Ergenekon'dan bir portre

5 Haziran 2008 21:40 tsi
Ergenekoncularla ilgili en derin bilgileri kitaplaştıran da oydu, sonuçta Ergenekon'la irtibatlı çıkıp tutuklanan da. Zihni Çakır'ın ilk kez okuyacağınız ilginç hikayesi ve çarpıcı bağlantılarını Tuncay Opçin yazdı...

Tuncay Opçin/Aktüel
 
Ergenekon Kapısını “İçeriden” Açan Adam

“1969, Nizip (Gaziantep) doğumlu. İlköğremini doğup büyüdüğü Karacurun Köyü İlkokulu’nda, ortaöğrenimini Muğla Merkez Ortaokulu’nda, liseyi ise Fethiye Lisesi’nde tamamladı.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakaültesi mezunu olan Çakır, çeşitli basın yayın kuruluşlarında muhabirlik ve yöneticilik, kimi derneklerde de basın müşavirliği görevlerinden bulundu.” Cümleleriyle tanıtıyor kendisini Zihni Çakır. Gazete manşetlerine tırmanan iddiaların sahibi bir isim için bu kısacak tanıtım oldukça yetersiz.

Düşünsenize Sabancı Cinayeti’yle ilgili MİT belgelerinden, 2009 yılında yapılacak darbeye kadar, Türkiye’de yeri yerinden oynatacak belgeler açıklıyor. Ama bu belgelere ulaşan gazetecinin bugüne kadar bilinen hiçbir çalışması, hafızada kalan tek bir haberi yok. Bu belgelere ulaşacak ilişkiler ağını nasıl oluşturabildiği ise meçhul. Büyüteç altına aldığımız Zihni Çakır ile ilgili ilk kareler Fethiye Lisesi’nden…

YEDİ YIL ARANDI
Çakır gerçekten de kitaplarında yazdığı gibi Nizip doğumlu. Gaziantep, Karkamış İlçesi Karacurun Köyü nüfusuna kayıtlı. Ancak hayatı hep Gaziantep’te geçmemiş. Ailenin yolu bir müddet sonra Muğla’ya, oradan da Fethiye’ye düşmüş. Fethiye Lisesi’nin 30 kişilik bir sınıfının, sesi-soluğu fazla çıkmayan bir öğrencisi Zihni Çakır. Siyasal eğilimleri ise henüz belirginleşmemiş. En azından arkadaşları Çakır’ı öyle hatırlıyor.

Çakır’ın Fethiye sonrası durağı Ankara olmuş. Eski adıyla Ankara Üniversitesi Basın-Yayın Yüksek Okulu’ndan mezun olduktan sonra çeşitli kuruluşlarda basın müşaviri olarak çalışıyor. Doksanlı yılların ortalarında gelindiğinde ise Türkeli gazetesinde işe başlıyor.

Çakır ulusalcı, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği’nin yayın organı olan Türkeli gazetesinin sorumlu yazı işleri müdürlüğünü yapmış. Bugün Ergenekon terör örgütü hakkında çalışmalar yapmasını, Türkeli gazetesindeyken 28 Şubat döneminde neler yaşandığını çok net görmesine bağlıyor zaten.

Çakır’ın parlak bir gazetecilik geçmişi yok. Tıpkı parasal geçmişi gibi… Bu dönemde parasal ilişkilerine dikkat etmeyen bir portre çiziyor. Arkadaşlarının pek çoğuna, dahası Maliye’ye epeyce borçlu. Bu yüzden sık sık ev değiştiriyor. Çevresinde de tüm bu nedenlerden dolayı çok da güvenilir bir isim olarak tanınmıyor.

Bir yandan gazetede çalışıyor, bir yandan da ticaret yapıyor, araç alım-satımıyla uğraşıyor o sıralar. Bu dönemde, araç alım satımında dolandırıcılık yapıyor diye Ankara-Keçiören Yunus Emre Mahallesi muhtarı tarafından polise şikayet edilmiş. Ancak her nedense bu şikayet sonuçsuz kalıyor…

Dolandırıcılık suçundan 1998, 2001 ve 2006 yıllarında Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi’nce gözaltına alınmış Çakır. 1999’da açılan bir davadan aldığı ceza 2001 yılında kesinleşiyor ve bir yıl dört aylık hapis cezasına çarptırılıyor. Ama Çakır, 2001’den, yakalandığı 24 Mayıs 2008’e kadar elini kolunu sallayarak Ankara’da yaşamaya devam ediyor. Hem de aranmasına rağmen…

ÖZ EVİNİ BASTIRDI
Çakır, tüm bu problemlerine karşın arkadaşlarının anlattıklarına göre güvenlik güçleriyle iyi ilişkiler geliştirmiş. En azından bir kısmıyla. Eski bir arkadaşı Çakır’ın Pursaklar Jandarma Karakolu’na çok sık gidip geldiğini iddia ediyor. Zaden Yunus Emre Mahalle muhtarının şikayetinin ardından da bu isimler devreye girmiş. Muhtarla görüşen meçhul şahıslar, Çakır’ın “vatanı için çalışan iyi bir insan olduğunu” söylemiş. Çakır’ın çevresinde bir de emekli bir istihbaratçıdan bahsediliyor. Zaman zaman bu istihbaratçıyı İstanbul’da ziyaret ediyor Çakır. Sabancı Suikasti’nde MİT’i suçlayan belgelerin Çakır’a aynı istihbaratçı tarafından verildiği söyleniyor. Bu eski istihbaratçıya ise şua anda aktif gazetecilik yapan bir muhabir kanalıyla ulaşmış Çakır.

39 yaşındaki Zihni Çakır’ın ilişkilerinin kısaca dökümü böyle.

İlk kitabı “Ergenekon’un Çöküşü 1”i Ağustos 2007de çıkardı. 28 Şubat döneminde yaşadıklarını, en önemlisi de Em. Org. Hüseyin Kıvıkoğlu’na yapılan suikasti anlatıyordu. Kıvrıkoğlu Paşa, 5 Kasım 1997’de, Kıbrıs’ta bir tatbikat sırasında ölümden dönmüş, yanında bulunan bir albay ise “seken” kurşunla hayatını kaybetmişti. İşte Zihni Çakır bu suikast girişiminin Ergenekoncular tarafından yapıldığını yazıyordu kitabında.

Önemli bir başka iddidası ise Em. Org. Hurşit Tolon’un MHP Genel Başkanlığı’na geçme isteğiydi. Bunu da bir başka generalden, Hasan Kundakçı’dan duymuştu. Her biri birbirinden ilginç, dile getirilmesi cesaret isteyen iddialardı.

Bu kitabını “Kod Adı Darbe” ve “Ergenekon’un Çöküşü-2” kitapları izledi. Her iki kitap da yine sansasyonel iddialarla doluydu. Zihni Çakır, bu iki kitabıyla gazete manşetlerine yükselmişti. İşte tam bu sırada öldürücü darbe indi.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri Çakır’ın evini bastı. Baskın emrini veren Ergenekon terör örgütü soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz’dü. Çakır’ın evinde PKK’ya ait, mühürlü, oldukça gizli belgeler çıkmıştı. Bunun için ifadesi alınmak üzere Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülen Çakır’ı bir sürpriz bekliyordu. Yapılan Genel Bilgi Taraması’nda (GBT), Çakır’ın bir yıllık kesinleşmiş cezası olduğu ortaya çıkmıştı. Çakır bunun üzerine tutuklanarak, Ankara Sincan Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.

Çakır bir bilinmezden geldi, şöhret oldu. Şimdi ise fazlasıyla ortada ve spot ışıklarının altında. Bundan sonra yaşan karelerinin ne yöne akacağını hep birlikte göreceğiz..

 

Bu haber 693 defa okundu.