hiç de yerel olmayacak | " /> hiç de yerel olmayacak | "/>

En Sıcak Konular

Bu yerel seçimler hiç de yerel olmayacak

20 Ocak 2008 17:09 tsi
Bu yerel seçimler  hiç de yerel olmayacak 2009 yerel seçimleri neden bu kadar zaman önce konuşuluyor? Başbakan neden şimdiden 'kale Diyarbakır'ı istediğini ilan etti? Seçimlerin ulusal ve uluslararası boyutları neler? Bu seçimleri belediye seçimlerinden ibaret sanıyorsanız aldanıyorsunuz.

2009’daki yerel seçimlere daha bir yıldan fazla zaman var ama şimdiden konuşuluyor. Aradaki bunca zamana rağmen Başbakan Erdoğan Diyarbakır’ı ve diğer üç Kürt nüfusu yoğun belediyeyi almak istediğini ilan etti. Şimdiden konuşulmasına vesile olan neden, bu seçimlerin erkene alınmasını da gündeme getiriyor.

Bu neden, önümüzdeki yerel seçimlerin yerelden çok ulusal ve uluslararası sonuçlara gebe olmasıdır.

Çünkü bu yerel seçimlerin aktörleri sadece siyasi partiler değil. Ve bu seçimin gündemi, sadece belediyelerin altyapı çalışmalarından ibaret değil.

Önce bu “yerel” seçimlerde AK Parti Diyarbakır’ı ve diğer üç ili alırsa ortaya çıkacak sonuçların ulusal boyutlarını irdeleyelim:

Birincisi AK Parti ile sivil-asker bürokrasi ilişkileri açısından kritik.

22 Temmuz’dan sonra AK Parti ile bürokrasinin uzlaşma süreçlerinde AK Parti ağırlığını eskisine nazaran daha çok koydu. Yerel seçimlerde alması çok zor görünen Diyarbakır, Tunceli gibi yerleri de alırsa eli daha çok rahatlayacak. Çünkü bürokrasinin toplumun tüm kesimlerinden ve ülkenin her yerinden bu kadar büyük bir destek almış partiye karşı gelmesi zorlaşacak. Yerel seçimlerde genel seçimleri de aşan büyük bir başarı toplumun AK Parti’yi en az bir on-on beş sene daha istemesi demek. Bu da bürokrasiyi AK Parti’yle uzlaşmaya itecek, AK Parti’ye direnme imkanlarını azaltacak.

Öte yandan AK Parti’nin Kürt kesiminden bu kadar büyük destek alması, AK Parti’yi Kürt meselesinde de bürokrasiye karşı daha güçlü kılacak. Tıpkı 22 Temmuz’dan sonra olduğu gibi… AK Parti’nin operasyonlar sırasında affı gündeme getirmesinde Kürtlerden aldığı yaklaşık %60’lık oy oranın etkisi büyüktür.

Çünkü AK Parti, devlet ideolojisindeki partilerin giremediği yerleri “fethetmiş” olacak. Yani CHP gibi bir parti daha önce Diyarbakır Belediyesini almış olsaydı, AK Parti’nin Diyarbakır’ı almış olması bu kadar güçlü bir etkiye sahip olmayacaktı.

Ayrıca bürokrasi Doğu ve Güneydoğu’da seküler DTP çizgisini Müslüman Ak Parti’ye tercih etmektedir. DTP’nin kimi laikçi çıkışları da buraya oynamaktadır.

İkincisi AK Parti- DTP/PKK ilişkisi…

Genel seçimlerde AK Parti’nin oylarını artırırken DTP’nin oylarının azalması Kürtlerin kimlik politikasından kalkınma politikasına ve tüm Türkiye’yi kuşatan demokratikleşmeye destek verme eğilimine işaret ediyordu.

Eğer Diyarbakırlılar yerel seçimlerde AK Parti’yi tercih ederlerse, “başkent Amed” ve “Diyarbakır kaledir” söylemlerini reddettiklerini ortaya koymuş olacaklar ve geleceklerini demokratik Türkiye’de gördüklerini ilan edecekler.

Bu ise PKK’yı daha sertleştirici etkiye sahip. Zaten örgüt Roj Tv’den tehditlerini savurmaktadır.

DTP ise tek rakibi olan AK Parti karşısında yenilgiye uğramış olacak. Bu da DTP’yi bölünmelere ve kendilerini sorgulamaya götürecektir. Bu sorgulamalar Kürt siyasetinde liderlik ekseninde olmaktan çıkaracak kadar sert kırılmalara neden olabilir.

Bu da AK Parti’yi “Kürt sorununu DTP’yi muhatap almadan kendi kendine çözme” ve PKK’yı önce siyaseten zayıflatma çabalarında önünü açacak.

Uluslararası boyutlara gelince:

Bu seçimler AK Parti- PKK ilişkisi üzerinden Türkiye/AK Parti- Kuzey Irak ilişkisini de etkileyecektir.

Güneydoğu’da AK Parti’nin egemenliğini kurması ve ilişkiyi engelleyen, hem AK Parti’ye hem Barzani’ye karşıt olan aradaki “Öcalancı çizgiyi” bertaraf etmesi, Kuzey Irak’la ilişkileri geliştirme imkanlarını açacaktır.

Ayrıca AK Parti’nin Kuzey Irak’la ilişkilerini geliştirecek olması yine hem DTP’ye hem de bürokrasiye karşı bir hamle niteliği taşımaktadır.

Buradan da ABD-Türkiye ilişkileri etkilenecektir:

ABD son dönemde Türkiye ile ilişkilerini Irak üzerinden kurguluyor, kurgulamaya da devam edecek. Önümüzdeki dönemde ABD askerlerinin geri dönecekleri zaman hangi güzergahtan dönecekleri, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki gelişmelere yaklaşımı Türk-Amerikan ilişkilerinin ana belirleyicileri olacak.

Kuzey Irak’la ilişkilerini güçlendirmiş ve Güneydoğu’da yerel kalkınmayı kısmen başarmış AK Parti, ABD’nin de istediğidir.

Böyle bir AK Parti Kürt-Şii ittifakının da engelleyicisi olacaktır çünkü… Nitekim Barzani’nin Türkiye Kürtleri üzerinde etkisinin artması, Türkiye Kürtlerinin PKK’nın tetiklediği Amerikan karşıtlığına kaymasını da engelleyecektir.

Buradan da Türkiye-İran ilişkileri de etkilenmeye açıktır. Çünkü ABD’nin İran karşısında istediği Türkiye, kendi Kürtleriyle ve Kuzey Irak’la barışık bir Türkiye’dir.

PKK’nın Barzani ve ABD karşısında İran’la yakınlaşma imkanları, AK Parti’yi İran karşısında ABD’yi olası bir operasyonda desteklemeye kadar varmasa da uzaklaştıracaktır.

***

Özellikle Diyarbakır halkı böyle bir ilişkiler ağı içerisinde oylarının bu kadar kritik olduklarının farkındalar mı bilinmez ama, onlar da kalkınma/iktisadi iyileşme ile kültürleri arasındaki gerilimde sıkışacaklar.

Kendilerini AK Partili diğer belediyelerin performanslarıyla kıyasladıklarında AK Parti’ye
yönelecekler. Ama öte yandan hem “burası kaledir” söylemiyle milliyetçi duyguların ve örgütün baskılarının etkisinde kalacaklar.

Başbakan Erdoğan bir buçuk yıl önceden Diyarbakır’ı isteyerek bir risk aldı. AK Parti’nin Diyarbakır Belediyesi’ni almama ihtimali yüksek.

Fakat ya alırsa?...

İşte o zaman hem ulusal hem de uluslararası alanda hayli güçlü olacak. Riski alması da bu yüzden. Çünkü risk, kazanılacak olan kaybedilecek olandan büyükse alınır…

Başbakan'ın şimdiden Diyarbakır'ı istediğini alması ise hedefe varmasını kolaylaştırıcı etkiye sahiptir.

www.iyibilgi.com iyibilgi özel İlhan Döğüş



Bu haber 1,080 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,452 µs