Önemli olan devletin imajı! | " /> Önemli olan devletin imajı! | "/>

En Sıcak Konular

Şahin: Önemli olan devletin imajı!

21 Ocak 2008 14:27 tsi
Şahin: Önemli olan devletin imajı! Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Sabah gazetesine verdiği mülakatta Hrant Dink cinayetine ve Malatya katliamına karışan kamu görevlilerinin devletin itibarı için yargılanması gerektiğini söylüyor. Adalet Bakanı da adaletten önce devletin imajını düşünüyors

Kamuoyunun Dink ve Malatya cinayetleriyle bağlantılı emniyet görevlilerinin yargılanması beklentisinin haklı olduğunu kaydeden Şahin: İçişleri Bakanlığı üstüne gitmeli, yargı da görevini yapmalı..

Tüm Türkiye'nin artık ezbere bildiği bir ceza maddesi var: 301. Bu madde nedeniyle çok sayıda aydın ve yazar yargılandı. Bunlardan biri de bu yargılama sürecinde hedef haline gelen ve geçen yıl öldürülen Hrant Dink oldu. Bu maddenin ifade özgürlüğü önünde engel teşkil etmesi nedeniyle Avrupa Birliği yetkilileri, Türkiye'yi sık sık eleştirdi. Sonunda hükümet de 301. maddede değişiklik yoluna gitti. Hem de Hrant Dink cinayetinin yıldönümünde. Maddede yer alan ve yazarların yargılanmasına neden olan "Türklüğe hakaret" kavramı "Türk Milleti'ne hakaret", "Cumhuriyet'e hakaret" ise "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne hakaret" diye değiştirildi. Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan yeni düzenleme, teklif olarak Meclis'e sunulması için AK Parti'de. Önümüzdeki günlerde de Meclis'e gelecek. Biz de 301'in yeni içeriğini, bu maddenin Türkiye'ye verdiği zararları, Hrant Dink cinayeti davasındaki ihmalleri Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ile konuştuk.

Hrant Dink cinayeti davasının soruşturma ve yargılama seyrini nasıl buluyorsunuz?

Bu cinayeti hiç kimse tasvip etmedi. Halkımızın tepkisi de büyük oldu. Sanığın hemen yakalanması da önemliydi. Sanığın yaşıyla ilgili bir problem vardı. 18'den küçük olduğu için ayrı bir yargılama usulüne tabiydi. Ama Adli Tıp Kurumu, sanığın cinayeti işlediği gün 19 yaşında olduğunu tespit etti. Artık bir yetişkin olarak yargılanacak. Adalet Bakanı olarak yargılaması devam eden konularla ilgili konuşmayı doğru bulmuyorum. Çünkü bu konuda yapacağım her türlü yorum ve eleştiri yargıyı etkileyebilir.

Dink cinayeti dosyasında adı geçen güvenlik güçleri yargı önüne çıkartılmadı...

Bu cinayetlerle ilgili kimi emniyet görevlilerinin bağlantıları konuşuluyor. Bu konuda iddialar var. Kamuoyunda da bu konunun üzerine gidilmesi gerektiği yönünde bir beklenti var. Haklı bir beklenti. Üzerine gidilmeli. Tabii ki idari olarak İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, bu tür marjinal kalmış düşüncelerin ürünü olarak suç işleyen çocuklarla veya olaylarla bağlantısı varsa bunlar tespit edilip, idari işlem yapmalı. Yargı aşamasında bunlar tespit edilirse yargı da üzerine düşeni yapmalıdır.

Hem Dink cinayeti hem de Malatya'daki yayınevi katliamı dosyasında ifadelerin kaybolması, telefon kayıtlarının yok edilmesi gibi skandallar yaşandı. Siz bunlarla ilgili haberleri okuduğunuzda ne diyorsunuz?

Bunların üzerine şiddetle gidilmeli. Mesela bazı savcıların, başka dosyalarda telefon kayıtlarında ismi geçti, hemen Teftiş Kurulu Başkanı ve Cezaevi İşleri Genel Müdürü'nü görevlendirerek olayın doğru olup olmadığının araştırılmasını istedim. Hem İçişleri Bakanı hem de Emniyet Genel Müdürü olayın üzerine ciddiyetle gitmeli. Çünkü bunlar kamu vicdanını rahatsız eder. Devlet yetkisini kullanan kamu görevlileri, devletin itibarını sarsacak, devleti güç durumda bırakacak davranışlarda bulunmamalı. Eğer bu tür insanlar varsa bunlar kurumda ayıklanmalı. Yaptıkları suçsa, bu cezayı mutlaka çekmeliler. Ancak bu, bu konudaki her iddia doğru anlamına gelmiyor. Ama her iddiayı ihbar kabul edip üzerine ciddiyetle gitmek gerekir.

Yeni 301.madde hazır

Peki 301. maddedeki yeni düzenleme ne zaman yasallaşacak?

Bir yılı aşkın süredir üzerinde çalışıyorduk. Benden önceki Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve Başbakanımız gibi bu konuda söz söyleme hakkı bulunan kişiler ve sivil toplum kuruluşlarının görüşü alınarak bu çalışma yapıldı. Bu önerileri bir araya toplayarak, müşterek bir metin ortaya çıkarmaya çalıştım. Bunu yaparken AB standartlarını yakalamaya çalıştık. Fransa ve İtalya gibi AB ülkelerinin ceza yasalarında da 301 benzeri maddeler var. Buradaki önemli nokta, hem ifade özgürlüğünü sağlayacaksınız hem de kurumların saygınlığını koruyacaksınız. Bu maddelerden dolayı o ülkelerde de davalar açılıyor. Mahkûmiyetler de var. Biz de 301'i değiştirerek, AB standartlarına uygun hale getiriyoruz. Bir an önce komisyona gelmesi için de tasarı olarak değil de öneri olarak sunma kararı aldık. Metni hazır, ilgili arkadaşlarımız birkaç gün içinde değişiklik teklifini Meclis Başkanlığı'na verecek. Bu ay içinde yasalaştırmayı planlıyoruz.

Değişiklik anlamlı olsun diye, özellikle mi Hrant Dink'in cinayetinin yıldönümüne denk getirildi?

Bu maddenin parlamentoya sunulmasını ölüm yıldönümüne rast getirmek gibi bir düşüncemiz olmadı. Bir rastlantı.

AB uyumu çerçevesinde bugüne kadar kaç yasa değişikliği gerçekleştirdiniz?

 İktidara geldikten sonra mevzuat alanında ciddi değişiklikler yaptık. 63 yasa değişikliği yaptık. Hazırladığımız yeni Vakıflar Kanunu, Adalet Komisyonu'ndan geçti. Bu kanun önemli. Çünkü AB yetkililerinin 301'den sonra en çok sorduğu sorulardan biri. Ticaret Kanunu, Meclis Genel Kurulu'nda. Borçlar Kanunu'nu gönderdik. Devlet Sırrı Kanunu'nu hazırladık. Hem toplumun mutabakatının olduğu hem de ihtiyaç olan yeni anayasa geliyor. Çalışmalar tamamlandı. Taslak bugün yarın açıklanacak. 2008 hukuk alanında ciddi adımların atıldığı yıl olacak. "AB süreci yavaşladı mı" gibi eleştiriler ortadan kalkacak.

Toplumda "adalet" denildiğinde olmayan bir şeyden bahsedilir. Hatta "Bu ülkede adalet yok" kavramı çok yaygın...

Bir insan için hava ne kadar gerekliyse toplum için de adalet o kadar gerekli. Yargı halk nezdinde en saygın kurum haline gelmeli. Adalet duygusunu yerleştirmeye çalışıyoruz. Yargıya güven, toplumda en üst noktada olmalı. Güven üst noktada mı? Maalesef değil. Çalışmalarımız bu güveni oluşturmak için.

AB ülkelerindeki 301 benzeri ceza maddelerinde de "Türklüğe hakaret" gibi ırki bir yaklaşım var mı?

Yok. 301'deki Türklük kavramı aslında Türk milletini ifade eder. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da bunun böyle olduğunu ortaya koydu. Bu maddeyle asıl ifade edilen, kurumlarımızın saygınlığını korumak. Millet ve cumhuriyet kavramları da bu nedenle yer alıyor. Yeni düzenlemede "cumhuriyet" değil de "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" dedik.

Bu maddeyle ilgili soruşturma izninin tamamen size bağlı olmasını nasıl görüyorsunuz?Bunu istiyor musunuz?

Bu yeni bir uygulama olmayacak. Daha önce Ceza Kanunu'nun 159. maddesi bu konuda Adalet Bakanı'na izin yetkisi veriyordu. 2005'teki değişiklikle bu, kanundan çıkartıldı. Ama başka maddelerde Adalet Bakanı'nın izin vermesiyle ilgili keyfiyet devam ediyor. Örneğin Cumhurbaşkanı'na hakaret dosyaları. Kovuşturmanın benim iznime bağlı olmasının pratikte bir uygulaması var. Bu nedenle dosyaları Türkiye'nin çıkarları, ifade özgürlüğü ve de kurumlarımızın saygınlığı anlamında dikkatlice incelememiz gerekiyor. Dosya önüme geldiğinde vicdanen kanaat sahibi olduktan sonra karar vereceğim. Ancak kanaat sahibi olduktan sonra kararı her yerde savunabilirim. Diğer taraftan 301, AB yetkililerinin Türkiye ile ilgili sordukları ilk soru oluyor. Artık bir marka oldu. Hatta şimdi işini bilen uyanık bir ticaret erbabı 301 adını verdiği bir ürün çıkarsa reklama hiç ihtiyaç duymaz. 

Başbakan Erdoğan'ın "Başörtüsüne çözüm" yönünde açıklamaları oldu. Ancak belli kurum ve isimlerden de sert tepkiler geldi...

Halkın sorun olarak ortaya koyduğu hiçbir konuya siyasetçi duyarsız kalamaz. 1989 ve 1990'da Anavatan iktidardayken bu amaçla YÖK Yasası'nda birtakım değişiklikler yapıldı. Şimdi de gündemde. Başbakan da, toplumdan gelen bu talepleri değerlendirdi ve vatandaşın sorunumdur dediği bu konuda düşünce egzersizi ortaya koydu. Başbakan'ın açıklamaları da, nasıl değerlendirilse değerlendirilsin, bu sonucu doğuracak açıklamalardır. Nitekim bu konuda "Bir mutabakat yakalamak" diyor. Toplumda böyle bir mutabakat var. Yöneticilerden de çözüm bekliyorlar.

Çözüm için ne öneriyorsunuz?

Eğitim ve öğrenim özgürlüğü temel insan haklarındadır. Bu haktan kimse mahrum edilemez. Bu çerçeveden bakılırsa çözüm bulunur. Anayasa'da da bu var zaten.

sabah

 



Bu haber 259 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,810 µs