En Sıcak Konular

Düşmanlaştıran diziler

30 Ocak 2008 23:09 tsi
Düşmanlaştıran diziler Kürtler, Ermeniler, Romanlar, başörtülüler yani resmi ideolojinin ötekileri televizyon dizileri eliyle yeniden tanımlanıyor, genç kuşaklara aktarılıyor. Tanımlamaların ülkeye verdiği zarar aşikar

Dizilerdeki ötekileştirmeyi önce iyibilgi gündeme getirmişti ve hayli ses getirmişti: Dizilerde Kürt düşmanlığı!

Dizilerin 'ötekileri'

Gülden Tümer/Yeni Şafak

Televizyonun ne işe yaradığı, nasıl bir kitle iletişim aracı olduğu ve ne kadar ciddiye alınması gerektiği bugüne kadar üzerinde çokça kafa yorulmuş olmasına rağmen bir türlü içinden çıkılamayan tartışmalardan biridir. Özel kanallarla birlikte televizyon sahiplerinin onca parayı, sadece daha fazla kazanmak için harcadığının kolayca tahmin edilebilmesi gerekirken, bugün bu tartışma hâlâ sürüyor.

Orta yaşlarının ilk çağlarını yaşayan ve daha eski kuşağın da hatırlayabileceği gibi sadece TRT'nin olduğu zamanlar bugünden çok farklıydı. Bir kamu kuruluşu olan TRT, bir taraftan halkı eğlendirirken, diğer yandan eğitme görevini üstlenmişti çünkü. Aslında tüm bunların dışında ve hatta belki üstünde bir görevi daha vardı kuşkusuz: Devletin resmi organı olarak resmi ideolojiyi yaymak ve gücünü korumak. Devlet nasıl olunmasını istiyorsa öyle olanlar yer alır ve ekrandan da öyle olunması özendirilirdi. İnançlı olunacak; ama din, yaşamın şekillenmesinde yer almayacaktı. Haklar savunulacak; ama solcu olunmayacaktı. Terör lanetlenecekti lanetlenmesine; ama iş Kürtlerin haklarından bahsetmeye gelince orada bir durulacak zira Kürt'e 'Kürt' denmeyecekti.

'CEYAR'LARDAN BU YANA DİZİLER HEP LİDER

Özel kanalların açılmasıyla devir değişti. Özel sermaye ne yaptıysa daha çok izlenebilmek, reklam verenin iştahını daha çok kabartmak için yaptı. Eğitici vasfını da böylece terketti. Dönem dönem farklı yayınlar moda oldu, çok konuşuldu, çok izlendi. Ülkenin fikir insanları, bu işlere kafa yoranlar, programların toplumsal yansımalarının neler olabileceği üzerine söz söyledi elbette ama onları dinleyen olmadı pek. Tüm bu programlar arasında diziler 'Ceyar'lardan bu yana tartışmasız önderliğini sürdürdü hep, sürdürmeye de devam ediyor.

Eğlendirici vasfı ön planda tutulan bu dizilerden bazıları öyle şeyler söyledi, öyle mesajlar verdi ki, özellikle sonuçları ortaya çıktıkça ülkede fırtınalar koptu. Ancak yapımcısından yayıncısına hemen herkes ağız birliği etmişçesine, bu dizilerin, onca sıkıntısı olan vatandaşın birkaç saat hoş vakit geçirmesi için hazırlandığını söyledi. Tabii yüksek reyting alan, uzun soluklu yapımlar olmasını dilediklerini de ekleyerek.

Her yeni yayın döneminde 100'e yakın yapımın izleyiciyle buluştuğu bu vahşi rekabet ortamında, ilk üç bölümde tutunması gereken diziler, yüksek reytingin sırrının, halkın bu yapımları kolayca bağrına basmasında saklı olduğunu çabuk kavradı. Başvurulan en sağlam yöntem halkın ortlama kimliğini yakalamak, sınırları belirlemek ve bu sınırların ihlal edilmeyeceğinin garantisini vermekti. Ve elbette düşmanı, ötekini bilmek, hor görmek, elden geliyorsa daha da ötekileştirmek.

Özellikle son dönemde ekrana sürülen kimi diziler ülkedeki karşıtlıklar, zıtlıklar, ötekinin yalnızlığı üzerinden pirim yaptı. Terörü konu edinen diziler kapladı ekranı örneğin. Her birinde terörün ne menem birşey olduğu itinayla tarif ediliyor.

KÜRTÇE, TERÖR DİZİLERİNİN RESMİ DİLİ

Show'da yayınlanan Pars Narkoterör, bölgede olan biteni, PKK ile uyuşturucu baronlarının ilişkilerini, terörün neye hizmet ettiğini soğuk bir duruşla halka ulaştırma telaşında olan diziler arasında. Bu yapımlara bakıldığında en çok dikkati çeken unsurlardan biri Kürtçe diyaloglara fazlasıyla yer verilmesi. İlk etapta bu dilin ekranda telaffuzu olumlu bir gelişme gibi değerlendirilecek olsa da hangi dizilerde, kimlerin Kürtçe konuştuğuna bakılınca işin rengi çıkıyor ortaya. Çünkü bundan önce de, Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerin hikayeleri anlatılmıştı. Gelenek, görenekleri, yaşam biçimleri, töreleri her zaman dizilere konu edilmiş ama hiçbirinde Kürtçe'ye başvurulma ihtiyacı duyulmamıştı. Ancak iş terörü anlatmaya gelince bol bol Kürtçe dersi verildi ekranda. Yine aynı dizide uyuşturucu tacirlerinin, güzergah belirleme toplantısını Ermenilerin kutsal mekanı olan Akdamar Kilisesi'nde yapması da başka bir mesele. İzleyenlerin Kürtçe ile terör, terör ile Ermeniler arasında bir özdeşim kurması dizinin olası sonuçları arasında yerini aldı. Star'da yayınlanan Köprü'de, atv'deki Gazi'de de durum farklı değil. Kürtçe artık terör dizilerinin resmi dili.

GÖRGÜSÜZLER'E ROMAN'LARDAN TEPKİ VAR

Bundan daha önce de ötekinin üzerinden reyting kazanıldı bu memlekette. Roman vatandaşlar mesela. Hep aynı komiklikte hep aynı karikatürize edilmiş karakterlerle anlatıldı. Darbukatör Bayram'ından Cennet Mahallesi'ne her zaman çok izlendi onların hikayesi ancak yine onları anlatan son dizinin ismi 'bu kadar da olmaz' dedittirdi. Görgüsüzler adlı dizi, bu güne kadar komiklik malzemesi olarak kullanılmaya alışmış Roman vatandaşların dahi tepkisine mazhar oldu.

Ve elbette dini inancına sadık kesim. Diziler onların da yakasını hiç bırakmadı. Ya yobaz komşu hacı amca oldular ya da herkesin gönlünde yer eden başrole, hayatı zindan eden, çekilmez hale getiren ebeveyn. Türban, hiçbir diziye giremedi örneğin. Bir tek istisnası Tuncel Kurtiz'in başrolünü üstlendiği Hacı adlı diziydi. Dizide bir oğlu radikal İslamcı olan, kızı ise başörtüsüyle okumak için mücadele eden Hacı, devletine son derece bağlı bir karakter olarak çizilmişti. Olunacaksa onun gibi olunmalıydı. Ancak belki de bu, 'Böyle hacı olmalısınız' emri itici geldi ve yapımcıları tarafından ülkeyi sarsması beklenen dizinin ömrü kısa oldu.

HAFIZ DA OLSAN BAŞÖRTÜSÜ TAKMAYACAKSIN

Bu konulara girdiği için kısa sürede yayından kaldırılan bir diğer dizi ise Sinekli Bakkal'dı. Halide Edip Adıvar'ın aynı adlı eserinden uyarlanan dizi, tutucu bir dede tarafından yetiştirilen Rabia'nın Yunanlı bir müzisyene aşkını anlatacaktı, beraberinde sosyal demokratların mücadeleleri ve ödediği bedeller eşliğinde. Aslında okuyanlar bilir; roman Meşrutiyet döneminde geçer. Bugüne sosyal demokratlar olarak uyarlananlar da dönemin 'Jön Türkler'idir. Hatta bugünkü Yunanlı müzisyen bile Yunanlı değil, romanın aslında, İtalyan'dır. Değişiklikler bu kadarla sınırlı tutulmadı elbette. Hafız Rabia başörtüsü takmayan bir genç kız olarak lanse edildi. Değişmeyen ve hatta daha da vurgulanan en önemli ayrıntı ise dedenin, yobaz denecek kadar tutucu olmasıydı. O dönemde çocuğunu, torununu okula göndermeyen karakter bugüne uyarlanırken herhangi bir değişiklik yapılması düşünülmedi hiç. Çünkü tutucu karakterin son derece itici, laftan anlamaz bir biçimde sunulmasının bir zararı yoktu. Belki de bu durum, halkın hikayeyi benimsemesine ve dizinin yüksek reytinge ulaşmasına engel oldu ve dizinin malum sonunu hazırladı.

Tüm bu örneklere bakıldığında devlet için öteki olan, diziler için de öteki olmaya devam edecek gibi görünüyor. Ancak en azından 'kör gözün parmağına' şeklinde yapılan örneklerin reyting denizinde boğulup gitmesi umut vaadediyor.



Bu haber 606 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,777 µs