Arap sermayesi: Petrolde yüzebilir misiniz?

9 Haziran 2008 12:21 tsi
Hem iç hem dış politik, hem iç hem dış ekonomik dengelerin krizli döneminde, bol para lazım! Verecekler var. Araya girenler de hatırlı. Ama bir gün veren el, alan el olacak. O zaman geriye para değil ‘yapmak istemidiğimiz’ şeyleri ödemek zorun

Okurlarımızın hatırlayacağı gibi, iyibilgi birkaç haber ve analiz yaparak, “petro-dolar” operasyonunun bir tür Türkiye’yi ekonomik krizden ve yaratacağı siyasi risklerden korumak üzere Batı tarafından hazırlandığına ilişkin metinler yayınlamıştı.

Temel tez, küresel ve bölgesel krizlerin ardından, Türkiye’de bulunan yüksek miktarda yabancı (Batı menşeli) paranın kaçması durumunda Ankara’ya bir çıkış yolu oluşturulduğuydu.

Tabii bu “destek” kimsenen kara kaşı için yapılmayacağından, Türkiye içi politik dinamiklerin “dengelenmesi” ama daha çok Ortadoğu’da oluşturulmaya çalışılan bir “Batı yanlısı ve Sünni ittifak”a zorlanmasıydı.

Bu süreç içinde Türkiye’den Arap dünyası ülkelerine gerçekleşen “seri” ziyaretler ile, özellikle körfez ülkelerinden Türkiye’ye gelen resmi ziyaret ve yatırım olayları bu tezi sağlamlayan karineler oldu.

Bugün gelinen nokta ise, planın pratik aşamasının artık daha ileri ve farklı bir noktaya taşınması. Bunun en somut örneği de birkaç gün içinde yaşanacak.

Türkiye’ye yardım toplantısı

Bazı gazetelerin haberi “AKP Hükümeti döneminde yeniden Türkiye’ye ilgi göstermeye başlan Arap sermayesi” girizgahı ile sunmasına rağmen gerçek elbette bu değil. Ancak şu gerçek: 12-13 Haziran tarihlerinde İstanbul’da Türk-Arap Ekonomi Forumu düzenlenecek. Ve burada özellikle körfez ülkelerinin Türkiye’ye yapacağı yatırımlar konuşulacak.

Bilindiği gibi Körfez Sermayesi Türk Telekom’u ve bazı bankaları satın almıştı. Bu toplantıda daha çok “finans” ağırlıklı yatırım imkanlarının araştırılacağı söyleniyor.

Toplantıyı Arap Ligi Genel Sekreterliği resmi olarak destekliyor. Herkes orada olacak; Filistin Başbakanı Salam Fayyad, Suriye Başbakanı Mohammed Naji Otari, Katar Başbakanı Hamad bin Jasim bin Jabir al-Thani, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Moussa, BAE Ekonomi Bakanı Sultan Bin Saeed Al Mansouri, Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Yousuf Hussein Kamal, Ürdün Maliye Bakanı Dr. Hamed Kasasbeh, Yemen Maliye Bakanı Noman Al-Suhaibi, BAE Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonu Başkanı Salah Salem Bin Omair Al Shamsi.

Stratejik değerler!

Ağırlık ekonomi de olacak gibi ama Türkiye’nin stratejik önemi de tartışılacak bu toplantıda. Mesela, Türkiye’nin yatırım ortamı, gayrimenkul, turizm, enerji, bankacılık ve mali piyasalar anlatılacak.

Türkiye’nin bölgedeki jeopolitik rolü, Türk ve Arap dünyası arasında yeni işbirliği imkanları tartışılacak. Avrasya-Avrupa-Orta Doğu üçgeninde enerji akışında Türkiye’nin stratejik önemi ortaya konulacak.

Körfez ülkeleri başta olmak üzere zengin Arap ülkelerinde, petrol ve doğal gaz fiyatlarına bağlı olarak biriken 1.2 trilyon dolarlık fonların yeni yatırım stratejisi ele alınacak. Arap ülkelerinde 2015 yılına kadar devam eden ve planlanan 1.7 trilyon dolarlık altyapı projelerinde Türklerin rolü konuşulacak.

Çok iyi çok güzel!

Elbette kimsenin, ister Arap ister Batılı olsun, Türkiye’ye yatırım yapmasından şikayeti olmamalı. Tabii bu herşey demek de değil. Özellikle büyük maddi bağların oluştuğu yeni ekonomik vizyonlarda, alınınların ve verilenlerin nasıl bir politik geleceğin inşasında rol oynayacağı iyi hesap edilmeli.

Dünyada kriz alametlerinin görüldüğü, kendi ülkenizde ekonominin ciddi sancı işaretleri vermeye başladığı, hem iç hem bölgesel politik ağrıların hissedildiği bir dönemde, herhangi bir “bölgeden” gelecek yüklü miktarda paranın olası sonuçları sağlam direkleri bağlanlamı.

Kendinizi “el mahkum” hisettiğiniz bir dönemde atılacak imzaların, “bağlayıcı” olacağı, “veren elin” bir gün “alabileceği”de unutulmamalı. Ve unutulmamalı ki, “alınabilecekler” her zaman para olmayabilir.

Bu haber 1,011 defa okundu.