Başbakan Erdoğan geçtiğimiz hafta katıldığı bir televizyon programında AKPnin azalan oyları ile ilgili kaygısını dile getiriyordu. Başbakan kararsız oylarda ciddi bir artış gözlemlediğini, %1015 olan kararsız oyların %30-35e çıktığını belirtiyordu. Bu iktidarda olan bir parti için elbette olumsuz bir durum. Hele aldığı %34 oy ile tek başına ülkeyi yöneten AKP için daha da kötü.
Kararsız oylardaki artışın sebebi kimileri için yolsuzluklar, kimileri için ise AKPnin tabanına verdiği kimi sözleri tutmamış olması.
AK Partideki oy kaybı tek olumsuz durum değildi. AKP için ortaya çıkan diğer bir olumsuzluk kimi kesimlerin desteğini kaybetmeye başlamasıydı. Medya bunlardan birisiydi. Ve destek kaybı da sadece içerisi ile sınırlı değildi. AB sürecinde giderek tansiyonu yükselen hava da hesaba katılmalı. Hele ABD ile yaşanan güven kaybı, AKPnin ikinci dönemde iktidarda olmasını istemeyenler için yürek ferahlatıcıydı.
Peki, iki ay önce başlatılan Sonbahar sendromu tartışmalarına ne demeli? Özellikle Genelkurmay Başkanlığının Hilmi Özkökten Yaşar Büyükanıta devri ile medyada AKPnin daha da zor duruma düşeceğine dair bir ön yargı oluştu. Bu önyargı pek de haksız değildi. Artan irtica haberleri ve komutanların sert çıkışları ve Cumhurbaşkanının konuşmaları, medyanın ön görüsünü haklı çıkarıyordu.
AKPnin zor dönemi!
Buruya kadar toparlayalım AKP beş yıllık dönem sonunda yorulmuş ve içerisinde de sıkıntı yaşayan, tabanı tarafından eleştirilen bir parti haline gelmişti. Gidin bakın AKP teşkilatlarına. Derin bir sessizlik vardı. Teşkilatın Milli Görüş kökenli belli bir kanadı çalışmalarını bırakmıştı. Dahası AKP, AB ve ABD ile olan olumlu diyaloğunu kaybetmişti. AB süreci yavaşlamış, ABD ile karşılıklı güven kaybı yaşanmıştı. Medya giderek artan bir şekilde hükümet aleyhinde yayın yapıyor, devletin zirve kurumları, seçilmiş AKP hükümetini sıkıştırıyordu.
Başbakan yalnız kaldı!
Başbakan zor durumdaydı Hemen belirtelim! Başbakan zor durumdaydı. Bir de belki Meclis Başkanı Onun dışında kimseyi mikrofonlara konuşurken gördünüz mü? AKPnin iki numaralı ismi Sayın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, son zamanlarda hiç matbuatta görünmüyor, fark ettiniz mi? Abdüllatif Şener? O zaten ortada yok. Peki, diğer Bakanlar? AKPnin önde gelen medyatik isimleri? Hayır, Erdoğan son birkaç gündür çok yalnız. Sevin ya da sevmeyin! Son bir haftada Türk Silahlı Kuvvetlerinin hukukun içerisinde kalması gerektiğini söylerken de yalnızdı, Türkiyede irtica tehdidi olduğunu düşünmüyorum derken de. Bushla görüşmeye de yalnız gitti, Blair ile görüşmeye de Başbakan eleştirileri tek başına göğüslüyor
Erdoğanın eli güçlendi!
Başbakan yalnızdı
Ama iki gelişmeye dikkat çekmek gerek! Birincisi Başbakan Erdoğanın Bush ile görüşmesi. Başbakan Oval Ofiste ağırlandı. Her ne kadar Doğan medya grubu tarafından önemsizmiş gibi gösterilmeye çalışılsa da görüşme tam 40 dakika uzadı. Bir saatlik görüşme 100 dakikaya çıktı. Haber kanalları görüşmenin uzayacağına hiç ihtimal vermiyordu. Bir haber kanalının spikeri saat 18.00e geldiğinde, toplantının az sonra sona ermesi bekleniyor dedi ancak kırk dakika daha beklemek durumunda kaldı. Bu önemsiz miydi? Kesinlikle hayır! Bu önemli bir görüşmeydi. Kimileri için böyle. Bahçeşehir Üniversitesinden Deniz Ülke Arıboğan ise iki stratejik ortağın yaptığı önemli bir görüşmeydi. PKK konusu neredeyse halloldu diyor. Arıboğan, elinin güçlenip güçlenmediğini bilmiyorum, zira yakında Genelkurmay Başkanı Büyükanıt da ABDye gidecek uyarısında bulunuyor. Hemen belirtelim. Bir iddiaya göre Genelkurmay başkanı ABDde sadece meslektaşlarıyla değil, ayrıca Başkan Yardımcısı Dick Chenney ile de görüşecek. Bu iddianın sahibi ise Hürriyet yazarı Özkök.
Büyükanıt Erdoğanı rahatlattı!
Erdoğan dışarıdan aldığı havayla eli güçlenmiş olarak Londraya geçti. Peki, Türkiyede ne oluyordu? Beş saat önce Genelkurmay Başkanı AB ile köprüleri atıyor, irtica tehdidi vurgusu yapıyor, polis teşkilatına uyarı gönderiyordu. İstanbul Maslakta yapılan konuşma aynı zamanda 14 kanal aracılığıyla Türkiyenin dört bir yanına taşınıyordu. Konuşma elbette Brüksele de ulaştı.
Büyükanıtın sert konuşmasının Erdoğanı sıkıntıya düşüreceğine dair yaygın bir kanı vardı. Peki, konuşma bu etkiyi doğurdu mu? Tam tersi Erdoğanı soğuk karşılamaya başlayan Brüksel, Büyükanıtın sert tepkisi ile karşılaşınca mutlaka yerinden doğrulmuştur. ABD ve AB, AKPye alternatif olmadığı sürece, Erdoğan ile ilişkileri sıcak tutmak gerektiğini düşünmüştür.
Bakmayın siz basının tutumuna Ne Doğan grubu ne de diğerleri AB ile karşı karşıya gelmeyi göze alamaz Şimdiye kadar olduğu gibi Ne Radikal gazetesi ne de diğerleri için geçicidir, TESEVi savunmama hali TESEV, adı geçen basın kuruluşları için önemlidir. İki gün sonra TESEV raporları havada uçuşmaya başlayacaktır kuşkusuz Basında çarşaf çarşaf Paker portreleri görmeye bundan sonra da devam edeceğiz. Sebebi gayet basit Aydın Doğanın Merkel ile ilişkisine bakın. Merkel değil miydi günlerce gazetelerin sütunlarını işgal eden? Acaba hangi medya grubu Avrupada açtığı kanal ile Avrupa pazarından pay alma kaygısında? Acaba Merkel, hangi patronun en büyük matbaasını ziyaret etti? Demek ki basının ilişkileri gereği AB ile karşı karşıya gelmesi söz konusu olamaz.
Dolayısıyla Büyükanıtın sert çıkışı, dolaylı da olsa, Erdoğana yaradı mı? Büyükanıt hiç istemese bile, ki kendisi de AByi karşısına almadığını açıkladı, hak etmediği bir eleştiri ile karşı karşıya: AB karşıtlığı Genelkurmay Başkanı sadece kurumuna yönelik eleştirileri göğüslemeye çalıştı. Büyükanıtın konuşmasını yerinde dinleyen Arıboğan, konuşmanın içeriğini şöyle açıklıyor: Ordu hiç olmadığı kadar eleştiri altında ve saldırılar giderek sertleşiyor. Asker kendisi sertleşmiyor, sertleştiriliyor. Ben orduya yönelik söylemleri eleştiri olarak görmüyorum, sistemli bir saldırı olarak değerlendiriyorum. Ordu bir savunma halinde burada. ABden gelen eleştirilerin STK, AKPnin bir kanadı ve polisi etkisi altına aldığını düşünüyorlar ve bu nedenle Büyükanıt konuştu. Anlatmak istedikleri Çok ciddi bir saldırı altındayız ve buna tepkiliyiz
Bu konuşmayı kim olsa yapardı! Fakat Büyükanıtın sözlerinin özellikle Brükselde yanlış anlaşıldığı kabul edilmeli. En azından AB Komisyonunun Genişlemeden sorumlu üyesi Rehnin Yanlış anlaşılma var sözleri bile bunun bir kanıtı.
Erdoğan sütten çıkmış ak kaşık
Tekrar Başbakana dönersek Başbakan rahatladı Hem de çok rahatladı Nasıl mı? Erkan Mumcunun dediği gibi, AKPden çıkan oylar yavaş yavaş geri gelmeye başlayacak Kararsızlar kararlı hale gelecek AKP içindeki kıpırdanmalar, kenetlenme haline dönüşecek İrtica eleştirisi altındaki Başbakan, tabanının geniş kesimine İmam Hatip ya da başörtüsünü açıklamak zorunda kalmayacak. Toplumun AKPye uzak ama sağ kesimi Çankaya seçimleri öncesinde Erdoğana sempati ile bakmaya başlayacak Mumcunun korkusu bundandır Zoraki kopardığı bir iki puanlık oyun, AKPye geri dönmesinden korkmaktadır Haklıdır Erdoğan başa dönmektedir Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanının çıkışları, Erdoğanın 4 yıl boyunca yaptığı hataların üzerini örtmektedir Hele bir de bu gerginlik yüzünden ekonomik kriz çıkarsa, Erdoğan sütten çıkmış ak kaşık olarak seçimlere girecektir. Sanki iktidar değilmiş gibi, sanki ilk kez seçime giriyormuş gibi Erdoğan bu işten kazançlı çıkmıştır! Duyurulur
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle