TÜSİAD yine kendini düşünüyor

25 Ocak 2008 13:00 tsi
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ derneğin 38. genel kurulunda süren başörtüsü tartışmalarını işaret ederek, hükümete “türbanı bırak ekonomiye bak” diye seslendi. Ne demek bu? "Yüzbinlerce genç kadının mağdurlukları değil, benim şirket

TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, TÜSİAD'ın 38. Genel Kurulu'nda 2008 yılında Türkiye'yi zorlu bir yılın beklediğini, dolayısıyla tüm enerjinin ekonomiye yoğunlaştırılması gerektiğini söylemiş.
Yalçındağ'ın sözlerinin devamı şöyle: "Bir süredir çok daha rahat bir zamanda tartışılması gereken türban konusu gündemin birinci maddesi haline getirilmiş durumda. Ortada bir sıkıntı olduğu muhakkak. Ama bu sıkıntı, bugün tartışılandan daha geniş boyutlara sahip, evet, bir yandan başını örttüğü için eğitim sürecinde zorluk çeken genç kızlarımız var, diğer yanda 15 yaşında, istemediği halde zorla kapatılanlar da, birkaç yıl sonra çevre baskısıyla başını örtmek zorunda kalmaktan korkanlar da var. Kadınların sorunu sadece bu değil. Aile içi şiddet, töre cinayetleri, eşitsizlikler…"

TÜSİAD Başkanı'nın sözleri iki açıdan sorunlu…

Birincisi özgürlükleri genişletme ve hak ihlallerini giderme çabası ve demokratikleşme süreci ekonomiden, TÜSİAD üyelerinin şirketlerinin kar oranlarından daha önemli değildir.

Eğer Yalçındağ gerçekten samimi olarak, bir kapitalist değil de bir yurttaş olarak bunları Türkiye ekonomisi için söylüyorsa; özgürlükleri genişletmeden, demokratikleşmeden zenginleşmenin, iktisadi kalkınmanın imkanı yok.

Geçmiş deneyimler ve teorik çalışmalar da bunu gösteriyor: Önce demokrasi…
Mesela başörütsü yasağı yüzünden yüzbinlerce eğitimli genç kadının iktisadi ve sosyal yaşama, kalkınma süreçlerine katkısı engellenmiştir.

İkincisi konu başörtüsü yasağının kaldırılmasıyken, emin olamayacağımız ve somut olarak gözlemlememizin pek mümkün olmadığı zorla başları kapatılanları gündeme getirmek, yasakçı zihniyetin itirafıdır. Aslen yasağın sürmesi taraftarlığıdır.

Çünkü bu, yasağın kaldırılması karşısında bir koz olarak öne sürülüyor.

Bir sorun çözülürken başka bir sorunu öne sürmek “ama bak bu da var!” demek samimiyetsizliktir.
Elbette istemediği halde başları zorla kapattırılan kadınların mağduriyetleri de önemlidir ve giderilmesi için çabalanmalıdır. Fakat bu mağduriyeti başörtüsü yasağının kaldırılmasına karşı utangaç bir itiraz olarak da kullanmamak lazım.

Eğer ki, başörtüsü yasağının kaldırılması kadınların zorla kapattırılmasını, aile içi şiddet ve diğer eşitsizlikleri arttıracak olsaydı, evet bu mevzular gündeme getirilirdi, tam da başörtüsü yasağı kalkacakken.

Fakat tersi geçerli. Yani başörtüsünün kaldırılması, kadın haklarında önemli bir gelişmedir ve diğer eşitsizliklerin giderilmesine katkı sunacaktır.

Birkaç yıl sonra başını örteceklerinden korkanlara gelince...

(Burada TÜSİAD Başkanı hükümetin şeriatın getirebileceğini ima ediyor. Hala öyle sanıyor.)

Bu korkuyu yenmenin tek çaresi, bu korkuya sahip olanların başörtülülerle ve dindar kesimle diyaloga geçmesi, konuşması, korkusunun yersizliğiyle yüzleşmesi.

Velhasıl, TÜSİAD yine kendini düşünüyor sadece. Bir kapitalistin, hatta Türkiye kapitalizminin tepesinin "Türbanı bırak ekonomiye bak" mesajını başka nasıl okumak mümkün...

www.iyibilgi.com  özel İlhan Döğüş

Bu haber 185 defa okundu.