En Sıcak Konular

Ejderha’nın doğum günü!

0 0 0000 00:00 tsi


Uzun zamandır “genel maksatlı” diplomatik resepsiyonlara katılmıyorum. Özel toplantılar, kapalı davetler ile oturumlar taktir edersiniz ki daha verimli geçiyor.

İstisnai hali Çin Halk Cumhuriyeti’nin 57. kuruluş dönümü vesilesiyle verilen resepsiyon yarattı… İyi ki gitmişiz.

Sonda söyleyeceğimi başta yazayım… Ankara’nın “zihni” Doğu’ya kaymış, üstelik bu kayış yeni değil.

Hatırlarsınız… Bir-iki yazı önce ABD’nin “Bağımsızlık Günü” davetine ilişkin özel notları aktarmıştım. Davetin nasıl ilgi gördüğünü, kalabalığı anlatmıştım.

Çin daveti “hem nitelik hem de nicelik” olarak çok farklıydı! Bir kere kalabalık iki misliydi. Mekânı da söyleyeyim; Swissotel’de yapıldı. Diyeceksiniz ki, “herkesi davet ederseniz, gelirler tabii”.

Değil!.. Neden söyleyeyim… Amerikan gecesinde Ankara politik, diplomatik ve askeri kesiminin eliti bulunuyordu… Çin’de ise “Ankara’nın beyin takımı, bu alanlarda ‘pratiği’ üreten kesim” mevcuttu.

Bu ilginçtir. Çünkü başat batı elçiliklerine gidenler, “bir gereği” yerine getiriyorlar. Davete icab ediyorlar. Diplomatik “ilgi” gösteriyorlar...

Çin de ise bunlar yine vardı ama ek ve yoğun olarak, “stratejistler, strateji üreten kurumların önemli isimleri, askerler, günlük siyasetin içinden politikacılar, çok sayıda akademisyen, geniş bir ticaret erbabı kitlesi (zaten yıldönümü pastasını Çin Büyükelçisi ile birlikte Kürşat Tüzmen kesti) ve Ankara entelektüelleri vardı.

Kesindir... Çin’e gösterilen daha direkt bir ilgiydi.

Bakın Çin Büyükelçisi Amerika gecesine gelmişti. Ama ABD elçisi ya da üst düzey bir görevliye Çin gecesinde rastlamadım veya o kalabalıkta-pek sanmıyorum ama-atladım.  

İkinci nokta.. Hep Amerika’yı örnek veriyorum ama benzer davetler kısa süre önce  İngiltere ve Fransa elçiliklerinde yapılmıştı, orada da aynı şeyi gözlemledim.. Katılan insanlar gecenin tadını (!) çıkardılar. Çin’de ise insanlar sürekli bir devinim içinde gruplar oluşturdular ve hep konuştular. Trend göstermesi açısından önemlidir.

Diğer elçiliklerde herkesle konuşup geçmeme rağmen, Çin’de cebimdeki kartvizitler tükendi. Ve kime rastladıysam elinde bir deste kartvizit vardı.

Kaldı ki Çin Elçiliği’nin alışkanlıkları içinde bu denli geniş ve lüks davetler düzenlemek pek yoktur. Hatta çoğu zaman elçilik binasını kullanırlar. Bu sefer büyük masraf yapılmıştı.

Her yerde Çinliler vardı ve koşuşturup durdular. Yemek sınırsız biçimde ve sanki resepsiyondan ziyade yemek daveti veriliyormuşçasına bol verildi. Kendi yemek çeşitlerini de sundular bizimkileri de. Keza içki de öyle. Alkollü alkolsüz ayrımı yapılmadan biteviye içki servisi yapıldı.

Herkesin-en az 500 kişi-eli sıkıldı. Herkese tek tek ve Türkçe olarak “hoşgeldiniz” denildi. Herkese tek tek Türkçe “teşekkür edilip, uğurlandı”. Ve bunu bizzat büyükelçi ve müsteşar yaptılar.

Ve en güzeli.. Bunu bir propagandaya dönüştürmediler. Çünkü adettir. Resepsiyonun başlamasından sonra illa insanların-özellikle görüşlerine önem verinlenlerin veya muhalif olanların-yanına gelinip, ülkeleri ile Türkiye’nin ilişkilerini konuşurlar. Daha doğrusu “dinlerler”.

Çinliler bunu yapmadı. Pasta kesmek de dahil doğum günlerini kutladılar ve partiye arkadaşlarını çağırmış okul çocukları gibi ikram edip, hoş bir gece sundular.

Tek istisna-ki onu da asla sakil biçimde yapmadılar-olimpiyatlarla ilgili barkovizyon gösterisiydi. Öyle yüksek müzikle falan desteklemediler. Konuklar sohbet ederken görüntüler bir yandan akıp gitti. Belki çoğu kişi farkına bile varmamıştır.

Yine bu tür resepsiyonları/davetleri “yüksek” sosyal hayatın parçası olarak gören  “magazin grubu” da yoktu burada. Batı davetlerinden alıştığımız, sanki boy göstermeye gelmiş gibi takıp takıştırmış “sosyete” tipi kadınlar da yoktu.

(Bu tahlilimi sakın yanlış anlamayın. Ama Ankara’da “güce” yakın durmayı fetiş haline getirmiş böyle bir grup vardır ve yıllardır bu işin içinde olmama rağmen bu insanlar kimdir, ne iş yaparlar, hangi alaka ile buralara gelirler çözmüş değilim. Bunları bizim foto muhabirlerinin önüne kendilerini atarken teşhis edebilirsiniz.)

Sonuç olarak Çin, mütevazı ama güçlü bir doğum günü kutladı. Ankara’da doğuya doğan ilginin altını da gözlümüzün içine “sessizce” soktu. 

Ne diyelim… Nice yıllara olsun.



Bu haber 268 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,693 µs