'Ben hala sosyal demokratım'

27 Ocak 2008 20:59 tsi
AK Partili Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bugün yayınlanan bir dergide 'Ben hala sosyal demokratım' ifadeleriyle yer buldu. 'Sosyal demokrat kimliğimin AK Parti’ye çok uyduğunu, çok yakıştığını düşünüyorum.' diyen Günay, kendisini AK Pa

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kendisinin hala sosyal demokrat olduğunu söyledi.

Günay, “Ve sosyal demokrat kimliğimin AK Parti’ye çok uyduğunu, çok yakıştığını düşünüyorum. Şu anda AK Parti içinde biz bir grup sosyal demokratlarız. Önemli bir durum. Onun dışında, Türkiye siyasetinde sosyal demokrat yok" dedi.

Bakan Günay, İngilizce ve Türkçe yayınlanan True dergisine yaptığı açıklamada, AKP’de son derece büyük bir iç huzuruyla görev yaptığını söyledi. Günay, “Eskiden beri; halkın değerleriyle barışık ama aynı zamanda ilerici, aynı zamanda yüzü batıya ve çağdaşlaşmaya dönük, Avrupa Birliği perspektifiyle uyumlu, demokratikleşme, ekonomik gelişme ve sosyal dayanışma açılarından tutarlı bir projesi olan bir siyasi hareketin, Türkiye için doğru bir olduğunu savunuyordum. Ve AK Parti bu rotada kendisini geliştirdi. Sayın Erdoğan da, partiyi evrimleştirmek ve yenileştirmek konusunda ciddi bir proje uyguladı. Ve doğrusu ben, bu projenin içinde yer almaktan şu anda çok memnunum" dedi.

Bir soru üzerine Günay, halen kendisinin sosyal demokrat olduğunu belirterek, şöyle konuştu :

“Ben sosyal demokratım hala. Ve sosyal demokrat kimliğimin AK Parti’ye çok uyduğunu, çok yakıştığını düşünüyorum. Şu anda AK Parti içinde biz bir grup sosyal demokratlarız. Önemli bir durum. Onun dışında, Türkiye siyasetinde sosyal demokrat yok. Çünkü sosyal demokrasi, demokrasiyi ve sosyal adaleti birlikte savunmayı öngören bir anlayıştır. Yani demokrasiyi ve sosyal adaleti savunma çerçevesinden baktığınız zaman, evrensel sosyal demokrasiye en yakın duran siyasi oluşum olarak, AK Parti gözüküyor yine. Demokrasiyi ve sosyal dayanışmayı, sosyal adaleti savunuyor." AKP’nin “muhafazakâr demokrat" diye bir nitelemesi olduğunu belirten Günay, “Partinin hiçbir resmi belgesinde yer almıyor, sadece partiyle ilgili yapılan bazı ideolojik çalışmalarda yer alıyor. Ben bu muhafazakâr demokrat söyleminin bile, AK Parti’yi çok temsil etmediğini düşünüyorum. Çünkü muhafazakârlık, bir ölçüde bir tür düzenle bütünleşmeyi, statükoyu çağrıştırıyor. AK Parti’nin kastettiği bu değil, toplumun değerleriyle barışık olmak. Ben daha önceki siyasal serüvenlerimde de kendimi solcu olarak tarif etmeyi çok uygun bulmamışımdır. Ben demokrasiyi savunuyorum, toplumsal dayanışmayı savunuyorum, toplumsal gelişmeyi savunuyorum, ekonomik ve toplumsal gelişmeyi ve toplumsal dayanışmayı savunuyorum. Bu, AK Parti içinde kendimi fevkalade rahat ifade ettiren bir siyasal duruştur" diye konuştu.

 

-ZİHİNSEL MUHALEFEMİZİ SÜRDÜRÜYORUM-

Bir Bakanlar Kurulu üyesi olarak, bir iktidar mensubu olarak, hala o zihinsel muhalefetini sürdürdüğünü savunan Günay, “Zihinsel muhalefetimi sürdürmediğim noktada, zaten var olan düzenle bütünleşmiş olurum ve yeni bir şey yapma aşkım hiç kalmamış olur. Benim, öyle herkesle anlaşmak, herkesle yüzde yüz mutabık kalmak gibi bir derdim yok. Anlayan anlayacak, anlamayan anlamayacak. Anlayanların çoğunlukta olduğu çıktı ortaya" dedi.

 

-ECEVİT’İN HALK HAREKETİNE BENZİYOR-

Bakan Günay, “siyasette neredeyse tek parti dönemi yaşanıyor. Bunun çoğulcu demokrasiye etkisi ne olacak?" sorusuna ise şu yanıtı verdi :

“Çoğulcu demokrasiler açısında sağlıklı olanın, dengeli bir iktidar ve dengeli bir muhalefet ortamının oluşması olduğu söylenebilir elbette. Ama burada, toplumun arayışlarını yakalamış, evrimleşmeci, toplumsal bir siyasal hareket var. Bu bir halk hareketi. Bu, 1970’le sınırlı bir Ecevit hareketine benziyor. Ancak bu halk hareketi bir vadede yorulur, iktidar tıkanmalarına, iktidar kirlenmelerine başlarsa ki olabilir, 5 yıl, 10 yıl, 15 yıl iktidarda kalınca bir parti kaçınılmaz yorulur, toplum yeni aramaya başlar. Orada bir başka siyasal hareket, halkın ihtiyaçlarını, halkın taleplerini daha iyi anlar, daha iyi projelendirir ve daha iyi çözümler önerirse, o zaman gelir ve belki önce bir güçlü muhalefet, sonra bir güçlü iktidar adayı çıkabilir. Ama şu anda yok."

 

-TÜRBAN ÜNİVERSİTE DE SERBEST OLMALI-

Türban tartışmaları ile ilgili soruları da yanıtlayan Günay, türban konusunun sadece sayısal üstünlükle değil, bir toplumsal mutabakat da yakalanarak çözümlenmeye çalışıldığını söyledi. Günay, “Bugün bu başörtüsü konusunda söylenen nedir? Kamu görevi yapanların elbette bir kılık kıyafet disiplini vardır. Herkes ona uyar. Ama kamudan hizmet alanlar istedikleri gibi giyinirler, kuşanırlar, davranırlar. Üniversite öğrencileri de bunlar arasındadır. Buradaki temel tartışma, zaten üniversite öğrencileri konusunda. Dünyanın neresinde üniversite öğrencisinin kıyafetine karışılıyor ki, Türkiye’de karışılsın. Burada; ‘Fransa’da, Almanya’da, İngiltere’de ne oluyorsa Türkiye’de de böyle olsunö deniyor. Bu, bir özgürlükçü davranış. Yani "üniversitede başınızı mutlaka açacaksınız" veya "başınızı mutlaka kapatacaksınız", her ikisi de özgürlük karşıtı hareketlerdir. Bunların ikisi de olmaz. Yani zorla kapatma da olmaz, topyekûn kapatma da olmaz. Zorla açma da olmaz, topyekûn açtırma da olmaz" dedi.

Bu haber 345 defa okundu.