En Sıcak Konular

Birşeyler olacak yarın!

21 Ocak 2008 13:39 tsi
Birşeyler olacak yarın! Bugünlerde yoğun bir endişe var. Başörtüsü ve Sivil Anayasa açılımları derin güçlerin en iyi bildiği yöntemle ne zaman sekteye uğratılacak? Hangi suikast, hangi linç girişimi daha fazla demokrasi isteyenlerin ağızını tıkamak için kullanılacak?

Yıldıray Oğur/ Taraf

Çok alametler belirdi yine

birşeyler olacak yarın
duruşundan belli kırdaki atların
bulutların koşuşundan belli
kazışından köstebeklerin toprağı
karıncaların telâşından belli
(Bülent Ecevit)

Yarın, belki yarından da yakın bilmiyorum. Haftanın başında kimseyi ürkütmek de istemem. Ama içimde kötü şeyler olacak gibi bir his var. Eğer yazarsam belki bir okuyan çıkar ve kötü şeylerin olmasını durdurucu bir şey yapar gibi bir stratejik hesabım da yok. Hrant Dink haftalarca tehdit edildiğini yazmıştı da ne oldu.

Ama çok alametler belirdi yine diyorum. Tam da Sivil Anayasa'yı tartışacakken Dağlıca baskınıyla gündemin alt üst olduğu bu ülkede "6. His filmi kıvamına mı geldim", "ölü insanlar görüyorum halisünasyonlarına mı daldım" diye kendim için endişeye kapılırken, süper egom "içim daralıyor, soldan sağdan geliyorlar diye mi yazacaksın" diye beni rasyonalizme davet ederken, Yargıtay Başsavcısı ve Danıştay'ın başörtüsü yasağı ile ilgili bildirileri geldi.

Akıl sağlımın yerinde olmasına sevinirken, beliren alametlerin artık aşikâr olmuş olmasından ise endişeye kapıldım. Yani bir nevi kendi ürettikleri korkularına tümdengelimci yöntemlerle delil bulunca; "Yaşasın korkularımız haklıymış" diye sevinen 'çağdaş insanların' karışık ruh hâli içindeyim.
Çok alametler belirmişti bir zamandır yine. Laik haber ajansına (LHA) memleketin her yerinden haberler akıyordu. Ajansın artık müzelerin tuvaletlerinden bile bildiren geniş bir muhbir ağı var. Temmuz mağluplarının ellerinde kalan en büyük koz "ülke bölünecek ay çok korkuyoruz, rejim yıkılacak ay çok korkuyoruz" sahteciliğini "ama bakın korkuyor insanlar, onlar da haklı" kıvamında bir söylemde tutunduracak kadar sıcak tutmak, delillendirmek. Sağolsun memleketin zengin insan malzemesi içinden LHA için haber bulmak da hiç zor olmuyor

Ahir zaman alametleri bunlar. Dikkat ettiyseniz bazı köşe yazarları artık neredeyse intiharın eşiğinde. "Yetti be" piskolojisi, "bizden adam olmadı ey Atam" yılgınlığı onları katılaştırmış tüm esnekliklerini kaybetmiş durumdalar. "Yok ben anlamam sosyoloji mosyoloji, tarih marih. Entel dantel konuşmayın benimle" diyerek kapatmışlar kendilerini, artık kafaları çok net. "Bu kış ya şeriat geliyor ya da ülke bölünüyor." Seferberlik gerek. Başka herhangi bir şeye de inançları yok. Halkı tamamen ikiye bölmüşler kafalarında. Sevdikleri halka "uyan" çağrısı yapıyorlar, diğerlerine söylenmedik şey kalmadı. Her an yanlış bir şey yapabilirler.

Ancak eli silahlı bir örgüt gazetesinde yazılacak türden yazılar popüler gazetelerde çerez hükmünde çıkıyor. Hürriyet'te bir yazar Taksim'deki yılbaşı tacizini önce "dinci iktidarın başını ört yoksa taciz edilirsin" stratejisiyle açıklıyor. Sonra da hızını alamayıp "Keşke PKK'nın yılbaşında Taksim'de bomba patlatmasını polis engellemeseydi, çok insan ölürdü ama pek kaybımız olmadı" diye yazabiliyor. PKK bile Diyarbakır’da yaptığı bombalı saldırı için özür diledi ama bu yazı için gazete bizden henüz özür dileme gereği duymadı. Çok alametler belirdi yani.

Genelkurmay sitesindeki bildirileri kim yazıyorsa o bildirilere sinmiş sitemkâr, herkes bize karşı, herkes bizi yıpratmaya çalışıyor ruh halinin mesulü de bu köşe yazarları olmalı.

Aslında bu yenik ruh hali dışında daha kendinden emin bir üslup vardı Yargıtay Başsavcısı, Danıştay'ın başörtüsü yasağı ile ilgili bildirilerinde. "Yargı kararlarına karşı yasa çıkarılamaz" derken "Meclis çıkarabileceği yasaların listesini istesin bizden" demeye getirmişler. Muhtıra acemisiler ondan mıdır bu cesaret. Yoksa babasına güvenip küfredip kaçan çocuğun ruh hali de olabilir bu. "Hiyerarşi gereği önce biz uyardık, Meclis'e gelirse bu tasarı artık ne olur bilemeyiz" diye hukukçudan Türkçeye tercüme edilebilir.

Başsavcı başörtüsü girişimine çok kızmış olmalı ki "Bölge, ırk, belli kişi, aile, zümre veya cemaat, din, mezhep veya tarikat esaslarına dayanan devlet düzeni olmaz" derken belli bir kişi kısmıyla Atatürk'ün ilke ve inkılâplarına dayanan Türkiye Cumhuriyeti'ni de hedef gösterdiğinin farkında değil. "1924 Anayasası'nı yapan Meclis'in kurucu Meclis" olmadığının da.

"Ulusal yaşam" diye bir şey olduğunu iddia eden ve onun temelinin de laiklik olduğunu zanneden bir Danıştayımız olduğu için de üzgünüz.

Ama en çok da Şemdinli’den, sekiz askere, Hrant Dink davasından Malatya'ya vicdanlarımızı dumura uğratmış bu kadar yargı skandalı yaşanırken susan, başörtüsü söz konusu olduğunda celallenen bir yargımız olduğu için üzgünüz. Üzgünüz çünkü gerçekten Ankara'da yargıçlar olsaydı, eğer adalet duygumuz yıkılmasaydı, ne kadar alamet belirirse belirsin kıyamet kopmazdı.

yildirayo@yahoo.com



Bu haber 2,783 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,423 µs