En Sıcak Konular

Bağışçılar demokratlardan yana!

21 Ocak 2008 16:08 tsi
Bağışçılar demokratlardan yana! 2004 ABD seçimlerinde bağışçıların çoğu, cumhuriyetçilere 'yatırım' yapmıştı. Bu sene durum biraz daha farklı. 'Yatırımcıların', pardon, bağışçıların çoğu ABD'yi bekleyen yeni seçimlerde bu defa demokratları tercih ediyor. Peki bu yatırımlar, bağışçı

Hıdır Geviş/ Taraf

Lobiciler bu kez Demokratlar'a oynuyor

ABD'deki daha çok Cumhuriyetçiler'e para bağışı yapılan 2004 seçimlerinden farklı olarak bu kez lobiler daha çok Demokratlar'a destek oluyor. Seçimlerde en büyük para finans sektöründen gelirken Cumhuriyetçiler'e Demokratlar'dan daha fazla destekten veren tek sektör enerji sektörü

ABD'de her seçim döneminde olduğu gibi bu seçim döneminde de lobicilerin seçimlerin kaderine etkisi ve başkanlık adaya adaylarına yaptıkları büyük parasal yardımlar, önemli bir tartışma konusu olarak ağırlığını koruyor. Ancak bu yılki seçimlerin öncekilerden çok ciddi bir farklılığı var:

İnternetteki opensecrets.org (Ünlü belgeselci Michael Moore bu sitenin verilerine sık sık başvuruyor) adlı sitenin verileri dikkatli biçimde incelendiğinde bu farkı hemen görmek mümkün. Bugüne kadarki seçimlerde lobiciler Cumhuriyetçiler’e verdikleri para miktarının sadece yarısını bazen yarısından da azını Demokrat adaylara bağışlarken, bu seçimlerde durum biraz tersine dönmüş görünüyor. Yani Demokratlar bu kez lobicilerden daha fazla para bağışı alıyor. Bir sektör var ki o hala Cumhuriyetçiler’e Demokratlar’a yaptığından daha fazla yardım yapmayı sürdürüyor, o da petrolcülerin ağırlıklı olduğu enerji şirketleri.

Lobiciler, Washington’daki ticaret, gıda üretimi, serbest silah kullanımı ve daha binlerce alanda hazırlanan yasal düzenlemeleri bağlı oldukları büyük şirketlerin çıkarları doğrultusunda değistirmek için çalışıyorlar. Sadece 2006'da lobicilerin bu iş için harcadıkları para 2.63 milyar tutarında.
Şimdi biz yine seçim kampanyası dönemlerinde siyasi parti adaylarına yapılan yardıma gelelim. 2004 seçimlerinde tüm lobicilerin hem Demokratlar’a hem de Cumhuriyetçiler’e harcadıkları toplam para 124,033,807 dolar. Bakalım bu yıl bu rakkam yerinde mi sayacak yoksa yükselecek mi? Cevabı seçimlerin bitiminden sonra öğrenme şansı bulacağız.

Peki bu aşamaya kadar gelinen durum ne? Seçim kampanyalarına en büyük para akışı finans şirketlerinden geliyor. Bu sektör, 2008'de Demokratlar’a 79,749,633 dolar hibe ederken, Cunhuriyetciler’e hibe ettiği para 66,274,624.dolar. Oysa aynı sektör, 2004 döneminde Demokratlar’a $140,800,184 dolar bağıslarken Cumhuriyeçiler’e daha fazlasını yani $197,855,522 dolar bağışlamıştı.

Sağlık sektöründe de aynı seyir söz konusu. 2008’de şimdiye kadar Demokratlar’a bağışlanan para 22,474,022 dolar. Cumhuriyetçiler’e harcanan para ise 18,855,053 dolar. Oysa 2004 de durum tersiydi. Demokratlar’a $48,271,419 dolarlık bir ödeme yapılmışken, Cumhuriyetçilere’e 75,397,060 dolar verilmişti.

Buna rağmen enerji lobicileri Cumhuriyetçiler'e olan sadakatlerini koruyorlar onlar 2004’de oldugu gibi 2008’de de Cumhuriyetçiler’e daha fazla yardım yaptılar. Bu gelişmede elbette Cumhuriyetçi Bush ailesinin, petrol şirketleri ile olan içli dışlı ilişkisi önemli bir rol oynuyor.
Fakat asıl sürpriz sonuç ise savunma sektorünün tavrı. Geçen iki seçim döneminde de ağırlıklı olarak Cumhuriyetçiler’in yanında olan ve onlara daha fazla para akıtan savunma sanayisinde faaaliyet gosteren şirketlerin lobicileri, bu yıl tersine davranıp Demokratlar’a Cumhuriyetçiler’den daha fazla para yardımı yaptılar.

Gerçi henüz seçimlere aylar var, dolayısıyla bu bağışta bulunma dengesinin nasıl bir iniş çıkış izleyeceği de pek belli olmaz ama son gelinen noktada lobicilerin yanında yer aldığı parti Demokratik Parti ve bu partinin ABD'de seçimi kazanması da kuvvetle muhtemel. Çünkü bünyelerinde alanında çok yetkin uzmanları çalıştıran lobicilerin kazanmayacak ata oynaması pek beklenmiyor.

Lobicilerin tavırları konusunda bir başka şaşırtıcı değişim ise sağlık şirketlerinin Demokratlar'a yaklaşımı konunda yaşandı. Daha düne kadar ilaç şirketlerinin de içinde yer aldığı büyük sağlık şirketlerinin hoşuna gitmeyecek bir politik söylem sürdüren Demokratlar, şimdi en büyük yardımı bu şirketlerden alıyorlar. Örneğin sağlık şirketlerinin 2008 seçimleri için en fazla para akıttığı kişi $2,675,147 dolarla Demokrat aday Hilary Clinton. O’nu Obama ve hemen ardından da 2,158,610 dolarlik yardımla Mitt Romney izliyor. Oysa kadere bakın ki Barak Obama daha geçen yazın başında yaptığı konuşmalarda Hillary Clinton’ı büyük şirketlerden büyük paralar almakla suçlamış ve bunun etik olmadığını iddia etmişti. Gelinen noktada ise kendisinin de lobicilere karşı çark ettiği ve iştah açıcı yardımı geri çeviremediği görülüyor.

Bu arada hemen belirtmek lazım ki sektörel değil de genel olarak bakıldığında Cumhuriyetçi Mitt Romney lobicilerden en fazla yardım alan aday. Hatta Romney’nin butcesinin neredeyse tümü bu şirketlerden gelen paralardan oluşuyor. Zaten Romney’nin en top bir kaç danışmanı da tescilli lobiciler. O kadar içli dışlılar yani. Tabii Romney bu desteği tümüyle hakedecek bir politika izliyor ve asla cebine para sokan şirketlerin sırtını yere vermiyor. Örneğin daha bu ayın ilk haftasında New Hampsire eyaletinde bir araya gelen Cumhuriyetçi Parti’nin başkanlık aday adayları sağlık sigortası sorununu tartıştılar. Tartışma sırasında büyük ilaç şirketlerini eleştiren Joh McCaine “Neden Kanada’dan daha ucuza ilaç ithal edemiyoruz. Çünkü bu büyük şirketler izin vermiyor” dedi. Mitt Romney hemen atılarak “ilaç şirketlerini hemen kötü adam yapma. Onlar bizim için iyi şeyler yapmaya çalışıyorlar” deyip para kaynaklarının sırtını sıvazladı. Allah uzak etsin, eğer “Mitt Romney seçilirse Amerikan halkının başkanı mı olacak?”diye bir soru sorarsanız, cevabım “Yok, hayır. Amerikan şirketlerin başkanı olacak” olur.

Lobiciler politikacıları nasıl satın alıyor?

ABD'de her şirketin Washington’da yani başkentte, sırf bürokratik işleri yürütmesi için özel departmanları var ve bu departmanda çalışanlara da lobiciler deniyor. Hatta lobi faaaliyetleri konusunda uzmanlaşmış bir takım taşeron şirletler de var. Bu taşeron şirketler belli alanlarda diyelim ki gıda alanında uzmanlaşıyorlar ve birden fazla büyük gıda şirketinin lobi faaaliyetlerini bu gıda şirketleri adına yürütüyorlar.

Peki lobiciler gerçekten ne yapıyorlar?

Amerika’da her sektör yasal düzenlemelerle dönüyor. Her gün ilacından, gıda ürününe, kimyasal maddesinden, oyuncağına kadar yüzlerce yeni ürün çıkıyor. Bütün bu yenilikler için “regulation” diye adlandırılan yeni yasal düzenlemeler gerekiyor. İşte lobicilerin görevi, bu duzenlemelerin mümkün olduğunca şirketlerin çıkarları yönünde yapılmasını sağlamak.

Bağışçılar, karşılıklarını nasıl alıyorlar

Örneğin kredi kartlarıyla ilgili yasal düzenlemeler tüketicilerin değil kredi kartı şirketlerinin lehine yapılmış. Bugün pek çok akademisyen, gazeteci, uzman ve halktan insanlar kredi kartı şirketlerinin hileli yöntemlerle tüketicileri soyduğu konusunda avazları çıktığı kadar bağırsalar da işe yaramıyor. Çünkü finans şirketleri çok zengin ve milyarlarca dolar harcayarak senatörleri kongre üyelerini ve diğer bürokratları satın alıyorlar. Bu satın alma elbette her zaman onların banka hesabına peşin para koyarak gerçekleşmiyor. Dolaylı yoldan yapılıyor. Örneğin seçim kampanyalarında olduğu gibi, adayların kampanyalarına büyük paralar bağışlayarak yapıyorlar. O aday başkan, belediye başkanı, vali ya da senatör olunca da aldıklarını bu şirketlere geri ödüyorlar. Peki nasıl ödüyorlar: Kanuni düzenlemeleri şirketlerin çıkarına bir biçimde hazırlayarak ödüyorlar. İşte bütün hikaye bu.



Bu haber 269 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,054 µs