Müşterenk! | " /> Müşterenk! | "/>

En Sıcak Konular

Başörtüsü tek renk değil: Müşterenk!

27 Ocak 2008 16:07 tsi
Başörtüsü tek renk değil: Müşterenk! 'Başörtülüler' diye anılan bir grup insan var. Aynı 'Aleviler' denildiğinde yapılan hatadaki gibi, burada da bir 'homojenlik' var zannediliyor... Oysa olayın iç yüzü farklı... Bu insanların belki de tek ortak yanı başörtüsü... Emine Dolmacı, iki baş

Emine Dolmacı/ Zaman

Başörtüsü tek renk değil, Müşterenk

Başörtüsü kullanan kadınlar her zaman homojen bir kitle kabul edilir, ‘başörtülüler’ diye başlayan genel yargılara varılır. Buna bir de en popüler deyimiyle ‘siyasi simge’ söylemi eklenir.

Oysa, siyasi görüşleri, duruşları, sosyal ve ekonomik statüleri farklı bu kişiler, belki de, sadece başörtüsü ortak paydasında birleşiyor. Dışarıdan baktığımızda onlara ne grup, ne siyasi görüş ne de bir sınıf diyebiliriz. Hepsinin öyküsü birbirinden farklı. İşte örnekleri: Çocuk yaşlardan beri siyasetin içinde olan ve MHP Kadın Kolları Başkanlığı yapan Hediye Akdere, kendini ‘ülkücü’ olarak tanımlıyor. Anaokulu öğretmeni Nurcan Demirtaş, Kürt ve sol kökenli bir aileye mensup; aynı zamanda DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş’ın kardeşi. İstiklal Caddesi’nde Kızıl Bayrak gazetesi satan başörtülü genç kız gündemimize, ‘türbanlı sosyalist’ olarak geldi. İlahiyatçı Hidayet Şefkatli Tuksal ‘İslamcı feminist’ olarak biliniyor. Göz önündeki bu isimler, başörtüsünün ayrı renklerinden. Onların müşterek noktası ise başörtüsü takmaları.

Başbakan Erdoğan, İspanya’da Avrupalı bir gazetecinin sorusunu cevapladı ve sanki ne olduysa o zaman oldu. O zaman oldu demek de doğru olmaz aslında. Neredeyse son 20 yıldır durmaksızın bu konuyu tartışıyoruz. Ancak Erdoğan’ın gazetecinin sorusu üzerine; “Başörtüsünü ‘siyasal simge’ olarak kullanıyorsun diye baskılar yapılıyor. Velev ki, bir siyasal simge olarak taktığını düşünün. Suç kabul edebilir misiniz? Simgelere yasak getirebilir misiniz.” cevabını vermesi, tartışma ortamını yeniden alevlendirdi. Bunun da ötesinde çözüm için MHP ile mutabakata varması tartışmayı iyice gündemin ortasına çekti. Peki, Başbakan Erdoğan’ın da ‘velev ki’ diyerek ilk kez siyasi simge olarak zikrettiği başörtüsü, bu şekilde kabul edilecek olursa, hangi kesimi temsil ediyor. Konuya bir de bu açıdan bakalım istedik. İsimleri Hediye Akdere, Nurcan Demirtaş, Hülya Şekerci, Rabia Yalçın, Hidayet Şefkatli Tuksal, Nadire İçkale, Ayşe Cevahir, Ümit Meriç... Hepsi de birbirinden farklı siyasi görüşlere, farklı eğitimlere, farklı iş ve uğraşlara, farklı yaşam tarzlarına sahip isimler. Kimi kendini solcu, kimi milliyetçi, kimi liberal olarak tanımlıyor. Kimi akademik kariyeri, kimi yaptığı işler, kimi de ekonomik gücüyle toplumun gözü önünde. Birbirinden bu derece farklı ve ilginç yönleri olan isimlerin neredeyse tek ortak yanı ise başörtülü olmaları.

Türkiye’de başörtüsü sorunu ve çözümü konusundaki tartışmaların geçmişi, yasağın başladığı yıllara, yani 80’li yılların başına tekabül ediyor. 20 yılı aşkın bir süredir bu sorun hem gündemimizi meşgul ediyor hem de bir türlü çözüme kavuşturulamıyor. Özellikle seçim dönemlerinde gündeme gelen sorunla ilgili olarak siyasi partiler bazı vaatlerde bulunuyor, konuyu seçim afişlerine taşıyorlar. Sözgelimi AKP iktidara gelmeden önce eski TBMM Başkanı Bülent Arınç bir miting meydanında kendisini dinleyen kalabalığa, “Başörtüsü sorununu çözmek boynumuzun borcudur.” sözleriyle sesleniyor. Saadet Partisi, ağlayan bir başörtülü kızın yer aldığı afişte, “Onun gözyaşı ne zaman dinecek?” diye soruyor. CHP ise seçim otobüsünün üzerine giydirdiği afişte tepeden tırnağa pardösü giymiş ve başörtüsü takmış bir kadına yer veriyor. Tartışmanın öteki yüzünde ise, başörtüsü konusuna nasıl yaklaşılacağı yer alıyor. Kimi bunu siyasi simge olarak tanımlayıp kamusal alanda kullanılmasına karşı çıkarken, kimi inanç özgürlüğü ve ibadet özgürlüğü, kimi de düşünce özgürlüğü kapsamında yaklaşıyor. Başörtüsü kullanan kadınlar ise istisnalar dışında, inancından dolayı başını örttüğü yönünde cevap veriyor.

İmam hatip kökenli olan Özgür Der Genel Başkanı Hülya Şekerci, başörtüsü Allah’ın emri olduğu için örtündüğünü aktarıyor. Siyasi simge konusunda ısrar edilirse başörtüsüne, ‘Allah’ın emrinin simgeleşmiş bir boyutudur’ denilebileceğini belirten Şekerci, siyasi simge tanımlaması yapanların, neyi kastettiğini açık açık anlatmadıklarından ve bu kavramın içini doldurmadıklarından şikâyet ediyor. Sosyolog ve yazar Ümit Meriç ise kendi hikâyesini, “Başımı örtüyorum, çünkü Allah’a söz verdim. Müslüman bir kadınım ve başımı örterek, Allah’ın bir emrini yerine getirmenin, Allah’tan kadınlara tanınmış bir imtiyaz olduğunu düşünüyorum. ” sözleriyle anlatıyor. Başını örtme kararını alması ve uygulamasında siyasi bir etki bulunmadığını belirten Meriç, bu hakkı kullanmada Türkiye içi veya dışı, hiçbir hukuki merciin hakem olmasını ve hukuki mercie başvurmak istemediğini söylüyor.

Bu öyküler, başını kapatan binlerce kadın arasında sadece ikisinin. İnsan hakları aktivisti Hülya Şekerci ve sosyolog Prof. Dr. Ümit Meriç’in öyküsü. Belki de bunun gibi, ne kadar başını örten kadın varsa, başörtüsünün de bu kadar öyküsü var. Simge konusuna gelince iş; bu kadar farklı öykünün yer aldığı bu büyük camiada simgenin hangi kesimi temsil ettiği sorusunun cevabını bulmaya kalıyor.



Bu haber 525 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,035 µs