CHP Truva Atı | " /> CHP Truva Atı | "/>

En Sıcak Konular

CHP Truva Atı

12 Haziran 2008 10:34 tsi
CHP Truva Atı Zamanında İsmet İnönü Menderes'e hitaben 'seni ben bile kurtaramam' demişti; bugünse Baykal Erdoğan'a hitaben 'altından kalkamazsın' diyor. İnönü'nün neyi kast ettiğini artık biliyoruz ama sahi Baykal neyi kastediyor. Bekir Berat Özipek'e sorduk <

Gazi Osman Paşa Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde görev yapan Doç Dr Berat Özipek, 'Türkiye'de kamu hürriyetlerinin gelişimi' üzerine dersler veriyor. Yayınlamış pek çok akademik çalışması ve gazete yazılar bulunan Özipek'in, Liberte Yayınevi'nden çıkmış olan 'Muhafazakarlık: Akıl, Toplum, Siyaset' isimli kitabı, alanının en iyi çalışmalarından biri olarak gösterilmektedir.  

Deniz Baykal, hem iptal kararını eleştiren hem de Anayasa değişikliğini teklif eden sözler telaffuz eden Basbakan Erdoğan'a hitaben 'altından kalkamazsın' şeklinde bir ifade kullandı.. Erdoğan'ın 'altında kalacağı' şey tam olarak nedir?

Her halde darbeyi ima ediyor olmalı. Baykal’ın halkı işaret etmediği açık. Çünkü CHP’den başka başörtüsü düzenlemesine karşı çıkan parti yok. Düşünün, Ak Parti’nin yanında, hem MHP’nin hem de DTP’nin aynı fikirde olduğu kaç konu var bu ülkede? Bir partinin dışında, nerdeyse bütün toplum kesimlerini temsil eden siyasi partilerin desteklediği bir girişim söz konusu olduğunda, eğer o ülkede asgari düzeyde bir demokrasi varsa, o girişimin altında kalacağı “şey” kaba güçten, zorbalıktan başka ne olabilir?

AKP'nin 'altından kalkamayacağı' işlere girmek yerine 'şapkayı alıp gitmesi' mi gerekiyor?
 
Ak Parti’nin şapkayı alıp gitme gibi bir lüksü yok. Partiler de tıpkı bir insanlar gibi, kendi başlatmadıkları bir kavgayı kolay kolay yarisinda terk edemezler. Demokrat Parti’den beri bütün “Çevre” partileri, kendileri istemese bile oligarşiyle çatışmak zorunda kalır. Zaman zaman bir strateji olarak geriye çekilmek yanlış değildir. Ama bu aşamada o ne kadar geriye çekilirse, statükonun güçleri o kadar üstüne gelecektir. Başbakan Erdoğan konuşmasında Anayasa Mahkemesi’ni eleştirdi, ama sözlerinin sonunda kolaycılık yapıp asıl kabahati CHP’ye yıktı. CHP’nin demokrasiyi tahrip edip ülkeyi ara rejime sokma çabalarındaki sorumluluğu açık, ama bu son hukuka aykırı kararı Baykal almadı. Başbakan, yargı bürokrasisinin apaçık siyasi tutum alışını teşhir edip çözüm adına ne yapacağını söylemedi. Oysa kendisinden beklenen buydu, hala da bu. O’ndan bizimle birlikte yakınmasını bekleyen yoktur herhalde.

Baykal'ın kullandiği ifadeleri, savurduğu tehditleri başka bir muhalafet partisi yapabilir mi?
 
Elbette yapamaz, çünkü CHP “çok özel” bir partidir. Bu ülkede CHP, egemen zümrenin çıkarlarını siyasi zeminde temsil eden bir partidir. CHP siyasetin içindeki bir aktör olarak siyasetin alanının daraltılmasını savunur; Parlamento’nun bir parçası olmasına rağmen atanmışlara karşı Parlemento’nun yetkilerini budamak ister, kendisini halkın seçmesine rağmen atanmışlarla seçilmişler arasındaki her gerilimde atanmışlardan yana tutum alır. Bakın son olarak Anayasa Mahkemesi açıkça Meclis’e ait bir yetkiye el koyduğu halde CHP bunu savundu, adeta “benden yana helali hoş olsun” dedi. Bu çok normal; çünkü CHP siyasetin içindeki bir aktör olmasına rağmen onun asıl aidiyeti egemen zümreyedir; onun kendisini bir parçası olarak gördüğü zemin “siyaset” değil “sınıf”tır. Bu yüzden DTP’den MHP’ye kadar bütün partiler siyaseti savunurken, CHP siyasetin tahrip edilmesini savunur. Bu yönüyle CHP’yi egemen zümrenin siyaset kurumu içindeki truva atı ( veya siyaset içindeki oligarşinin truva atı) olarak tanımlayabiliriz. Bu Baykal ile başlayan bir durum değil.

Zamaninda İsmet İnönü'nün Menderes'e karşı yaptığı muhalefetle şimdilerde Baykal'ın Erdoğan'a karşı yürüttüğü muhalafet arasında ne türden paralellikler mevcut?

Öteden beri Baykal’ın agresif veya hırçın olduğu söylenir. Bu tespit doğru olabilir. O’nu bir keresinde Aşık Veysel’in güzelim şiirini kavga eder gibi okurken görmüştüm de “iyi ki Veysel bunu görmedi” diye düşünmüştüm. İsmet Paşa kesinlikle daha nazik bir liderdi. Ama son tahlilde ikisi de ait oldukları zümrenin (yani sabahleyin Oran’da Eymir Gölü kıyısındaki ormanda sağlıklı yaşam için yürüyen zümrenin) çıkarları söz konusu olduğunda şahin olmuş ve aşağıdakilere dayanarak iktidara gelen rakiplerine karşı aynı kararlılıkla mücadele etmişlerdir. Baykal’ın Erdoğan’a “bunun altından kalkamazsın” şeklindeki uyarısı ile İsmet Paşa’nın Menderes’e “sizi ben bile kurtaramam” tehdidi aynı kaynaktan gelir. İktidarının ilk gününden itibaren İsmet Paşa da asker ve sivil bürokrasi ile hükümet arasında gerilim yaratma peşinde koşmuştu. Baykal da, baştan beri aynı şeyleri yapıyor.

CHP ve diğer bütün statükocu kurumlar karşısında Erdoğan yalnız mı bırakıldı? (mesela Abdullah Gül tarafindan)

Erdoğan hiç de yalnız bırakılmış değil. Türkiye’de militarizme, çetelere ve derin bürokratların müdahalelerine karşı şimdiye kadar görülmemiş bir dayanışma var. Sadece muhafazakarlar değil, sol, sosyalist ve liberal kesimlerden demokratlar da, bütün eleştirilerini saklı tutarak ve “hükümet yanlısı” olarak algılanmaya aldırmayarak demokrasiden yana tutum alıyorlar; hatta Ak Parti’nin cesaret edemeyeceği kadar net bir demokratik duruş sergiliyorlar. Örneğin Taraf’ın bu süreçteki demokratik direnişini kim görmezden gelebilir?

Cumhurbaşkanı Gül’ün Hükümet’i yalnız bıraktığını söylemek için biraz erken olabilir. Ama ülkeyi pislik götürürken “sevgi kelebeği” olmanın da zamanı değil. Her halde ülke ara rejime götürülürken “taraf oldu” demesinler diye susup sürece teslim olacak değildir. O’nun bulunduğu makamın demokrasiye sahip çıkmasını gerektirdiği gerçeğinin farkında olduğunu, ama bunun en uygun yolunu aradığını düşünüyorum. Yani umarım öyledir; çünkü Cumhurbaşkanı demokrasiden yana kararlı bir tutum almaz da “adalet”i “uzlaşma”ya kurban ederse, sonuçta ikisi de elinden ve elimizden gidecek.   

www.iyibilgi.com özel Erkam Can



Bu haber 1,794 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,229 µs