En Sıcak Konular

Başörtüsü yasağında son durak…

30 Ocak 2008 22:51 tsi
Başörtüsü yasağında son durak… Yeni Şafak gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, başörtüsü yasağının yönetmelikle kaldırılmasının daha uygun olacağını ama Türkiye'de bunun bu kadar kolay olmayacağını yazıyor. Bayramoğlu'na göre, başörtüsü yasağı ayıbından kurtulmanın vakti gelmiştir.

Ali Bayramoğlu/Yeni Şafak

Başörtüsü yasağında son durak…

Topluma yönelen her yasak zaman karşısında alınan bir yenilgidir.

Yenilgidir zira düzenin toplumla baş edememesini, onu yok ve görünmez ilan etmesini ifade eder.

Yenilgidir zira her yasak özgürlüklerden ödün, haklardan tavizdir.

Yenilgidir zira otoriter düzenler yasaklar üzerinde yükselir.

Türkiye yerden kalkmaya çalışıyor.

Ülkenin demokrasi açısından büyük ayıbını, üniversitelerde başörtüsü yasağını masaya yatırması bunun kanıtıdır.

Malum, AK Parti ve MHP başörtülü öğrencilere yönelik hak gaspını kaldırma yönünde adım attılar.

Meseleye "yasak ve hak" açısından bakıldığında aslında ortada tartışılacak hiçbir şey yoktur...

Adım doğal ve doğrudur...

Hiçbir medeni toplum, haklarını kullanır, kamu hizmeti alırken vatandaşlarını şu nedenle, görüşü, niyeti, kılık ve kıyafeti açısından ayrıma tâbi tutmaz, tutamaz.

Üniversite bir kamu hizmetidir.

Üniversite öğrencisi kamu hizmetinden faydalanan reşit bir vatandaştır.

Başarı kriterlerini yerine getiren her vatandaş için yüksek eğitim talep ettiği oranda bir haktır. Ve kamu ahlakına aykırı olmadıkça, kimlik tespitini engelleyecek bir kılığa bürünmedikçe hiçbir öğrencinin giyim şeklinden ötürü eğitim hakkının sınırlanması düşünülmez.

Bunun nesini tartışacaksınız?

Otoriter düzenler dışında aksi yönde örnek nasıl bulacaksınız?

Geçtiğimiz dönemde bu hak gaspını laiklik anlayışıyla ilişkilendirmek Türkiye açısından büyük bir talihsizlik olmuştur.

Zira bu yaklaşım bir dönem için laikliği bir hakemlik kuralı olmaktan çıkarıp, "simge" karşısında "karşı simge" haline getirmiş ve toplumsal meşruiyetini baltalamış ve bir çatışma nesnesine çevirmiştir.

Hatayı tashih eden yine toplum olmuştur…

Türk toplumu, zaman içinde yaşadığı deneyimler ve ulaştığı olgunluk sonucu, "başörtüsü yasağını bir laiklik meselesi olarak değil, bir uygulama sorunu olarak" algılamaya başlamıştır. "Başörtüsü ise bu çerçevede inanç simgesi olmaktan çok bir hak meselesi olarak" tanımlanır olmuştur.

Bugün siyasetin yaptığı, aslında, toplumsal alandaki gelişmeyi izlemek, yasakçı bir anlayışı tasfiye ederek, hak gaspını ortadan kaldırmaktan başka bir şey değildir.

Hiçbir demokrat bunun tersini söylemez…

Tersi her iddia ahlaktan taviz verecek gerekçeler üretmek zorunda kalır…

"Şekli açı"dan da ortada bir sorun yoktur...

Bugün Türk parlamentosu yüzde 85 oranında toplumun oy ve eğilimlerini temsil ediyor.

Yasağın kaldırılması için Anayasa değişikliğini öneren iki siyasi partinin temsil gücü ise oldukça yüksek, TBMM'nin yüzde 74'ünü, yani üçte ikisini oluşturuyorlar.

Siyasi meşruiyet açısından neyi, nasıl tartışacağız bu durumda?

Üstelik bu oy çoğunluğu "toplumu ve bireyi sınırlayan değil, tersine önünü açan bir eğilim"i temsil ediyor…

Demokratik ülkelerde yasalar bu şekilde değiştirilmez mi?

Hukuki düzenlemeye gelince…

Gönül isterdi ki bu tür bir yasak, Anayasa değişikliğine gerek kalmadan "uygulama, yönetmelik, yasa düzeyi"nde ortadan kaldırılsın.

Ne var ki Türkiye'nin siyasi öyküsü ve bu konuda şu ana kadar atılmış hukuki adımlar buna pek imkân vermiyor, hatta bu düzeyde muhtemel bir girişim halinde yeni krizler vaat ediyor.

Başörtüsü yasağının kalkması sadece ilke açısından değil, siyasal açıdan da önemlidir. Ülkenin önündeki gereksiz bir blokajın kalkmasını, manasız bir kutuplaşmanın sona ermesini, demokratikleşme ve siyasi tabiîleşme sürecinin hızlanmasını sağlayacaktır…

Peki geriye ne kalıyor?

İdeolojik kaygılar mı?

Geçiniz: Otoriter ideolojiler tarihin de toplumun da gerisindedir artık.

Korkular mı?

Unuttunuz: Korkuya el vermek "tehdit, tehlike ve yasak üçlüsü"ne esir olmak demektir.

Özgürlük ise "güven ve demokratik risk"le iç içedir, huzur ve demokrasiye açılan işte bu kapıdır.

Bu kapıyı açalım artık…



Bu haber 397 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,864 µs