. Yani sayıda insan oraya çıkmışsa, bu herhangi birinin organize etmesiyle olamaz. Burada içten gelen hakiki bir sahiplenme var demektir. Bu da tabiî ki Türkiye’ye ve genel olarak Türk imajına bakışı epeyce değiştirdi.

Seçimlerde Ermeni cemaatinin Ak Parti oylarının artmasını nasıl okuyorsunuz?

Seçimler sonuçta deklare edilmiş siyasi partiler arasında yaşanıyor ve her siyasi partinin nasıl bir Türkiye ima ettiğini herkes görüyor. Böyle baktığımız zaman bütün önyargılara rağmen Ermenilerden çıkan Ak Parti oylarının 3-4 misline çıkması bence çok normal. Bu da Ak Parti dışındaki partilerin Türkiye’nin yarınını temsil etmemelerinden kaynaklanıyor. Yani Ak Parti’nin kendi avantajlarından ziyade, başka doğru parti olmamasından kaynaklanıyor. Ermeniler de çok net belirli göstergelerden hareket ettiler. Bir tanesi Vakıflar Yasasıydı. Şuanda Vakıflar Yasası çok parlak bir yasa değil ama bu haline bile CHP, MHP ve eski Cumhurbaşkanı itiraz ediyorlardı. Yasanın bu haline bile itiraz ediyorsanız ve ondan sonra da Ermenilerin oyunu istiyorsanız, Ermenilerin kafalarının çok da çalışmadığını ima etmiş olursunuz. Her cemaatte olduğu gibi akıllı-akılsız dağılımı normal ve dolayısıyla oy dağılımları da normal oldu.

Röportajın 3. ve son kısmı için lütfen tıklayın!

www.iyibilgi.com özel İlhan Döğüş



Bu haber 1,614 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,907 µs