Zihin kontrollü, Nano-Ergenekon!

30 Ocak 2008 12:45 tsi
‘Zihin kontrolü ve nano-teknoloji’yi Ergenekon ne yapacaktı sorusu merak uyandırmalı. Saygın bilim adamları bile nano teknoloji üzerine konuştuğunda ‘koca karı ilacı’ muamelesine uğrarken, çete suçlamasıyla mahkemede olan bir örgüt

Ergenekon Operasyonu’nun nereye varacağı veya artık alışıldık tabirle ne kadar “derinleşeceği” üzerine sayısız haber ve yorum kaleme alınırken, itiraf etmek lazım ki, işin artık bu noktaya da geleceğini kestirmek zordu.

Bu bağlamda Ergeneton’dan gelen son bilgiyi sadece konunun ciddiyetine atfen çatık kaşla okumak da mümkün, işi biraz şakaya vurarak analiz etmek de.

Hatta belki-konuya ilgi duyanlar açısından-bu bilgi dosyanın en önemli notu da sayılabilir. Uzatmadan söyleyelim; operasyon kapsamında yapılan telefon dinlemeleri ve zanlıların evlerinde yapılan aramalarda, “zihin kontrolü ve nano-teknoloji” hakkında bilgilere ulaşılmış.

Daha doğrusu örgütün bu teknolojilerin peşinde olduğu bilgisine varılmış. Demek anlaşılıyor ki, “derin daha derin” diye hem basın hem de soruşturmayı yönetenler bastırınca, karşılarına iyice derin bir nokta çıkmış bulunuyor.

Bu olaylardan sonra bünye ne denli espri kaldırır ayrı mesele ama, söylemeden geçmek mümkün değil. Örgütün ferasetine hayran olmamak elde değil.

Türk bilim kurumları bu iki daldaki gelişmeleri, sanki “kocakarı ilacı”ymış gibi terslerken, demek “derin devlet” konuya inmiş! Günümüzde pek çok kitap yazarı, bilim adamı ve yorumcunun geleceğin teknolojisi diye adete kendini yırttığı örneğin nano-teknoloji konusuna Ergenekon önem vermiş olması nasıl değerlendirilmeli?

Dediğimiz gibi önemli bilim adamlarımız dahi nano-teknoloji konusunda ilerici açıklamalar yaptığında “marjinal” etiketi yerken, çete suçlaması yapılan bir yapının bu teknolojiyi izlemesi ve talep etmesi nasıl okunmalı?

Keza aynı şey “zihin kontrolü” için de geçerli. Soğuk Savaş döneminin ilk zamanlarından bu yana zihin kontrolü meseli büyük devletlerin en önemli ilgi alanlarından biri oldu ve çok sayıda netameli araştırma yapıldı.

Bunların bir kısmı başarılı oldu bir kısmı oldukça tatsız sonuçlar yarattı. Eski ama modası geçmiş bir ilgi alanı olarak değerlendirilemeyecek zihlin kontrolü için daha modern teknikler önerildi.

Ülkemizde de bu konuda sayısız kitap yayınlandı ve ciddi ilgi çekti. Hatta bir çok internet sitesi (iyibilgi de dahil) bu konuda çalışmalar yayınladı.

Ancak Türkiye’de bu iki konu üzerinde ilgi çeken bir bilgi şimdi Ergenekon Operasyonu bağlamında gündeme geliyor! Ne demeli?

Bir çok örgütün daha etkeli silah elde etmek hakka nükleer silahları ulaşmak için uğraştığı biliniyor ama bunlar apayrı konular. Peki Ergenekonçular bunları neden istemiş?

Zihin kontrolü için beklentilerinin, toplumu yönlendirme ve olası suikatstler için potansiyel tetikçilerin kendiliğinden oluşabileceği umudu olduğu iddia ediliyor. Hatta bazı zanlıların bu konuda uzmanlarla konuştuğu, hatta raporlar aldığı da ileri sürülüyor.
Yani zihin kontrolünün kötü amaçlı kullanımı (gerçi bunun dünyadaki örnekleri içinde iyiye kullanımı pek az dillendirilmekteyse de) intimali üzerinde durulmuş. Peki ya nano teknoloji?

İşin bu tarafı henüz muamma. Nanoteknoloji ile ne yapılacaktı, iddialar içinde yer almıyor. Bir şey yapıcak mıydı o da belli değil ama akla bu konuda kolay kolay gelecek bir şey de pek gözükmüyor.

www.iyibilgi.com Ankara

Bu haber 2,008 defa okundu.