Babacan “kimin adına” konuşuyor?

10 Haziran 2008 13:37 tsi
Dışışleri Bakanı Ali Babacan bir süredir ABD’de. ABD’de olmasının uluslararası ilişkiler açısından özel bir gündemi yok. Sadece Türkiye’nin özel gündeminin zamanlamasına denk düşüyor. Peki Babacan ‘kimin adına’ konuşuyor. 3 i

Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın Amerika ziyaretinin sebebi pek bilinmiyor. Gerçi bir Dışişleri Bakanı’nın ABD’ye gitmesi için sebep mi lazım diye de sorulabilir ama klasik muhalefete bakarsanız  “gerekçe şart”.

Fakat Babacan’ın ABD gezisi için uluslar arası bir zamanlama olduğunu söylemek zor. Zaten yüksek ölçekli görüşmeler ya da toplantılar da yapılmış değil. Hatta Bakana yönelik eleştiriler için de, “muhatabı” bakanla bile görüşmemiş olması da var.

Tabii hiçkimseyle görüşmediği de söylenmemeli. Çünkü Bilderberg toplantısına katılmış bulunuyor. Bilderberg’in ismi bile “netameli” olduğundan, bu katılım üzerine çokca spekülasyon yapılacağı aşikar.

Yine de spekülasyon yapılmayan bazı görüşmeler aynı zamanlama ile Babacan tarafından yapıldı. Dışişleri Bakanı ABD’de, Başkan adayları Obama ve McCain’in danışmanları ile biraraya geldi. Bu biliniyor.

Peki ama Babacan bu danışmanlarla ne görüştü? Elbette Türkiye Dışişleri’nin bir numarasının, ABD gibi bir ülkenin gelecekteki liderlerinin ekibi ile görüşmesi normal karşılanmalı.

Öte yandan Türkiye’nin iç siyasi dinamiklerinin geldiği kritik nokta da görmezden gelinemez. İktidar partisine yönelik kapatma davası ve karar kapatma olması halinde, yeni bir parti, yeni bir genel başkan ve yeni bir başbakanın olması ihtimali düşünüldüğünde, ve bunların hepsine, Bakan Babacan’ın isminin de hayli geçtiği anımsandığında, belki şu soru da listeye eklenmeli.

Zamanın ipuçları...

Eğer Türkiye’nin iç politik denklemleri üzerinden gerçekten bir konuşma yaşanmış ise Babacan’ın kimin adına konuşmuş olabileceğine ilişkin 3 ihtimal dillendirilebilir. Birincisi kendi adına konuşması!

Yani açıkça söyleyelim, kendisinin olası liderliği için nabız yoklaması yapıp yapmadığı. Tabii Bakan bunu yapmışsa bu kısa vadeli gelecek için farklı anlamlar ifade ediyor. Ancak bunu yapmadığını biliyoruz. Nereden biliyoruz, çünkü kendisi ABD gezisi sırasında bu ülkede bulunmasının nedeninin kendisi ile ilgili olmadığını söyledi!

İkinci ihtimal, Başbakan adına konuşma yapıyor olması. Bu da gerçekse, farklı anlamlar ifade ediyor. AKP iktidarının göreve geldiği andan bu yana Batı’dan aldığı destekte şimdi hissettiği azalmayı giderme veya nedenini öğrenme, destek isteme amaçlı olabilir.

Öte taraftan, Bakan Babacan hakkında sık söylenen iddialardan biri olan, Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Gül arasında sıkıştığı yönündeki söylencelere de Başbakan lehine bir karar vermiş olduğu çıkarımlanabilir.

Son olarak da Cumhurbaşkanı Gül adına konuşmuş olması. Bu da doğrusu gerçekse ilginç olabilir. Çünkü Gül ile Erdoğan arasında bir soğukluğun olduğu, hatta Başbakan’ın elemine edilmesi yönünde düşünceleri bulunduğu iddiasına farklı bir bakış getirebilir.

Tabii yine böylesi bir durum da, Babacan’ın Gül ile Erdoğan arasında bir seçim yaptığını da gösterir. Ki bu da siyasetteki kısa vadeli beklentilerin bu figürler tarafından nasıl öngörüldüğünü işaret eder.

Ama bize sorarsanız, dördüncü ihtimal en olanaklısı. Yani Bakan Babacan’ın ABD’nin yeni liderlerine Türkiye’yi ve hassasiyetlerini anlatmış olması. Doğrusu da bu. Zaten kendisi de bunu söyledi.

Bu haber 963 defa okundu.