En Sıcak Konular

"O önerinin bir karşılığı var: Ortadoğu!"

0 0 0000 00:00 tsi
Erdoğan, irticanın yeniden tanımlanması ile ilgili bir öneri ortaya atmıştı. iyibilgi önde gelen düşünürlere Başbakan'ın çıkışını sordu. "Başbakan neden ABD'den dönerken bu öneriyi ortaya attı" sorusuna verilen yanıtlar oldukça farklı.

Önce Kara Kuvvetleri Komutanı Başbuğ konuştu, ardından Deniz Kuvvetleri Komutanı. Sezer'in çıkışını Genelkurmay Başkanı Büyükanıt izledi. Kaygı benzerdi: İrtica tehlikesi artıyor.

Artık kabul edelim. Osmanlı'dan bu yana gelen asırlık tartışma gerçekten de Türkiye'nin enerjisini tüketiyor. Artık bu tartışmayı ortadan kaldıracak her türlü öneriyi tartışmaya açık olmalıyız. Bu öneriyi ortaya atan fikirlerini paylaşmadığınız bir lider olsa da.

İşte bu kısır tartışmayı sona erdirebilecek bir öneriyi Başbakan Erdoğan ortaya attı. Başbakan, Amerika'dan İngiltere'ye geçmiş oradan dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını cevaplamış ve şu beş öneriyi ortaya atmıştı:
1. Taraflar kim olursa olsun, ülkeyi gerecek yaklaşımlardan kaçınmamız lazım. Ülkede olmayan şeyleri varmış gibi göstermenin hiç kimseye faydası yok.
2. Kimse irticaya hukukî bir tanım getiremiyor. Hep siyasî bir yaklaşımla olay değerlen-diriliyor. Bu da mütedeyyin insanları rahatsız ediyor.
3. İddiaların bilimsel tabanının olması gerekiyor. Her iddia bir ispat gerektiriyor. Eğer bunların ispatı yoksa kabul etmek mümkün değil.
4. Bu tartışmalar kamuoyu önünde yapılmamalı. Kendi aramızda, MGK'da veya ikili görüşmelerde bunları rahatlıkla müzakere edebiliriz.
5. Kenarda olanları yumuşatıp merkeze çekmemiz lazım. 'Bunlar nasıl olsa aşırı, orada kalsınlar' demek yanlış. Onlar da bizim insanımız, bizim halkımız.
Başbakan başarılı olabilecek mi? Daha önce de iyibilgi'nin vurguladığı gibi bu biraz zor gözüküyor. En azından CHP'li Topuz'un ilk tepkisi bunu ortaya koyuyor. Ancak Topuz'un CHP yönetimi tarafından uyarılması ve konunun AKP ile diğer kurumlar arasında bir tartışmaya bırakılması ihtimali de var. Zira seçimler yaklaşıyor ve CHP, tekrar "Mevlana çizgisine" dönmek isteyebilir! Fakat irtica tartışmalarına katılan diğer kurumlar seçilmişlerden ziyade atanmışlardan oluştuğu için "seçim kaygısı" yok. Dolayısıyla sorunun çözümü hala zor gözüküyor.

Peki, irtica ne? İrtica ve siyaset arasındaki ilişki nasıl kuruluyor? Kimi dönemlerde görünür olan bu tehlike somut ve yakın mı? iyibilgi bu sorulara yanıt aradı ve iki önemli ismin kapısını çaldı. Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç ve stratejist Mahir Kaynak iyibilginin sorularını yanıtladı.

İrtica bir araç

Ali Bulaç iyibilgi'nin konu ile ilgili sorularını yanıtlarken şu ayrımın altını özellikle çiziyor: Türkiye'de irtica kampanyaları iç siyasette kullanılan bir araç. Türkiye'de irtica denen şeyin ne olduğunu kimse bilmiyor. Hatta Bulaç'a göre bu Van canavarı gibi bir şey. Bir görünüp bir kayboluyor. Mahir kaynak ise son yaşanan gelişmeleri asla irtica kavramıyla değerlendirmediğinin altını çiziyor. Kaynak'a göre problem irtica ile laiklik arasında değil. Bu aslında siyasi çatışmanın bir örtüsünden ibaret. Kaynak şöyle diyor: "28 Şubatta Refah Partisi'ni yerinden ettik ama yerine gelenler farklı değildi ve herkes hiçbir şey olmamış gibi işine devam etti."

"İrtica var" iddiası güvenilirliğini kaybetti!

O zaman akla şu soru geliyor: "Bu sadece bir örtüyse toplum artık bu tartışmalardan sıkılmış olamaz mı?" Ali Bulaç bu tartışmaların artık bir güvenilirliğinin kalmadığını vurguluyor. Tanımı yapılmadığı için toplumun bir kesimi diğerini suçluyor ve suçlanan kesim toplumun "ana kesimi." Bulaç'a göre "namaz kılmak, oruç tutmak, sakal bırakmak, başörtüsü örtmek kimi zaman irtica oluyor." Peki, bunun toplumsal sonuçları yok mu? Evet var. Bulaç'a göre Toplumsal sonuçları siyasi sonuçlarından daha önemli. İnsanlar birbirlerine husumet beslemeye başlıyor. Ali Bulaç bazı evsahipleri başörtülü insanlara kiralık ev vermediği iddiasında.

Başbakan'ın adımı desteklenmeli!

Bulaç Başbakan'ın çıkışını olumlu buluyor. Hatta destekliyor. Fakat hemen ekliyor: "Eğer irticanın yerine aşırılık kavramı kullanılacaksa bunun müzakereci siyaset çerçevesinde geniş bir toplumsal tartışmaya açılması gerekir. Buna bilim adamları, aydınlar, yazarlar, sendikacılar, hukukçular, sivil toplum örgütleri katılmalı bu tartışmayı ve bir tanım getirilmeli. Mesela aşırılık nedir. Bu hukuken suç teşkil eder mi. eğer suç teşkil ediyorsa bir fiil ya da tutum maddi unsurları ile birlikte tarif edilmeli ve hukukta yer almalı."

Türkiye çözüme hazır mı?

Peki Türkiye çözüme hazır mı? Bahçeşehir Üniversitesi'nden Deniz Ülke Arıboğan iyibilgi'ye verdiği röportajda ordunun eleştirilerden rahatsız olduğunu söylerken "yaralı aslan" tabirini kullanmış ve durumun gergin olduğunu belirtmişti. Fakat Bulaç tam aksını iddia ediyor: Türkiye buna hazır. Çünkü kimse irtica denen bir tehdit ya da tehlike olduğuna inanmıyor.

Peki CHP? CHP Başbakan'a cevap vermekte gecikmedi. Fakat Bulaç'ın CHP'yi dikkate aldığı söylenemez. Çünkü "CHP marjinal olma yolunda ilerliyor!" Bulaç toplumun geniş kesimine bakmak zorundayız diyor ve ekliyor: "Cumhurbaşkanı gibi irtica tartışmalarını başlatanlar muhafazakar hükümetlerin en büyük destekçileridir. Bunlar bu kampanyaları başlatınca muhafazakar partiler daha çok oy kazanıyor. Şu an AKP'nin oyu yüzde 23 civarında olması lazım reel olarak, ancak irtica kampanyaları olunca bu yüzde 30'a çıkıyor." Çünkü Türkiye'nin gerçek gündemi irtica değil, ekonomi. Bu iktidar son derece başarısız bir iktidar ve irtica kampanyaları insanları korkuttuğu için oylar onlara yöneliyor. Bu konuyu siyasetin dışına çıkarmak gerekiyor.

"Bu uzlaşmanın bir bedeli var!"

Peki, her şey olumlu diyelim. Bir soru sizin de aklınıza gelmiyor mu? Başbakan neden şimdi böyle bir çıkış yaptı? İki isme de aynı soruyu yöneltiyoruz. Bulaç ilginç yanıtlar veriyor. Hiç dokunmadan yayınlıyoruz: "Tabi Sayın Başbakan cesaret aldı bu işten çünkü bir konsensüse vardılar. Anlaştılar orda. ABD istikrarsız bir Türkiye istemiyor. Çünkü Ortadoğu'da çok daha büyük operasyonlara girişecek. Suriye ve İran'a müdahale edecekse istikrarlı bir Türkiye'ye ihtiyacı var. AKP'nin dışında da rahat karar alabilecek bir hükümet yok. AB ve ABD hükümete bu yüzden destek verdiler."

Bu şaşırtıcı iddia Mahir Kaynak'a da aynı soruyu sormamızı gerektiriyor. Kaynak aksi düşünce de. Şunu soruyor: "Amerika'da ne oldu… Amerika'da ne konuştular ki. Hiçbir şey konuşmadılar. Sorun hakkında bir ortak tavır görmedim. Hiçbir anlaşma yok. Zaten Başbakan oraya "Amerikalılar bana karşı değil" dedirtmek için gitti. Amerikalılar da dedi ki "biz şimdi reddedersek Türkiye alınır."

"Büyükanıt'ın görüşmesi belirleyici!"

Peki bu kadar basit mi? bu sorunun bir yanıtı yok ancak aklımızda bir başka soru daha var: Genelkurmay Başkanı Büyükanıt da ABD'ye gidecek ve ayrıca Başkan yardımcısı Chenney ile görüşecek. Bu ne anlama geliyor?

Kaynak b görüşmenin Türk iç siyaseti açısından daha belirleyici olacağına inanıyor. Başbakan bir siyasi diyor kaynak fakat Büyükanıt teknokrat. Kaynak'a göre teknokratların görüşmeleri daha belirleyici oluyor.

Bulaç ise bu soruyu yanıtlamak için biraz beklemek gerektiğini belirtiyor. Bu soruyu yanıtlamak için henüz erken!



Bu haber 308 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    6,645 µs